Yaşlı kalp soğuğu sevmez

Güncelleme Tarihi:

Yaşlı kalp soğuğu sevmez
OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 17, 2005 00:00

Çocuklar ve ikinci çocukluk dönemini yaÅŸayan yaÅŸlılar için, kış mevsimi önemli sorunları da beraberinde getiriyor. Özellikle yaÅŸlılarımızı soÄŸuk havanın yaratabileceÄŸi olumsuz etkilerden korumak gerekiyor. Çünkü kalp ve damar hastalıklarıyla yüz yüze gelen yaÅŸlıların, soÄŸuklarda kalp krizi geçirme riski artıyor.YaÅŸlıları bekleyen soÄŸukalgınlığı riski, kalp krizini tetikliyorKış aylarında, yaÅŸlılar arasında kalp hastalıkları sonucu ölümlerde büyük bir artış görülüyor. Sert hava koÅŸulları, kalp hastalıklarını tetikliyor. Kalp ve damar hastalıklarına iliÅŸkin bir kontrolden geçmemiÅŸ olan yaÅŸlı kiÅŸiler, kış mevsiminde günlük yaÅŸantılarını eski tempoda sürdürmek isteyince problemler baÅŸlıyor. YaÅŸlıların kış günlerinde sokaÄŸa çıkmadan önce hafif vücut egzersizleri yapmalarında büyük fayda var. Bu egzersizler, kan dolaşımının hızlanmasını saÄŸlar ve yaÅŸlı kiÅŸi dışarı çıktığı zaman büyük bir sorunla karşılaÅŸmaz. Ä°leri yaÅŸlarda vücudun bağışıklık sisteminin çalışması yavaÅŸladığı için, basit bir soÄŸukalgınlığı bile ağır bir hastalığa yol açabilir.ÇocuÄŸunuza burnunu temizlemeyi doÄŸru yollarla öğretinNezle önemli bir sorun deÄŸil. Ama küçük çocuklar nezle olunca, büyüklerin iÅŸi zorlaşıyor. Küçücük yavrunun burnunun bozuk çeÅŸme gibi sürekli akması, sadece çocuÄŸu deÄŸil, onunla ilgilenen büyüğünü de zor durumda bırakır. Çocuk mendilini burnuna tutup burnunu silmeyi beceremediÄŸi için, bir baÅŸkasının onun yerine bu iÅŸi yapması gerekir. Çocuklar genellikle dört yaşına geldikleri zaman burunlarını silmeyi öğrenebilirler. ÇocuÄŸa bunu öğretirken, ÅŸu basit yöntemden yararlanabilirsiniz. Elinize yanan bir mum alıp çocuÄŸa yaklaÅŸtırın ve burnuyla mumu üflemesini söyleyin. Çocuk, bir kaç denemeden sonra bu oyundan hoÅŸlanacak. ÇocuÄŸun karşısına geçip bir mendile burnunuzu silin. O da sizi taklit etmeye çalışacak. Ä°lk denemeler iyi sonuç vermese de, sabırlı olun. Çocuklar, büyüklerini taklit etmekte ustadırlar. Bir süre sonra nezle olan çocuÄŸunuz burnunu kendisi silmeye baÅŸlayacaktır.BebeÄŸinizin de depresyona girebileceÄŸini unutmayınBebeÄŸin, konuÅŸmasını, yürümesini öğrenmeden depresyona girmesi, saçma ve komik görünebilir. Hatta ÅŸu depresyona girme meselesinin fazla abartıldığını da düşünebilirsiniz. Ama uzmanlar, bu konuyu hiç de abartılı ya da komik bulmuyorlar. Yapılan araÅŸtırmalara göre, bebeklerin depresyona girmeleri, anneleriyle olan baÄŸlarıyla yakından ilgili. Zor bir doÄŸumla dünyaya gelen bebeklerin, kendilerini güvende hissetmedikleri için ruhsal sorunlar yaÅŸadıkları ortaya çıktı. BebeÄŸin depresyon derdiyle hemen tanışmaması için, annenin onunla sürekli ilgilenmesi gerekiyor. Ona sürekli birÅŸeyler anlatmak, dokunmak, bebeÄŸe huzur verir, yüreÄŸini rahatlatır. Ayrıca bebeklere düzenli bir program uygulanması da, depresyona girmelerini önler. Bebekler, ebeveynlerinin duygularını da hemen kaparlar. DoÄŸumdan sonra ruhsal sorunlar yaÅŸayan annenin, zaman kaybetmeden tedavi görmesi gerekir. Bebeklerimizi doÄŸdukları günden depresyona sokmayalım.Kanser takıntısına dikkat edin hayatınızı karartmasınKanser hastalıklarıyla ilgili o kadar çeÅŸitli açıklama ve uyarı yapılıyor ki, artık elimize aldığımız her ÅŸey için ‘Acaba kanser yapar mı?’ sorusunu sormak istiyoruz. Bu tür sorulara alacağımız cevaplar da, ne yazık ki tatmın edici olmuyor. Kansere neden olduÄŸu iddia edilen maddelerin sayısının çokluÄŸu, insanı ürkütüyor. Kanser takıntısı öyle boyutlarda ki, aspirinin bile kanser riskini artırdığı iddia edildi. Bilim adamları bu iddianın gerçekle bir ilgisinin olmadığı kanısındalar. Ama kırmızı et tüketimini her güne çıkaran kiÅŸilerde, kolon kanserine yakalanma riski var. Karbohidratlı yiyeceklerin kansere neden olduÄŸu iddiasını ise fazla önemsemek doÄŸru deÄŸil. Ama kansere karşı bünyeyi korudukları bilinen sebze ve meyvelere sofralarımızda ağırlık vermeliyiz. Aklınıza gelen her ÅŸeyi kanser yapar korkusuyla deÄŸerlendirmek, öncelikle ruh saÄŸlığınıza zarar verecektir. Ailede kalp hastası yok diye hemen sevinmeyin, yaÅŸam stilinizi deÄŸiÅŸtirinDoktor, sizi muayene etmeye baÅŸlamadan önce, bazı sorular sorar. Öncelikle ailede kalp hastalığına yakalanmış kiÅŸilerin var olup olmadığını bilmek ister. Ailenizde hiç kimsenin kalp hastalığı geçirmediÄŸini sevinçle açıklarsınız. Doktorunuzun size, ‘Güzel, sizin kalp sorununuz olmayacak’ demesini beklersiniz. Ama boÅŸuna sevinmeyin. Kalp krizlerinin çoÄŸu, kiÅŸilerin yaÅŸam stilinden, beslenme alışkanlıklarından kaynaklanır. Ailede kalp hastalarının bulunması ise sadece kalp hastalığına yakalanma tehlikesini artırır. Kalp ve damar hastalıklarından korunmak için öncelikle düzenli yaÅŸamayı ve dengeli beslenmeyi ilke edinmelisiniz. Ailede kalıtsal olarak kalp hastalığının görülmesi, sizin için bir tehlike oluÅŸturur. Ama belirttiÄŸimiz gibi ailede kalp hastası yok ise bu sizin kalp sorunu yaÅŸamayacağınıza iÅŸaret sayılmaz. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!