Ünlü babalar da hiç farklı durumda değil

Güncelleme Tarihi:

Ünlü babalar da hiç farklı durumda değil
Oluşturulma Tarihi: Kasım 22, 2003 01:55

Çocuklarımla birlikteyken telefonumu kapatırım

Süleyman- Emir- Orkan ORAKÇIOĞLU

BABA. Süleyman Orakçıoğlu. 43 yaşında. Damat-Tween'in sahibi, Orka Grup Yönetim Kurulu Başkanı, İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı.

ÇOCUKLAR. Emir Orakçıoğlu, 14 yaşında. Avusturya Lisesi hazırlık öğrencisi. Orkan Orakçıoğlu, 7 yaşında. Herkesin tek oy hakkı, Orkan'ın ‘‘Üç oy hakkı’’ var!

Süleyman Orakçıoğlu, Emir gibi bir oğlu olduğu için çok şanslı. Emir, babasının iş dünyasındaki rolünün o kadar farkında ki, cumartesi günlerinde babası ona, o babasına vakit ayırma telaşında!

‘‘Babamla zevklerimiz ortaktır. Bu nedenle önemli olan kardeşimin istekleri. Cumartesileri birlikte kahvaltı yapmak bile bana yetiyor. Zaten babama haftaiçi de ihtiyaç duysam, onu yanımda bulurum.’’

Emir istediği kadar baskı yapmasın, Süleyman Orakçıoğlu bir cumartesi babası hassasiyetinde. O gün telefonunu bile kapatıyor. Zaten fotoğraf çekimi ve röportaj sırasındaki tavırları, çocuklarının da en az onun kadar şanslı olduğunu düşündürüyor.

‘‘Çocuklarımla birlikte olduğum gün, o ortamdan kopmamak için her şeyi yapıyorum. Büyüdükleri için çok şanslıyım. Uzun bir kahvaltıdan sonra, ya maç yapmaya halı sahaya gideriz, ya da bovlinge. İkisinden de çok keyif alıyorum. ‘‘Önce kendi aranızda anlaşın’’ diyorum onlara, ben nasılsa uyarım. Sinema seçimini ise Orkan yapar, ama sonra o uyur ve Emir'le ben seyretmek zorunda kalırız.’’

Süleyman Bey'in cumartesileri sakin geçiyor gibi görünse de, Orkan yüzünden hálá biraz tehlikede! Onu Akmerkez'in üst katındaki minik havuzda bir bota sıkışmış halde görmek an meselesi. Orkan çok seviyor çünkü. Eee, babamızın da boynu kıldan ince tabii!

Keşke kompüter oyunlarını sevebilseydim

Kemal- Mert- Mine MERKİT

BABA.
Kemal Merkit. 43 yaşında. Spor-pazarlama organizasyon şirketi sahibi. Motor sporlarında uluslararası alanda Türkiye'ye en çok başarı kazandıran isimlerden biri.

ÇOCUKLAR. Mert 15 yaşında. Mine 13. Üçü birlikte spor yapmayı çok seviyorlar. Bir de babaları teknolojiden anlasa!

Uzun seyahatleri olmasa Kemal Bey'e ‘‘Cumartesi babası’’ demek zor. Kemal Merkit, her akşam çocuklarına saatler ayırabilen bir baba. Ancak ralli için evden uzaklaşmak zorunda kalınca, dönüşte bir ‘‘Cumartesi babası’’ hassasiyetine bürünebiliyor.

‘‘Onlarla kayıyoruz, bisiklete biniyoruz, boggle kelime oyunu, scrabble oynuyoruz, müzik dinliyoruz, ping pong oynuyoruz, motora biniyoruz. Bunların hepsi benim de zevkle yaptığım şeyler. Ama ne isterdim biliyor musunuz? Kompüter oyunları oynamaktan keyif alabilmeyi çok isterdim!’’

Hassas olduğu dönemlerde oynuyor da! Mine, yine de babasının değişmesini hiç istemiyor. ‘‘Onunla geçirdiğim vakit bana hiç yetmiyor. Onunla alışveriş yapmaya bayılıyorum. Annemle asla çıkmadığı alışverişlerde benimleyken hiç sesini çıkarmıyor, saatlerce dolaşabiliyor! Hele birlikte Friends dizisini seyretmek harika!’’

Mert, erkek çocuk olmanın sıkıntısını hissettiriyor. ‘‘Bense hayatı öğrenmeye zorlanıyorum babam tarafından! Minibüse binmem isteniyor, kahvaltıya birlikte oturup, kalkmam isteniyor. Yine de ben baba olsam, onun kadar iyi ve ilgili bir baba olur muydum, hiç sanmıyorum!’’

Sadri programları beni düşünerek yapıyor

Kerem- Sadri ALIŞIK

BABA:
Kerem Alışık. 37 yaşında. Tiyatro ve televizyon oyuncusu.

ÇOCUK: Sadri Alışık. 14 yaşında. Babasıyla ortak zevkleri çok. İkisi de futbola Dikilitaş'ta 10 numara olarak başlamış, ikisi de içki ve sigara kullanmıyorlarmış!

‘‘Onu göremezsem fevkalade üzülüyorum. Buna imkan vermemek için iki elim kanda bile olsa, o uyurken bile olsa, onu mutlaka görürüm, öperim, koklarım’’ diyor Kerem Alışık. ‘‘Eğer Sadri'nin yanında değilsem bu keyfimden değildir. İşlerimin yoğunluğundandır, oğlum da bunu bilir’’ diyor.

Yine de bir tam gününü oğluna ayırmaya özen gösteriyor. Olgun bir çocuk olan Sadri, o gün için babasına bol alternatifli programlar öneriyor. Programları babasını düşünerek yapıyor. Mesela programa, uzun süre karanlıkta duramayan Kerem Alışık'ı düşünerek sinemayı eklemiyor. Gerçi o istese de oğluyla en son ‘‘Herkül’’e giden babasının, sinema salonundan içeri girmeye pek niyeti yok!

‘‘Birlikte maça gider, top ve tavla oynarız. Ama asla oğlum memnun olsun diye yenilmem, tam tersine onunla çok daha ciddi oynarım’’ diyor baba Alışık. Biraraya gelince ders bile çalışıyorlar. Hatta Kerem Alışık bu dersleri o kadar ciddiye alıyor ki, konuyu kendi anladıktan sonra Sadri'nin anlamamasına şaşırıyor, ‘‘Şimdi neden anlamadın ki?’’ diye sorup sorup, oğlunu kızdırıyor. Babasının ‘‘Cumartesi babası’’ olması bile Sadri'yi kurtarmıyor!
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!