Üç serseri mayın

ELENA SOFIA RICCI: FERZAN İÇİN ÇİRKİNLEŞMEYİ KABUL ETTİM        �

Elena Sofia Ricci, askıya aldığı sinema kariyerine Ferzan Özpetek’in “Serseri Mayınlar”ıyla döndü. Yıllardır televizyon dizilerine ağırlık veren, bu nedenle film setlerinden kopan ıtalyan oyuncu, Özpetek sayesinde hayata döndüğünü söylüyor: “Ferzan aradı, ‘Serseri Mayınlar’da üç teyzemin karışımını canlandırmanı istiyorum. Ama kusura bakma, bunun için biraz çirkinleşmen lazım’ dedi. Hiç düşünmeden kabul ettim.”
 �
Ferzan Özpetek, üç teyzesinin karışımından oluşan karakteri size nasıl anlattı?    �

- Teyzelerinin karakterlerini çok iyi çizdi. Ben en çok alkole düşkün olanını sevdim. Hani küçük Ferzan’a kaşıkla içki içiren... Hayalini kurduğu mavi prensi gelmeyince dikkat çekmek için geceleri “Hırsız var” diye bağırarak ev halkını ayağa kaldıran da çok şeker...

Ferzan’ın saç takıntısı olduğunu duyduk diğer oyunculardan, doğru mu?  �

- Doğru... Benden saçımı açık kızıla boyamamı istedi. Tereddüt etmedim. Ama zavallı Nicole’ün upuzun saçları gözümüzün önünde kesildi. Riccardo’nun saç sorunu ise az daha filmi başlamadan bitirecekti. Ciddi kavgalar oldu bu yüzden...

Peki siz serseri mayın grubuna giriyor musunuz?

- Film gereği evet. Ama gerçek hayatta pek değil.

Ferzan Özpetek’in filmlerinde, zengin yemek masası etrafında aile sorunlarını tartışmak bir gelenek haline geldi. Bu konuda ne söylemek istersiniz?

- Geçmişte Ferzan’ın filmlerini izler, gıpta ederdim. O zengin sofralar, gurme tadımları, yemek sohbetleri... Ve bunların hepsini aynen “Serseri Mayınlar” çekimi sırasında yaşadım ben de... ınanılmaz bir deneyimdi. ınanın film çekimleri bittiğinde hepimiz fazlasıyla kilo almıştık. Aslında tıkınmamız, çekimler sonrasında bile sürüyordu.

NıCOLE GRIMAUDO RÖPORTAJI: SAÇLARIMIN KATİLİ FERZAN’DIR

Nicole Grimaudo, Ferzan Özpetek’in favori oyuncularından... İlk kez iki yıl önce “Mükemmel Bir Gün” filminde rol alan genç yetenek, “Serseri Mayınlar”da seksi iş kadını Alba’yı canlandırıyor.

“Mükemmel Bir Gün”den sonra Ferzan Özpetek’ten bir film teklifi daha gelmesini bekliyor muydunuz?

- Birbirimize söz vermiştik. Ve sözler tutuldu. “Serseri Mayınlar” projesi ortaya atıldığında Alba rolü için beni düşündüğünü söylemişti, planladığı gibi oldu.

Ama Ferzan Özpetek size önemli bir şart koşmuş...

- Evet ya... ınanın belime kadar gelen harika saçlarım vardı. Reklamcılar bile saçlarımın peşinde koşuyordu. Ama Ferzan çekimler başlamadan hemen önce telefon etti, “O saçlar kestirilecek, kask gibi olacak” dedi. ıtiraz ettim. Yalvardım. “Hayalimdeki Alba’nın saçları kısacık” diye diretti. Baktım rol elden gidiyor, ağlayarak makas vurdurdum. Saçlarımın katili Ferzan’dır.

Filmde, direksiyon başına geçtiğinizde inanılmaz hız yapıyorsunuz... Gerçekte de hız sever misiniz?

- Gerçek hayatta otomobil kullanmasını pek sevmem ama rol gereği sert ve hızlı kullanmak zorundaydım. Çok da eğlendim. Yanımda oturan Riccardo’yu zaman zaman korkuttum hatta... Filmdeki “Yavaş git”, “Dikkat et” uyarıları tamamen gerçekti.

Stiletto ayakkabı sahnesi de çok seksi ve çarpıcıydı...

- Ferzan bu olayı İstanbul’da görmüş. Bir iş kadını, ayağındaki düz ayakkabıları çıkarıp otomobilinin bagajında bulunan stilettolarını giyerek iş yerine giriyormuş. Aynısı bana uygulattı. Bence de güzel oldu o sahne...

Tommaso ve eşcinsel arkadaşlarının deniz sahnesine Alba’nın katılımı bir denge unsuru muydu?

- Alba ile Tommaso arasında gidip gelen bir duygusallık var. Ama Alba, Tommaso’nun tercihini saygı ile karşılayabiliyor. Onca eşcinsel arasında rahatsız olmuyor. Hatta çok normal görüyor. Denizdeki dans sahneleri bence filmin en can alıcı sahnelerinden...

RICCARDO SCAMARCIO: AZ DAHA SETTE SÖZLEŞMEYİ YIRTIYORDUM

İtalya’nın James Dean’i olarak görülen Riccardo Scarmarcio, “Serseri Mayınlar” filminde bir eşcinseli canlandırdı. Bir erkekle öpüşmenin kendisini zorladığını söyleler oyuncu, ondan daha büyük bir zorluğu ise Ferzan Özpetek’le kavgası sırasında yaşamış.

Öncelikle şu kavgayı bir anlatsanız... Ferzan Özpetek’le sette birbirinize girmişsiniz...

- Evet. Sete geldiğim ilk gün Ferzan beni doğruca berbere gönderdi. Saçlarımın düzeltilmesi gerekiyormuş. Ertesi gün yine aynı şey. Üçüncü gün Ferzan saçlarımı elleyerek “Biraz daha kesilmesi gerek. Haydi berbere” deyince sinirlendim ama “Sakin ol Riccardo, sakin ol” diye kendi kendime telkinde bulundum. Gittim berbere... Sabahın körü olduğundan berber koltuğunda kestirmişim birazb... Bir uyandım ki saçım felaket kırpılmış. Hemen Ferzan’a koştum. Kedi köpek gibiydik “Ben gidiyorum. Sana da, filmine de başlarım” diye bağırdım. Alelacele sözleşmeyi bulup karşısında yırtmaya çalışırken beni durdurdular. O akşam Ferzan’ı bir ağacın altında kendi kendine söylenirken, kafasını kütüğe vururken görünce iş tatlıya bağlandı.

Bir eşcinseli canlandırmak ne kadar zordu sizin için?

- Fazlasıyla zor... Hele ateşli gay öpüşmesi. Gözlerimi kapattım ve içimden “Ben bir aktörüm. Ben bir profesyonelim. Bu benim ekmek param” diye sayıkladım. Ama ayna karşısındaki gay dansı daha da zor oldu. Sonuçta üstlendiğim karakter cinsel tercihinden taviz vermeyen, istediğini yapan biri. Eğer ortada yaşanacak bir aşk varsa da yaşanması gerekir.

Kadın hayranlarınız biraz düş kırıklığına uğradı...

- Umarım beni oynadığım karakterle özdeşleştirmezler. Sonunda bir aktörüm. Üstelik bu bir gay komedisi. Elbette bir erkek yerine kadınlarla öpüşmeyi arzulardım.

Kendinizi serseri mayın gibi hissediyor musunuz?

- Hayır, kendimi asla kontrol dışı görmüyorum. Bunun için de hata yaptığım zaman kendimi çok suçlu hissediyorum.