Türkçe şarkı yapsak şöyle olurdu: Halı satın almak ister misiniz?

Güncelleme Tarihi:

Türkçe şarkı yapsak şöyle olurdu: Halı satın almak ister misiniz
Oluşturulma Tarihi: Eylül 27, 2008 00:00

2001 yılında Norveç’in Kuzey Denizi’ne bakan yakasında küçük bir kent olan Stavanger’de kurulan Helldorado grubu, son albümünü 2005 yılında çıkardı. Bu albümdeki "A Drinking Song" şarkısının yıldızı geçtiğimiz yıl Türkiye’de parladı. Türkiye’de verdikleri konseri yüzlerce kişi izledi.

Bu şarkı o kadar sevildi ki, Euro 2008’de Milli Takım için Türkçe’ye uyarlandı, futbolseverlerin kalbini kazandı. Vokal ve gitarda Dag Vagle, bass ve geri vokalde Hans Wassvik Bass, davulda Morten Jackman’dan oluşan grup, sonbahar turnesi kapsamında Türkiye’ye gelecek. 1 Ekim’de İzmir Ooze Venue, 2 Ekim’de İstanbul Studio Live ve 4 Ekim’de Ankara ODTÜ MD Vişnelik’te sahne alacaklar. Grup üyelerinden Hans Wassvik sorularımızı cevapladı ve Türkiye’de bu kadar sevilmelerini "Yakışıklı adamlar" olmalarına bağladı...

Sizi yeni keşfedenler için müziğinizi nasıl tarif edersiniz?

- Çok farklı türlerden etkileniyoruz. Örneğin 1960’larda popüler olan The Sonics, The Stooges gibi gruplardan ya da Link Wray, Dick Dale’den. Kariyerimizin başında Norveç folk müziği yapan grupların şarkılarından çaldığımız da oldu. Folk müzik bizim grubun soundu için çok önemli. Bir başka önemli unsur da filmler. Yaptığımız her şarkının izlemekten keyif alacağımız bir filmde kullanıldığını hayal ediyoruz. Sözlerde de 18. ve 19. yüzyıl şiirlerinden esinleniyoruz, eski hikaye anlatımı geleneğini izliyoruz.

Özellikle de western filmlerinden etkileniyorsunuz sanırım? İyi bir film izleyicisi misiniz?

- Kesinlikle. Filmlerle çok yakın bir ilişkimiz var. Eski tarz western’lere, David Lynch ve Tarantino filmlerine bayılırız. Bazı eski korku filmlerini de vakit buldukça izliyoruz.

Size en çok hangi yönetmenlerin filmleri ilham veriyor?

-David Lynch, Quentin Tarantino, Sergio Leone, Lars Von Trier, Oliver Stone, Russ Meyer, George Romero, Sam Raimi, Lucio Fulci, Wes Craven, Stanley Kubrick, Jim Jarmusch... Liste böyle uzar gider. Bir gün Quentin Tarantino’nun filmi için şarkı yapmayı hayal ediyoruz. Tarantino da filmlerinde bizim tarzımıza yakın müzikler kullanıyor.

Norveç black metal müzik yapan gruplarıyla ünlü. Ama sizin müziğiniz farklı. Kendi ülkenizdeki müzikseverlerin tepkisi nasıl?

- Kendi ülkemizde hatırı sayılır bir kitlemiz var. Ancak şu bir gerçek ki, Norveç’te radyolar daha çok hip hop müzik ya da Amerika ve İngiltere listelerinde ilk sıralarda yer alan sanatçı ve grupları çalmayı tercih ediyor. Avrupa’da kendi ülkemizden daha çok konser veriyoruz. Mesela Türkiye’de ciddi albüm satıyoruz. Kliplerimiz Avusturya, Almanya ve hatta İsviçre’de izleniyor.

Grubunuzu ve müziğinizi 3 kelime ile tanımlamanız gerekse?

-Sert, kızgın, karanlık...

İLK DEFA FUTBOL HABERİ TAKİP ETTİK

Türkiye’de hatrı sayılır bir hayran kitleniz var. Bunun sebebi ne sizce?

- Bir çok sebebi var. Türkler geleneksel folk müzik ritmlerinin kullanıldığı şarkıları seviyor sanırım. Bu bizim müziğimizde de sıkça rastlanan bir şey olduğu için size çok yakın geldik. Radyo Eksen bizi ve müziğimizi keşfedip destek verdi. Ya da belki çok yakışıklı adamlar olduğumuz için diyebiliriz!

"A Drinking Song" isimli şarkınız Avrupa Futbol Kupası Euro 2008’de Türk Milli Takımı’nın şarkısı olarak kullanıldı ve Türkçeleştirildi. Bu teklif nasıl geldi? Bu versiyonu sevdiniz mi?

- Bu bizim için çok onur vericiydi, sevinçle karşıladık. Futbolla çok ilgilenmememize rağmen Türk futbol takımının maçlarını büyük heyecanla takip ettik. Kariyerimizde ilk kez spor haberlerinde yer almak da ilginç bir deneyimdi. Çok çok beğendik.

Diğer ülkelerden de benzer teklifler aldınız mı?

- Bu kadar büyük bir teklifle karşılaşmadık. Ancak bazı İngiliz ve Norveç film yapımcılarıyla, bazı bağımsız filmlere müzik yapma konusunda temas halindeyiz.

Türkiye’ye özel bir şarkı yapmayı planlıyor musunuz?

- Bunu bir gün muhakkak yapacağız. Hatta şöyle bir konsepti bile olabilir: "Bir halı satın almak ister misiniz?" Bu bizim Kapalıçarşı’yı gezerken en sık duyduğumuz cümleydi...

Daha önce "Kebap" isimli bir şarkı kaydedeceğinizi söylemiştiniz. Bu projede gelişme var mı?

- Evet. "The Kebap Song" kaydedildi. Geleneksel Türk halk müziğinden etkilenerek kaydettiğimiz enstrümantal bir şarkı. Yeni albümümüzde kullanıp kullanmayacağımız henüz belli değil.

GRUBUN ADI NEDEN HELLDORADO?

El Dorado, İspanyolca Amerika’nın keşfi sırasında Avrupalı fatihlerin burada altın madenleri bulma hayalini anlatan bir sözcük. Ancak Norveçli grubun adı El Dorado değil, Helldorado, yani olduğu gibi Türkçe’ye çevirirsek "altınlı cehennem". Hans Wassvik, "Helldorado bizim geçici olarak kullandığımız bir isimdi, ancak bir türlü onu bırakamadık" diyor. "Müziğimizdeki zıtlıkları ve birliktelikleri yansıtıyor. İyi-kötü, zayıf-güçlü, suçlu-masum gibi..."

İSTANBUL’UN FANTASTİK HAVASINI SOLUYACAĞIZ

Türkiye’de elma çayı içmek, muhteşem yemeklerinizden tatmak, özellikle İstanbul’un tarihi ve fantastik havasını solumak, sokaklarında yürümek istiyoruz.

YENİ ALBÜMDE YAYLILARI KULLANDIK

Yeni albümümüz 20 Ocak 2009 tarihinde Norveç’te yayınlanacak. Henüz diğer Avrupa ülkeleri için anlaşmalarımız yapılmadı ama 2009 içinde birçok ülkede yayınlanır diye düşünüyoruz. Neredeyse iki yıldır stüdyoda bu albümün kaydı için uğraşıyoruz. Kendi müziğimizi ve sound’umuzu bir adım ileriye taşımaya çalışıyoruz. Şarkılarımızın bazılarına daha senfonik bir hava katmak için yaylıları kullandık. Bazılarında yine 60’ların o meşhur rock havası var, bazıları da yine geleneksel tatlar taşıyor.

ÜLKELERİNDEKİ BİRİNCİLİK, AVRUPA KAPISINI AÇTI

Helldorado kurulmadan önce grubun tüm üyeleri yerel bir grup olan The Tramps ile konserler veriyor, stüdyo çalışmaları yapıyordu. Cover şarkılar çaldıkları sırada kendi müziklerini yapmaya karar verdiler. Böylece Helldorado 2001 baharında Norveç’in Kuzey Denizi’ne bakan yamacı Stavanger’de kuruldu. Ardından gelen birkaç konser sayesinde ünlerini şehir dışına yaydılar. 2002’de Zoom isimli yarışmayı kendi şehirlerinde kazandılar. Oslo’daki büyük finale giden üçlü, orada da birincilik aldı. 2002’de yerel plak şirketi CCAP’den mini albümleri "Lost Highway" yayınlandı. 2004’te bunu "Director’s Cut" takip etti. Albüm Avrupa’ya dağıtıldı ve grup geniş kitlelerce tanınmaya başlandı. 2005’teki son albümleri "The Ballad of Nora Lee" ise geçtiğimiz sene ülkemizde keşfedildi.

KONSERDE NE ÇALACAKLAR

Konserlerde son albümümüz "The Ballad of Nora Lee" albümümüzden şarkılar çalacağız. Zaman kalırsa belki 1-2 yeni şarkı ve eskilerden de seçmeler yapabiliriz. Yakında çıkacak albümden bazı şarkıları da Türk izleyicilerle paylaşmayı istiyoruz.

Altın Mikrofon albümlerini dinlerken nargile tüttürmek istiyoruz

Ülkenizde kaldığımız süre içinde son albümlerinde "A Drinking Song" adlı şarkımızı yorumlayan Dolapdere Big Gang ile tanışma fırsatımız oldu. Son turnemizde ise Aşık Veysel, Selim Sesler ve Taksim Trio gibi isimlerin albümlerini satın alıp dinledik. 60’lı yılların eski Türk pop müzik klasiklerinden oluşan 3 CD’lik Altın Mikrofon albümlerini de keyifle dinliyoruz. Hatta dinlerken oraya tekrar gelip nargile tüttürmek ve çay içmek istiyoruz...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!