Türk kadını tehlikede

Güncelleme Tarihi:

Türk kadını tehlikede
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 11, 2009 11:56

Her yıl dünyada 8 milyon kadının kalp hastalıkları nedeniyle yaşamını yitirdiğine dikkat çeken Prof. Dr. İsmet Dindar, Türk kadınlarının da kalbinin alarm verdiğini söyledi…

Haberin Devamı

Türkiye`de özellikle eğitimli kadınlarda son yıllarda sigara içme alışkanlığının artmasıyla birlikte kalp damar hastalıklarının çok genç yaştaki kadınlarda görüldüğüne dikkat çeken Medical Park Sağlık Grubu Göztepe Hastanesi Kardiyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. İsmet Dindar, şu bilgileri verdi:              
                                      
"MENOPOZ KADIN KALBİ İÇİN MİLAT KABUL EDİLMELİDİR"                                     
 
"Türk kadınları, Avrupalı kadınlara göre daha fazla risk altında. Son yıllarda yapılmış çalışmalar göstermiştir ki, psikososyal risk faktörleride denen yoğun iş temposu, stres, depresyon, anksiyete dörtlüsü, koroner arter hastalığının öngörücüsü olabilmekte hatta kalp krizlerini tetikleyebilmektedir. Gerek evde gerekse dışarıda sosyal hayatın içinde daha sıklıkla yer alan kadınlar dahi bu risklere maruz kalmaktadır. Türkiye de özellikle eğitimli kadınlarda son yıllarda sigara tüketimi artmıştır. Bu, kadınlarda kalp damar hastalıklarının önümüzdeki dönemde daha sık görüleceğini düşündürmektedir. Günümüzde bile genç yaşta kadınlarda daha fazla kalp krizleri görülmekte ve bu trendin hızla devam edeceği düşünülmektedir. Kadınlarda özellikle menopoz sonrası kalp hastalıkları için risk artmaktadır. Bu nedenle şikayetler mutlaka önemsenmelidir. Yoğun iş temposu, düzensiz ve sağlıksız beslenme, aktivite azlığı obeziteye zemin hazırlamakta bu da kadınları günden güne daha fazla etkilemektedir. Türkiye’de kadınlarda obezite daha fazladır. Metabolik sendromda denilen kan yağları yüksekliği, hipertansiyon, bel çevresi fazlalığı Türk kadınlarında yüzde 50lere varan oranlarda görülmektedir. Bu nedenle Avrupalı hemcinslerine göre artmış bi risk ile karşı karşıyadır…
 
"AİLE ÖYKÜSÜ KALP HASTALIKLARIN DA İHMAL EDİLMEMELİDİR"                                                 

 
Genetik anlamda kadın erkek arasında riskte fark yoktur. Genetik alt yapı bir çok hastalıkta olduğu gibi kalp hastalıklarının görülmesinde de etkilidir. Değiştirilemeyen bir risk faktörü olan aile öyküsü kesinlikle göz ardı edilmemelidir.  Aile öyküsü birinci derecede akrabalarda, erkeklerde 55 yaş ,kadınlarda 60 yaş altında kalp hastalığı varlığı olarak tanımlanır. Bu bağlamda kız çocukları risk altındadır. Menopoz öncesi kadınlarda erkeklere göre risk belirgin olarak daha azdır. Bunda kadın hormonu olarak östrojen hormonunun faydalı etkileri rol oynamaktadır. Fakat menopoz sonrası özellikle metobolik sendrom ve diyabet nedeniyle ara kadınlar aleyhine hızla kapanmaktadır. İlk kalp krizleri kadınlarda erkeklere göre daha geç yaşlarda olmaktadır. Fakat ölüm riskleri her iki cinste de benzerdir. Fiziksel aktivite ile ortaya çıkan nefes darlığı, çarpıntı, göğüs ağrısı, bayılma, bilinç kaybı gibi durumlarda kardiyolojik muayene gereklidir. Ayrıca sigara içmiş, hipertansiyon, diyabet, kolesterol yüksekliği, ailede kalp hastalığı varlığı gibi durumlar bireyler için ekstra risk oluşturduğu için bu tarz çoklu risk faktörleri varlığında rutin inceleme gereklidir…
 
"KADINLARDA DA YAŞ BİR RİSK FAKTÖRÜDÜR"
 
Yaş bir risk faktörüdür. Kadınlar için menopoz bir milat kabul edilmeli, menapoz sonrası düzenli muayeneler önerilmelidir. En basit anlamda kardiyak ekokardiyografi ve efor testi (koşu bantı) önerilmektedir. Düzenli fizik aktivite, kilo verilmesi, sigaranın bırakılması, varsa hipertansiyon, diabet, hiperlipidemi gibi hastalıkların tedavisi riskin azaltılması açısından önemlidir. Stresten uzak bir yaşam, sebze ve meyve ağırlıklı beslenme, sigara içilmemesi ve düzenli fizik aktivite kalp hastalıkları açısından koruyucudur. Fast-food tarzı beslenme, aşırı kaloriye ve kilo alınmasına neden olmakta, ayrıca kolesterol seviyelerinde yükselmeye neden olmaktadır. Bu nedenle kalp hastalıkları için çok zararlıdır. Bu tarz beslenmeden uzak durmak gerekir. Az miktarda sık öğünlerle yapılan beslenme katı ve donmuş yağlardan fakir olmalı bol lif içermelidir. Bu hem kilo alınmasını hem de çabuk acıkmayı azaltır. Gündüz karbonhidrat açısından zengin olan yiyecekler enerji vermesi açısından tercih edilmelidir. Akşam ise bitkisel protein içerikli yiyecekler tercih edilmeli ve yağlar kesinlikle sıvı yağ olmalıdır.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!