Tüm ailesini doktor yaptı, gücü bir tek en küçük kızı Aslı’ya yetmedi

Güncelleme Tarihi:

Tüm ailesini doktor yaptı, gücü bir tek en küçük kızı Aslı’ya yetmedi
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 16, 2009 00:00

Azmi Ofluoğlu’na “hastaneler kralı” demek klişe olur, fakat yanlış olmaz. Tam 83 tane sağlık kuruluşunun sahibi, yurtdışında hastaneleri var. Memlekete sadece hastane değil doktor da kazandırıyor. Beş evladından dördünü doktor olarak yetiştirmeyi başardı. Yetmedi, yeğenlerini de bu mesleğe yönlendirdi. Etrafındaki herkesi doktor yapan Ofluoğlu’nun gücü bir tek en küçük kızı Aslı’ya yetmedi. Çetin ceviz çıkan Aslı Ofluoğlu, babasıyla girdiği savaşı kazandı, şimdi iç mimarlık okuyor. Ancak Azmi Ofluoğlu kolay pes edecek türden bir adam değil, sırada doktor adayı torunlar var.

Azmi Ofluoğlu 66 yaşında ama dinç, neşeli ve sağlıklı görünüyor. İki lafın birinde Trabzon şivesiyle espriler yapıyor. Kendisi, Türkiye’nin hastane kralı olmanın yanı sıra Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mezunu bir tıp doktoru: “Dokuz çocuklu bir ailenin oğlu olarak Trabzon Lisesi’ni bitirdim. Benden önce ailede hiç doktor yoktu. Liseyi bitirdiğimde istediğim her yere girebiliyordum ama doktorluğu seçtim. Bir de inşaat mühendisliği vardı aklımda. Tıp fakültesini bitirdikten sonra ihtisas yapmadım. Onun yerine hastaneci oldum. İhtisas yapsaydım bu kadar çok hastane açıp yönetemezdim. Bugünkü pozisyonumda da olamazdım” diyor.
Durmadan hastane inşa ederek bir bakıma inşaat mühendisliği hayalini de gerçekleştirdiğini söylüyor: “Ne de olsa damarlarımızda Karadenizli inşaatçı kanı dolaşıyor.”
Azmi Ofluoğlu’nun tek hayali hekimlikle inşaatçılığı birleştirmek değildi elbette. Bir diğer büyük hayali de bütün çocuklarını doktor yapmaktı. Bu hayalini de gerçekleştirdi. İlk eşinden olan dört çocuğunun hepsi doktor. En büyük oğlu Ali Ofluoğlu göz, ikinci oğlu Sedat Ofluoğlu nükleer tıp, üçüncü oğlu Hasan Ofluoğlu genel cerrahi, dördüncü çocuğu Elif Ofluoğlu Tuncer ise radyoloji uzmanı. Elif Hanım’ın eşi de ürolog. Elif Hanım ve eşi dışındaki bütün çocuklar, Ofluoğlu’nun sahibi olduğu Taksim’deki Alman Hastanesi’nde çalışıyor.
Bu arada kendi çocuklarıyla yetinmeyerek kardeşinin çocuklarına da el atmış: “Yeğenlerim çocuklarımla birlikte kardeş gibi büyüdü. Tabii onlar da bizden etkilendi ve meslek olarak doktorluğu seçti. Büyük yeğenim Nazmi Ofluoğlu kulak burun boğaz uzmanı. Şimdi Kadıköy Vatan Hastanesi’nde çalışıyor. Onun kardeşi Cem Batuhan Ofluoğlu, Yeditepe Tıp Fakültesi’nde ikinci sınıf öğrencisi.”

AİLEDEKİ DOKTORLARLA KLİNİK BİLE AÇILIR

Azmi Ofluoğlu’nun kendisini de sayarsak ailede tam sekiz doktor var. Hepsinin de uzmanlık alanı farklı. Yani dışarıdan doktora gerek kalmadan sırf bu kadroyla bile küçük bir özel hastane daha açabilir. Yine de Ofluoğlu soyadını taşıyan herkesin doktor olduğunu sanıyorsanız, yanılıyorsunuz.
Ailenin bir istisnası var. Bir kara koyunu, bir inatçı keçisi, bir çetin cevizi. Azmi Ofluoğlu’nun örtülü ve açıktan bütün yönlendirmelerine, telkinlerine, ısrarlarına ve tatlı-sert baskılarına direnen biri: Aslı Ofluoğlu. Aslı, Azmi Ofluoğlu’nun ikinci eşi Alev Hanım’dan olan en küçük çocuğu ve 19 yaşında.
Uzun süre direnerek babasına karşı verdiği savaşı kazandı ve muradına erdi. Şimdi Bahçeşehir Üniversitesi’nde iç mimarlık okuyor: “Babam, abilerim ve ablam gibi benim de doktor olmamı istiyordu. Bunun için liseden beri uğraşıyor. Oysa ben kendi doğruları olan biriyim. Buna saygı gösterilmemesini kabullenemiyorum. Çocukluğumdan beri sanata, çizime, modaya yatkındım ve yaratıcı bir iş yapmak istiyordum. Lisede edebiyat bölümünde okumak istedim, zorla fen bölümüne yazdırdılar. Babam doktor olayım diye bana resmen eziyet etti. Üniversite sınavında kazara soru çözerim diye korkup, sayısal bölüme elimi bile sürmedim. Ama babam yılmadı. Türkiye olmayınca beni Arnavutluk’taki tıp fakültesine yazdırdı. Hatta orada yaşamam için ev bile tuttu ama ben gitmedim. Bir yıl boyunca ikna olmamı bekledi, sonunda benim dediğim oldu.”

DOKTOR OLSUNLAR DİYE ÇOCUKLARA NİNNİ SÖYLEDİ

Yaşamı bir başarı öyküsü olan Azmi Ofluoğlu’nun kendinden ve başkalarından beklentileri ve standartları çok yüksek: “Çocuklar külçe altındır. Biri alır kolye yapar. Biri yüzük yapar, hatta üstüne pırlanta da koyar ki daha kıymetli olsun. Yoksa çocukları kendi haline bırakırsanız hep kolay yolu seçerler. Aile çok isterse çocuğa belli etmeden, onu istediği şekilde yönlendirebilir. Benim bütün çocuklarım hastanelerde büyüdü. Onlara doktor olsunlar diye ninni söyledim. O ortamlara girince de, ister istemez tıbbı seçtiler. Çok fazla zorlamama gerek kalmadı. Hem zaten başka bir mesleği düşünme fırsatını bile vermedim. Sadece Elif bir ara ‘Boğaziçi İşletme’ diye tutturdu. Allahtan iki sene sonra aklı başına geldi, ‘İyi ki beni doktor olmam için zorladın’ dedi. Çocuklarımın ihtisaslarına pek karışmadım. Ama kızlarımın gece nöbeti olmayan fizik-tedavi ve laboratuvar açabilecek biyokimya, enfeksiyon gibi bölümleri seçmesini arzu etmiştim. Hanımların evlilik ve çocuk gibi sorumlulukları olduğu için onlara bu alanlar daha uygun. Elif daha önce enfeksiyon bölümünde ihtisas yaptı. Sonradan ‘Ben bu bölümde mutlu olamam’ deyip bıraktı ve radyolojiyi seçti. O ‘Ben mutlu olamam’ deyince de bana söylenecek pek söz kalmadı.”

BEN TEMBELİM MEZUN OLANA KADAR MENOPOZA GİRERİM

Babasıyla savaşırken tıpkı ablası Elif gibi “mutlu olamam” silahını sık sık kullanarak Azmi Bey’i tam kalbinden vurmuş Aslı Ofluğlu. Bir diğer silahı da “Ben tembelim. Tıp fakültesine girsem bile ancak menopoza girince mezun olurum” lafı: “Tıp fakültesi çok çileli ve meşakkatli bir bölüm. Kazanması da, okuması da, uzmanlığı da çok zor. Hayatınızın en az 10-15 yılını adamanız gerekiyor. Asla sevmeden okunacak bir bölüm değil. İnsanlara yardım etmeyi çok istemeniz gerekiyor. Ben böyle hissetmedim. Bence tıpta yapılan işler yaratıcı ve kalıcı da değil. Bir şeyler katamayacağım ve kendimi ifade edemeyeceğim konular üzerinde yoğunlaşamıyorum. Doktorlukta kesinlikle başarılı olamazdım.”

DOKTOR OLMAYANI HIRPALARIM ASLI’YA KIYAMADIM

Aslı Ofluoğlu ile babası arasında kıyasıya bir tıp fakültesi mücadelesi yaşanırken, anne Alev Hanım olaylara hiç karışmadı. Ancak abileri ve ablası küçük kardeşlerinin seçimine sonuna kadar destek oldu. Ailede doktor olmayanı hırpaladığını söyleyen Azmi Ofluoğlu ise; “Aslı’ya kıyamadım. Ama zorladığıma da hiç pişman değilim. Yapmasaydım kafamda bir ‘keşke’ kalacaktı. Aslı tıp okusaydı şimdi başımızın etini yiyor olurdu. Aslında onun kendi alanındaki yeteneklerine güveniyorum ve başarılı olacağına inanıyorum. Hem sürekli hastane yaptırdığımız için ailede bir dekoratöre de ihtiyaç var zaten.”
Azmi Bey’in deyimiyle abilerinin ve ablasının arasında kaynadı gitti Aslı: “Zaman da değişiyor tabii. Çocukların yaşları küçüldükçe ikna etmek zorlaşıyor. Herhalde Aslı’dan sonra bir çocuğum daha olsaydı onunla hiç uğraşamazdım.”
Bu laflar sizi yanıltmasın. Azmi Ofluoğlu kolay kolay pes edecek bir adam değil, neyse ki sırada torunlar var: “Ataerkil bir aileyiz. Biliyorsunuz Karadenizlilerde aile planlaması pek yoktur. Keşke beş çocuğum daha olsaydı da hepsini doktor yapsaydım. Hastanelerimi çocuklarıma ve torunlarıma emanet edeceğim. Torunları çaktırmadan, daha planlı bir şekilde yönlendireceğim artık. En büyük oğlum Ali’den olan 12 yaşındaki torunum Can şimdiden doktor olmak istiyor. Onu plastik cerrah yapacağım. 10 yaşındaki kardeşi Selin’in de çocuk doktoru olmasını istiyorum. Ortanca oğlum Hasan’ın dört aylık ikizleri Ayça ve Asya’dan da umutluyum. Çok yakında bir tıp fakültesi de açıyoruz. Böylece torunlara karşı elim daha da güçlenmiş olacak.”

TAM 83 HASTANESİ VAR

Azmi Ofluoğlu; Türkiye sınırları içinde Edirne’den Batman’a kadar tam 83 tane yataklı ve yataksız sağlık kuruluşuna sahip. İlk hastanesi, 1976’da Aksaray’da açtığı İstanbul Vatan Hastanesi. Ofluoğlu’nun hastaneleri Vatan Hastaneler Grubu ve Universal Group olmak üzere iki ayrı sınıfa ayrılıyor. Alman Hastanesi ve yeni hizmete giren ultra lüks Çamlıca Alman Hastanesi grubun gözbebekleri. Ofluoğlu, çok yakında Yeni Yüzyıl adlı bir vakıf üniversitesini de hizmete sunmayı planlıyor. Tıp, sağlık bilimleri ve dişçilik gibi alanlarda eğitim verecek olan üniversitenin iletişim, fen-edebiyat ve güzel sanatlar bölümleri de var. Bu arada Ofluoğlu hastane imparotorluğunun sınırları ülke dışına da taşmış durumda. Arnavutluk’ta hizmete giren hastanenin yanı sıra, Kuzey Irak’taki beş hastanenin inşaat ihalesini almış. Sudan’da Nil nehrinin kenarındaki bir hastanenin inşaatı devam ederken; Romanya, Rusya ve Bulgaristan’da da hastane açma görüşmeleri yapılıyor.

OFLUOĞLU AİLESİ’NİN ACİL SERVİSİ

ALİ OFLUOĞLU (48): Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mezunu, göz doktoru. “Babam bizi gözümüz açılmadan yönlendirdi. Ona itiraz etmek aklımıza bile gelmedi.”

SEDAT OFLUOĞLU (44): Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu, nükleer tıp uzmanı. “Ben mesleğimi çok seviyorum ve isteyerek okudum. Herhalde genetik yatkınlığın da etkisi vardır.”

HASAN OFLUOĞLU (43): Erzurum Atatürk Üniversitesi mezunu, genel cerrah: “Başka bir iş yapmayı pek düşünmedim ama bir ara pilot olmak istedim. Babam çocuklarını işleme konusunda çok ustadır. Fakat biz ne kadar özendirmeye çalıştıysak da Aslı burnunun dikine gitti.”

ELİF OFLUOĞLU TUNCER (31): Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu. Göztepe Eğitim Hastanesi’nde radyoloji ihtisası yapıyor: “Önceleri babama karşı biraz direndiysem de, şimdi halimden çok memnunum. Babam Aslı kendi seçimini yaparken kuşak farkının etkisini de gördü.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!