Trend avcısı Marian Salzman gelecekten yeni haberler verdi

Güncelleme Tarihi:

Trend avcısı Marian Salzman gelecekten yeni haberler verdi
Oluşturulma Tarihi: Ekim 15, 2006 00:00

Marian Salzman (46) ABD’nin en büyük ve en eski reklam şirketlerinden J.Walter Thompson’ın başkan yardımcısı ve dünyanın çeşitli yerlerinden pazarlama şirketlerinin birkaç ipucu için peşinden koştuğu bir trend avcısı. Brown Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra Harvard’da mastır yaptı. New York ve Crain’s New York Business dergisince dünyanın en iyi 5 fütüristi arasında girdi, TIME dergisi onu dünyanın en etkili 100 kişi arasında saydı.

Salzman, 1992’de daha ortada Eminem yokken, zencilere özenen ve onlar gibi davranan beyaz gençleri tanımlayan wigger kelimesini ortaya attı. Yarattığı metroseksüel kelimesi 2003’te Amerikan Diyalekt Derneği tarafından yılın kelimesi seçildi. Geçen yıl ortaya attığı überseksüel ise hálá konuşuluyor. 2005’te çıkardığı Erkeklerin Geleceği adlı kitaptan sonra, şimdi önümüzdeki on yılın trendlerini anlattığı on dördüncü kitabı Next:Now’ı yazıyor. 29 Kasım’da İstanbul’daki Perakende Günleri’nde bir konferans verecek. Salzman ile Connecticut’taki evinin yakınında, en sevdiği İspanyol restoranında buluştuk.

Size trend avcısı denmesinden hoşlanıyor musunuz?

- Bu deyime alıştım ama aslında yaptığım iş trend sömürüsü. Çünkü bir trendi tespit ettiğimde pazarlamacılara söylüyorum, bu bilgiyi menfaatleri için kullanıyorlar. Yine de trend avcısı kulağa daha hoş geliyor, değil mi?

Gelecekteki yaşam alışkanlıklarıyla ilgili sürekli doğru tahmin üretmek stresli bir iş mi?

-Beni sıkıntıya sokan başka bir şey: Örneğin, diyorum ki Keşmir’de büyük bir terör olayı yaşanacak. Öngörüm gerçekleştiğinde, acaba bunda benim payım var mı, söyledim diye mi oldu diye histeri krizlerine giriyorum. Mümkün olmadığını bilsem de elimde değil. Nedeni, El Kaide’nin ABD’yle özdeşleşmiş bir merkezi vuracağını 1997’de söylemem. 11 Eylül’de, Allahım benim yüzümden mi oldu, diye kahroldum. Halbuki bu tahmini Güney Afrika’dayken, El Kaide örgütü Cape Town’daki Planet Hollywood’u bombaladığında söylemiştim. Kafası olan herhangi bir trend avcısı bu olaydan yola çıkıp aynı tahmini yapabilirdi.

İNSANLARI İZLEMEK İÇİN MARKETTE EN AZ İKİ SAAT

Ne tür yöntemler izliyorsunuz trendleri avlarken?

- 10 dakikada bitecek süpermarket alışverişim en az 2 saat sürer. Çevremdekilerin ne aldığını, alışverişte nasıl davrandığını izlerim. Bir kafeye gittiğimde yan masaya kulak kabartırım. En önemlisi dünyanın her yerinden benim için trendlerle ilgili bilgi veren trend izcilerim var. Bir de Google’dan çok yararlanıyorum. Bazı anahtar kelimeler seçiyorum, örneğin "kuşaklar arası uçurum." Bu dünyanın neresinden aranırsa benim cep telefonuma mesaj geliyor. Farklı kişilerle, düzenli aralıklarla görüşüyorum. Örneğin Economist dergisinden bir editörle ya da Calvin Klein’ın tasarımcısıyla. Onların dünyada olup bitenleri nasıl gördüğünü anlamaya çalışıyorum. Ama bazen hayat çok sıkıcı olabiliyor benim için çünkü babamla sohbet ederken bile onu dinlemekten çok yaşlılarla ilgili bir trend yakalayabilir miyim acaba, diye düşünürken yakalıyorum kendimi.

ANGELINA TREND ALFASI MADONNA TREND ARISI

Her konuda fikir üretir misiniz?

- Algıda seçicilik yöntemini kullanmak gerekiyor, her konuda fikir yürütmeye çalışırsanız hiçbir konuda değerli bir fikriniz olmaz. Örneğin şarap konusunu bilmiyorum. Birkaç şarap şirketinin iş teklifini reddettim. Sanıyorum gelecek yıl Rose şarabı trendy olacak, demek yetmez çünkü.

Bütün toplumların alfalar yani trend yaratanlar ve arılar yani trend yayanlar olarak ikiye ayrıldığını söylüyorsunuz. Bir alfa ve arı örneği verir misiniz?

- En büyük arı Madonna. Çılgın bir trendi alır, hepimizin anlayacağı bir dile çevirir. Trend yaratmaz, yayar. Hepimizin olmak istediği, evlatlık edinen, şık giyinen, spor yapan bir kadın. Angelina Jolie ise trend yaratıcısı çünkü toplumu önemsemez, onay beklemez. Amerika’nın gözbebeği Jennifer Aniston’ın kocasını çalarken gizlenmedi. Çocuğunu Afrika’da doğurdu. Bu gayet kışkırtıcıydı. Trend yaratanla yayan arasındaki fark, risk almaktır.

GÜNÜMÜZDE EN ZOR ŞEY ERKEK ÇOCUK OLMAK

Türkiye’de komedyen Beyaz, TV programında şöyle dedi: "Hayat çok karmaşık olmaya başladı. Akşam metroseksüel yatıyorum, sabah überseksüel kalkıyorum, ne yapacağım bilmiyorum." Yarattığınız etiketler pek sevilmiyor galiba?

- Bu tür alaylar normal, çok karşılaşıyorum. Etiketler, yapıştırılan kişiye aşağılayıcı gelir. George Clooney geçen gün "Pazarlamacılar lütfen beni kategorize etmeyin, egoma çok iyi gelse de yapmayın" dedi. Ama pazarlamacıların yol tabelalarına ihtiyaçları var. Gruplama yapmak zorunlu.

Ne olacak bu erkeklerin durumu, o seksüelden bu seksüele sekiyorlar, ne zaman geçiş dönemi bitecek ve rahatlayacaklar?

- Tüm bunların sebebi, erkeklerin son 20-30 yıldır "erkeklik nedir" gibi sorular sormaya başlaması. 1970’lerde kadınların ekonomik güç kazanmalarıyla toplumdaki yeni yerlerini sorguluyorlar. Bugün bence dünyada en zor şey, bir erkek çocuk olmak. Çünkü yalnız anneler, boşanmalar çok arttı. Okulda öğretmenlerin ve müdürlerin çoğu kadın. Dolayısıyla ne evde ne de okulda özdeşleşebilecekleri, örnek alabilecekleri erkek var. O yüzden çetelere giriyorlar. Şu anda Amerika’nın en büyük sorunlarından biri genç çeteler. Orada abileri oluyor, birbirlerinden destek alıyorlar.

OBEZLER, SIFIR BEDENLER DİNLER KUTUPLAŞACAK

10 yıl içinde kişiler arasındaki en büyük ayrım ne olacak?

- Teknolojiye sahip olanlar ve olmayanlar, diye ayrılacağız. Birinci dünya adını vereceğimiz bir grup olacak, ana pazar onun üstünden yürüyecek. İkinci dünyadaki parasız, eğitimsiz, teknolojiye erişimsizler dışlanacak.

Peki ya dinlerin kutuplaşması? Bugünden kötüsünü görecek miyiz?

- Evet, en kötüsünü henüz yaşamadık. ABD’den bir örnek vermek istiyorum: Burada eyaletler mavi demokrat ve kırmızı muhafakarlar olmak üzere ikiye ayrılır. Çocukluğumda iki tarafın dengelendiği birçok mor eyalet vardı, şimdi yok oldular. Siyasal kimlikler keskinleşti, hoşgörü yok. Eskiden Amerikan rüyası dinler arası evlilikleri de içerirdi. Hıristiyan, Musevi ya da Müslüman, Hıristiyan olabilirdiniz. Kiliseye gitmek, öncelikle sosyal etkinlikti. Bugün karma evlilik yapmak mümkün değil, kiliseye gitmenin anlamı değişti. En iyi üniversitelerimizin öğrencileri boş vakitlerinde barda sohbet yerine İncil kursuna gidiyor. Ders verdiğim Brown Üniversitesi’nde bunu gördüm. Üniversitelerde türban takan Musevi ve Müslüman kızların sayısında büyük artış var. Üç dinin üyeleri gruplaşmış, sadece kendi aralarında iletişimdeler. Bu gönüllü ayrımcılık. Siyah beyaz ayrımının dinler üstünden yaşanması gibi bir şey. Daha da artacak. Modernlikten geriye gidiyoruz. Kutuplaşan sadece dinler de değil obeziteyi ve sıfır bedenleri tartışıyoruz bugün.

YENİ BAŞKAN JEB BUSH AMERİKA NEFRETİ ARTACAK

Dünyadaki anti-Amerikan hissiyat artacak mı?

- Evet, çünkü tahminime göre bundan sonraki başkanımız George Bush’un kardeşi Jeb Bush olacak. Bu felaket elbette! Gerçekleşirse herkes Amerikalılardan daha çok nefret edecek.

Petrol firmalarıyla garip ilişkileri olan, bir önceki seçimlerde valisi olduğu Florida’da oy sayımına hile karıştırdığı söylenen Bush mu?

- Evet. Çünkü seçmen tanıdığı isme oy verir. Hillary Clinton seçilmeyecek çünkü Hıristiyan sağcılar ona karşı feci örgütlenecek, biz demokratlar her zaman çok meşgul olduğumuz için örgütlenemeyeceğiz onlar gibi. Yani ABD’de Bush hanedanına hoşgeldiniz. Anti-Amerikancılığın artmasının bir sebebi de globalleşmeyi Amerikanlaştırma sanmamız. Dünya bundan nefret ediyor.

ERKEKLER CİNSELLİKTE SESSİZLEŞECEK ÇÜNKÜ EN UFAK GİRİŞİM CİNSEL TACİZ!

Biz Sex and the City’yi yaratmış bir ülke olabiliriz. Ama şimdi dizi kablolu kanala geçti ve bütün o güldüğümüz bölümler sansürleniyor. Dizinin yarısı biple geçiyor. Amerika böyle bir yer işte. Önümüzdeki günlerde özellikle erkekler seks konusunda sessizleşecek çünkü en ufak girişim cinsel taciz davasına dönüşebilir. Kadınlar erkeklere göre sekste daha agresif ve açık sözlü olacak. Örneğin ilk randevuda sevişmeyi talep eden taraf kadın olacak. Çünkü kadınlar kötü sevişen bir erkekle zaman kaybetmek istemiyor. Erkekler ise konuşabileceği, dertleşebileceği kadını arıyor. Roller değişti.

GÜZEL BİR UYKU SEKSİN YERİNE GEÇECEK

New York’ta bir arkadaş toplantısındaki en popüler kişi olmak istiyorsanız cebinizde müthiş etkili bir uyku ilacı olduğunu söyleyin. Herkes peşinizden koşacaktır. TV’deki reklam kuşaklarının yarısı uyku ilaçlarına ait. Batılılar çok çalışıyor, çok yorgun. Bu yüzden yaşları ne olursa olsun uyku en değerli şey. İyi bir uyku, iyi bir sekse tercih edilecek. Havayolları reklamlarına bakın, hepsi en rahat uykuyu ön plana çıkarıyor artık.

İŞ KURACAKSANIZ ORGANİK YA DA ETİK ÜRÜN SATIN

Marketlerdeki organik gıda reyonlarındaki artışa bakın. Bunları neden tercih ettiğini sorduğum kişiler daha sağlıklı, çevreye zarar vermiyor ya da daha lezzetli diyor. Wal-Mart gibi marketler bunun hazırlığında. İş kuracaksanız organik ürün satın. Donna Karan organik kıyafetlerden oluşan Pure serisini çıkardı, herkes bunu konuşuyor. Önümüzdeki yılın trendi organik ürünler ve etik tüketicilik. Yani kimyasalları denize dökülmememiştir, şu yöntemle imha edilmiştir ya da üretiminde çocuk çalıştırılmamıştır ibaresi yazan ürünleri satın alacağız. 10 yıl önce çocuklar babalarının Mercedes’iyle övünürdü, şimdi "doğa dostu Toyota" kullanmasıyla. Dünya o kadar kontrolden çıkmış durumda ki, bunu bireysel girişimlerle durdurmaya çalışıyoruz.

YEMEK PROGRAMLARI İZLEMEK PORNO İZLEMEK GİBİ

Yemek programları artık prime time’a taşınıyor ve bağımlılık yaratıyor, başından kalkamıyorsunuz. Çünkü yeme eylemini seksüelleştirdik. Kitap reyonlarındaki gurme ve yemek kitaplarının artışına bakmanız yeterli. Yemek programlarını izlerken porno izleme hissi yaşıyorsunuz. Kilo almadan yemek yemenin zevkine varıyoruz.

ÇİNDİSTAN DÖNEMİ


Çin ve Hindistan’ın ekonomide gücü artacak. Önümüzdeki günlerde her yerde Çindistan’ı göreceğiz. Buna karşılık Çek Cumhuriyeti ve Polonya alternatif olarak dünya sahnesine çıkacak.

ARTIK LÜKS DEMEK ÇOK PARA DEĞİL İYİ VAKİT GEÇİRMEK DEMEK

Lüks sözcüğü "Kendimi iyi hissediyorum, iyi vakit geçiriyorum" anlamında kullanılıyor artık. 7 milyon dolarlık evde oturmak lüks değil, arkadaşlarınızla hiç kimsenin gitmediği bir yere gidip 12 dolarlık bir kadeh şarap içmek ya da çok rahat koltuklu bir sinemada film izlemek.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!