Tokyo'dan....

Güncelleme Tarihi:

Tokyodan....
Oluşturulma Tarihi: Kasım 14, 1997 00:00

japon sözü....Ja no michi wa hebi ....Yavru yılan büyük yılanın izinden gider. JAPON fıkrasıİKİ yaşlı japon kadın Keiko san ve Yoko san otobüs durağında konuşuyorlar. Konuşma sırasında Keiko çantasından Camel paketini çıkartıp bir sigara yakar. Sigarayı yakmasıyla yağmurun başlaması da bir olur. Keiko hiç istifini bozmadan tekrar çantasını açar ve içinden bir prezarvatif çıkartır. Prezarvatifin ucunu kopardıktan sonra sigarayı içini sokup içmeye devam eder.Keiko'nun yaptığını hayretle izleyen Yoko hemen sorar.- Muhteşem bir yağmurluk bu... Nereden buldun?Keiko mağrur bir edayla cevap verir. - Her eczanede var. İstiyorsan gider senin içinde alırız. Yaşlı kadınlar hemen en yakın eczaneye giderler. Keiko hemen eczacıya yaklaşır ve bir kutu prezarvatif ister.Eczacı hayretten büyüyen gözleri prezarvatif isteyen yaşlı kadınlara bakar. Bu yaşta iki kadının prezervatifle ne işleri olacağına bir anlam veremez, ama yine de görevini tam olarak yapmış olabilmek için yaşlı kadına sorar - Hangi boy olsun hanfendi?Kekio beklemeden cevap verir.- Camel (deve) için lütfen.El değmeden yiyinLüks bir restoranda elinizi kullanmadan yemek yiyebileceğiniz hiç aklınıza gelir mi? Düşünün bir akşam yemeği için çok şık bir restorana gidiyorsunuz. Ve garson kızlar size elleriyle; bir anne şevkatinde yemeğinizi yedirip, içkinizi içiriyorlar.Hemen olmaz öyle şey demeyin. Ben de yeni öğrendim. Geçen hafta Bangkok hapishanesinde yatan bir İsviçreli ile görüşme yapmak gibi sıradan bir iş için Tayland'a gittiğimde bu eşsiz hizmetin varlığından haberim oldu. Japonlar bende alışkanlık yapmış olacak ki, Bangkok da bile gidip bir Japon oteline yerleştim. Oteli bir görseniz sanırsınız bütün Japonlar bu otelde kalıyor. Her yer Japon dolu. Sanki Bangkok değil de Tokyo. Milliyetçi Japonlar, her zaman olduğu gibi paracıkları başka ülkeye gitmesin diye Japon otelinde kalmayı tercih ediyorlar.Neyse bu kadar Japonun arasında başka milletten insanlarla tanışmanın imkansızlığı içinde yeni arkadaşlarımı da yine Japonlardan şeçtim.Sorduğu bir soruya sadece Japonca evet anlamına gelen ‘‘Hai’’ dediğim için benim Japoncama hayran olan ve sırf bu nedenle beni kendisine çok yakın hisseden bir Japon, bir gece önce gittiği restorana gitmem için sürekli bana telkinde bulunuyordu. Yeni arkadaşıma göre restoranda yemek seçimi pek önemli değildi; yemeklerin hepsi güzeldi. Ama yemekle beraber mutlaka bol miktarda Tayland birası içilmeliydi.Önceleri bu sadece erkeklerin girebildiği ‘‘No hand Restaurant’’ denilen yer pek ilgimi çekmedi. Ne öyle kolsuz kahraman der gibi elsiz restoran.Ama Japonu dinledikçe bu restoranın ilgi alanıma girebileceği yavaş yavaş aklıma yattı. Şimdi düşünün, restorandan içeri giriyorsunuz. Sizi kapıda güzel Taylandlı kızlar karşılıyorlar ve tüm yemek boyunca size eşlik ediyorlar. Siz yemek ve içki siparişlerinizi verdikten sonra ellerinizi kavuşturup oturuyorsunuz.Ondan sonrası, Taylandlı kızların görevi. Beyaz peçetenizi boynunuza asıyorlar. Sıcak havlularla bir güzel elinizi yüzünüzü temizliyorlar. Sonrada ısmarladığınız tüm yemekleri büyük bir itina ile size yediriyorlar. Her lokmadan sonra bir yudumda içkinizden vermeyi ihmal etmiyorlar. Elinize ne zaman ihtiyaç duysanız söylüyorsunuz, ellerinizin görevini Taylandlı kızlar yapıyor.‘‘İlginç deneyim olacak. Mutlaka gidilmesi gerekir’’ diye not aldıktan sonra Japonun niçin ısrarla bira içmem gerektiğini söylemesi kafama takıldı.Meğer yemek sırasında tuvalet ihtiyacınız gelirse, güzel Taylandlı kızlar size tuvalette de yardım ediyorlarmış. Eh yemek sırasında bu hizmetten çok yararlanabilmek için sıkça tuvalete gidilmesi gerekiyor.Tuvalete gitmenin en kestirme yolu ise bol bol bira içmek. Bana hemşire bey deOLACAK iş değil siz tutun, dağ gibi adamlara ‘‘Hemşire hanım’’ diye seslenin. Sonra da bunlar niye bana karşı kibar davranmıyorlar diye sorun. Olur mu efendim, yine Japonlar kibar insanlar da bir şey yapmıyorlar. Gidin de sigorta hastanesinde çalışan bıyıklı bir hastabakıcıya, ‘‘hemşire hanım’’ diye seslenin. Sizi oracıkta paralayıverirler. Japonya'da hastanelerde çalışan bir grup erkek, Japoncada bakıcı anne veya hemşire hanım anlamına gelen ‘‘Hobo’’ kelimesinin kendileri için de kullanılmasından büyük utanç duyduklarını belirterek, kendileri için hiç olmazsa ‘‘Bakıcı baba’’ veya ‘‘erkek hemşire’’ anlamına gelen ‘‘Hofu’’ kelimesinin kullanılması için Japon sağlık bakanlığına müracaat ettiler. Resmi evraklarda, kimlik kartlarında, pasaportlarında hatta isim kartlarının meslek bölümünde ‘‘Hemşire hanım’’ anlamına gelen işaretin kullanılmasının kendilerini ağır bir bunalıma ittiğini söyleyen erkek hemşireler isimlerini değiştirebilecek gücü elde edebilmek için birleşerek örgüt bile kurdular.Japon sağlık bakanlığında 238 bin kadrolu hemşire çalışmasına karşılık bu hemşirelerden sadece 1648 tanesi erkek. Japon erkek hemşireler bu sayının düşük olmasının tek nedeninin Sağlık bakanlığının açtığı sınavlara çağrının ‘Hobo aranıyor’’ başlığı ile yapması olduğunu belirterek, sınav çağrılarının Hofu aranıyor şeklinde yapılması durumunda erkeklerin daha çok başvurada bulunacağını söylüyorlar.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!