Televizyona dönmek istiyor

Güncelleme Tarihi:

Televizyona dönmek istiyor
Oluşturulma Tarihi: Nisan 13, 2006 00:00

Abdullah Şahin’i, Enver Demirkan’la canlandırdıkları "Nokta ve Virgül"ün Nokta’sı olarak tanıdık. Şahin, "Ortadan kaybolarak hata yaptım, televizyonda aranılan bir oyuncu olmak istiyorum" diyor.

Sizi televizyonlarda göremiyoruz. Neler yapıyorsunuz?Ben tiyatro emekçisiyim. Anadolu’da yıllardır gitmediğimiz yer kalmadı. Şu anda gündemde olan Şemdinli’ye profesyonel tiyatroyu ilk biz götürdük. Güneydoğu’da yıllarca oyunlar oynadık. Mümkün olduğunca iyi şeyler yapmaya çalıştık. "Komiklik Zor Zaanat" diye bir oyunumuz vardı, bir oyuncunun dramını anlatan. Birçok insan çok beğenmişti.

- Güneydoğu’da halkın tiyatroya ilgisi nasıldı?

Buradan çok daha iyiydi. Çünkü insanların başka alternatifleri yok. Büyük kentlerde her şey var, burada insanlar şımarmışlar. Kimse tiyatroya gitmiyor. Ben konservatuvarda öğrenciyken İstanbul’da 40 tane özel tiyatro vardı. Seyirciler kuyruktaydı. Şimdi iş yapan tiyatrolar var, ama onlar da hep mesajı olmayan tiyatro oyunları sergiliyor. Benim görüşüme göre oyunlarda mutlaka bir mesaj olmalı.

- Gerçekten tiyatro seyircisini kaybetti mi?

Kendimden örnek vereyim. Biz Nokta Virgül Tiyatrosu’nu 1982 yılında kurduk, sonra Nokta Tiyatrosu oldu. 1983 senesinden beri sürekli tiyatro yapıyorum. Başka hiçbir işim yok ve bu işten geçiniyorum. Hiç aç kalmadım. İki tane arabam var. İyi bir evde oturuyorum. Şemdinli’ye, Bingöl’e de gidiyorum. Seyirciyle buluşabildiğim her yerdeyim.

- Bir oyuncu olarak kendinizi yanlız hissettiğiniz anlar oldu mu?

Hiç desteklenmeyen bir sektörün içindeyiz. Kimse bize "Tiyatro yapın" demiyor, biz kendimiz tiyatro yapıyoruz. Ben bu duruma "her şeye rağmen tiyatro" diyorum. Kendimi bu konuda çok yalnız hissediyorum.

YÜZÜMÜZ ESKİDİ

- Bir dönem televizyonlarda çok popülerdiniz. Neden televizyonda tutunamadınız?

Biz 1982 yılında Nokta Virgül’ü kurduk. O zamanlar televizyonların en popüler insanlarıydık. Ama beş kuruş kazanmadık televizyondan. Para almadığımız gibi çekim için evden aksesuvarlarımızı da kendimiz götürürdük. O dönem televizyonda çok görüldük ve çok görülünce de yüzümüz eskidi. Daha sonra özel kanallar yayına geçti. Bu özel kanalların bereketinden de çok faydalandığımı söyleyemeyeceğim. Atv’nin yeni açıldığı dönemde bizi tekrar birleştirdiler ve "Noktasına Virgül’üne" diye bir program yaptık. Ancak bizim huzursuzluklarımız üzerine program bitirildi.

- Genç oyuncuları ya da şovmenleri nasıl buluyorsunuz?

Bir sürü genç, emeğinin farkında değil. Şahan diye bir genç çıktı. Çok yetenekli bir çocuk, fakat çıkar çıkmaz "Levent Kırca yıllardır sarhoş taklidi yapıyor. Yeter artık kustuk" dedi. Bu işe emek vermiş ve tartışmasız bir başarıya imza atmış bir sanatçıya böyle saçma laflarla ukalalık etti.

KEŞKE YILMAZ’IN OYUNUNU OYNASAYDIM

- Hayatınızda pişmanlıklarınız oldu mu?

Özel hayatla ilgili pişmanlıklarım var, ama onları söylemeyeyim. Mesleki anlamda da pişmanlıklarım oldu. Örneğin Sümer Tilmaç, Yılmaz Erdoğan’ı bana göndermişti. Onun yazdığı oyunu ben tiyatroma almamıştım. Sanki biraz fazla para istemişti. Keşke o oyunu ben oynasaydım diye pişman oldum daha sonra.

- Geçmişe gidebilseydiniz, oyunculuk hayatınızda neleri değiştirmek isterdiniz?

Ben oyunculuk anlamında kendimi hatalı buluyorum. Çok ortadan kayboldum. Ama yanlışlarım daha çok özel hayatımda oldu.

- Özel hayatınızdaki pişmanlıklarınız neler?

İki evlilik yaptım ben. Kim "Ben hata yapmadım" diyorsa, samimi değildir. Ben çok hata yaptım; keşke yapmasaydım, iş anlamında daha iyi bir yerde olurdum. Yılmaz Erdoğan gibi birçok arkadaş var, çok iyi yerlere geldiler. Ben artık televizyonlarda görünmek ve aranılan bir oyuncu olmak istiyorum.

Gala 26 Nisan’da

- "Ekmek Arası Hayat" adlı oyununuzu Levent Kırca-Oya Başar Tiyatrosu’nda (Eski Dormen Tiyatrosu) oynayacaksınız. Oyundan biraz bahsedebilir misiniz?

Oyunda benim dışında İlhan Daner, Osman Cavcı, Fulden Akyürek, Esin Gündoğdu, Ahmet Ünal, Atilla Mete ve Muhlis Asan rol alıyor. Oyun, Türklerin 500 köfte arabasıyla İstanbul’u fethetmeye çalışmasıyla başlıyor ve bir köftecinin Fas’ta direnişine kadar uzanıyor. Levent (Kırca), bu oyunda bize büyük destek verdi. Yıllardır turne yaptığımı biliyor, bedava verdi tiyatroyu. O da emekçi, televizyondan kazandığını tiyatroya aktaran biri. 15 Nisan’dan itibaren her cumartesi-pazar izleyiciyle buluşacağız. Gala ise 26 Nisan’da.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!