Tavuktan başka her şeyi severim o mahlukla aram hiç düzelmedi

Güncelleme Tarihi:

Tavuktan başka her şeyi severim o mahlukla aram hiç düzelmedi
Oluşturulma Tarihi: Ekim 31, 2010 00:00

Develi restoranlarının idaresini oğullarına bırakan Arif Develi şimdi kebap yapma zevkini pazar günleri dostlarına verdiği mangal ziyafetiyle tatmin ediyor. Pek çok kişinin yemeklerine hayran olduğu Develi ise eşinin yemeklerine hayran; o yüzden evde hiç yemek yapmıyor. Çocukluğundan beri sevmediği tek yemekse tavuk

Yemekle aranız nasıl?
- Hem yemek yapmayı hem yemek yemeyi severim. Kimileri yaşamak için yer, kimileri yemek için yaşar. Ben yemek için yaşayanlardanım. Ama doktorum bu durumdan pek memnun değil. Benden şikâyetçi. Gençliğimizde gece gündüz demeden çalıştık. Şimdi hayatın keyfini sürme zamanı ama bu sefer de sağlığımız izin vermiyor.

Annenizin mutfağını hatırlıyor musunuz? Size neler pişirirdi?
- Hiçbir zaman unutmadım ki! Annem bize Güneydoğu’nun ve Gaziantep’in tüm yöresel yemeklerini yapardı. Kalaylı bakır tencerelerde ve maltız denilen kömür mangallarında pişen yemeklerin tadı hâlâ damağımda. Akşamları restoranımızda yemeğimizi yerdik, onun üstüne eve gidince bir de annemizin sofrasına otururduk. Karnım ne kadar tok olursa olsun annemin yemeklerine dayanamazdım. Yemeklerin lezzeti kadar sunuma da önem verirdi.

Ailenizde erkekler de mutfaktan yetişmiş. Babanız da evde mutfağa girer miydi?
- Ben babamı iki yaşımdayken kaybettim. Gaziantep kültüründe o dönemlerde evde erkek mutfağa girmezdi. Şimdi her şey değişti. Artık oğlum, kız arkadaşına yemek hazırlıyor.

Bildiğim kadarıyla çocukluğunuz mutfaklarda geçti. O günlerden aklınızda kalan anılar neler?
- Ben altı yaşımda mutfağa girdim. Şimdi düşününce, torunumun yaşında mutfakla tanışmışım. Altı yaşındaki torunuma keyifli bir hayat sunmaya çalışıyoruz. Anaokulu, bale dersi, piyano dersi... Ben ise aynı yaşta mutfakta boynumda tepsi taşıyordum. O zamanlar büyük bir disiplin söz konusuydu. Hataya asla müsaade edilmezdi. Hata yapma lüksümüz yoktu. En ufak hatamızda tokat ensemizde hemen patlardı. O günün şartları öyleydi. Şimdi ustalarımızı rahmetle anıyorum. O disiplin bana hep ışık tuttu. Tabii ki günümüzde bu sert koşulların uygulanması taraftarı değilim. Fakat gençlerimiz de disiplini elden bırakmamalı. Disiplin yalnız iş hayatında değil yaşamımızın her alanında olmalı.

Çocukken en sevdiğiniz yemekler hangisiydi?
- Saymaya kalkarsam sayfalarınız yetmez. Güzel ve hakkıyla yapılan her yemeği severim. Ama çocukken Antep’teki bayram sabahlarını unutmak mümkün değil. Tüm evlerde tek tip bir mönü çıkardı. Yuvalama ve üstüne zerde sütlaç yenirdi. En zenginin evinde de en fakirin evinde de aynı yemek bulunurdu. O dönemde sofraların lezzeti kadar öne çıkan nokta insanların sofralarını birbirlerine açmalarıydı. Çocukken annem bize ekşili taraklık, kazan kebabı yapardı. Bu yemekleri bir an evvel yiyebilmek için eve koşarak giderdim.

Siz de mutfağa girip yemek yapıyor musunuz?
- Ben işyerimin mutfağında yıllarca çalıştım... Ev hayatımızda eşim mutfağa çok düşkün olduğundan, evde üretim değil tüketim kısmında faaliyet gösteriyorum. Eşim o kadar enfes yemekler yapıyor ki, bir gün eve yemeğe davet ettiğim doktorum yemekten sonra, “Arif Bey size hak verdim. Bu kadar güzel yemeklerin arasında sizden kilo vermenizi isteyerek haksızlık ediyoruz” dedi. Eşimin yemeklerinin lezzeti kadar sunumu da çok özeldir. Her akşam kendimi çok özel hissediyorum. Sofralar paylaştıkça keyiflenir, Allah’a şükür misafirimiz de eksik olmuyor.

GEL DE KİLO VER

Eşinizin en lezzetli yaptığı yemekler...
- Bunu sıralamam çok zor, çünkü tüm yemekleri çok güzel yapar. Kendisi evine ve ailesine aşık biri. Tüm yemeklere sevgisini katıyor. Evde ne mutfak ararsanız var. Yöresel mutfağımızdan Fransız mutfağına, Uzakdoğu mutfağına kadar... En son sushi ve çikolata eğitimi aldı. Sonra gel de kilo ver. İşim çok zor çok...

Kebaptan başka yemeklerle de aranız iyi mi?
- Gaziantep dendiğinde akla ilk kebap gelse de, Gaziantep mutfağı kebap kadar lezzetli tencere yemekleriyle de meşhur. Sebze ve meyvelerin kullanıldığı sulu tencere yemeklerine doyum olmaz. Aynı zamanda ailece balığı da soframızdan eksik etmeyiz.

Yemek seçer misiniz?
- Tavuktan başka her şeyi yerim. Şimdi soracaksınız niçin diye. Cevabını tam olarak bilmiyorum ama herhalde çocukluktan gelen bir alışkanlık. Bu mahlukla aramız bir türlü düzelmedi. Doktorum “Tavuk ye” diyor ama bu konuda anlaşamıyoruz. Gerek evimizde gerek akşam dışarı çıktığımızda tahmininizin aksine et değil de balık tercih ediyoruz.

Antep yemekleri arasında en çok hangisini seversiniz?
- Hepsini ama illa ki isim istiyorsanız alaca çorba, ekşili ufak köfte ve yuvalama.

Antepli’ye sorulmaz ama tatlıyla aranız nasıl?
- Tatlı olmazsa olmaz. Tatlı yiyelim tatlı konuşalım felsefesiyle yaşadık hayatımızı, öyle yaşamaya da devam ediyoruz. Ama artık sağlık izin vermiyor. Dediğim gibi kolesterol ve şeker aldı başını gidiyor, yolda kalmayalım diye sevdiklerimizle yolumuzu yavaş yavaş ayırıyoruz.

Yemeklerinizi evde mi yoksa restoranda mı yersiniz?
- Akşam yemeklerini genellikle evde yeriz. Haftanın belli günleri çoluk çocuk hep birlikte dışarıda akşam yemeği yeriz. İş hayatım kadar aile hayatıma da önem veririm. Öğlenleri işyerimde personelim ne yiyorsa onu yerim. Personelimize çıkan yemeğe de çok önem veririm.

BİR DENEMEYLE BAŞLADI HER ŞEY

Ünlü fıstıklı kebabınızı nasıl keşfettiniz?
- Yurtdışından gelen yabancı bir işadamı grubu vardı. Gelmeden önce beni arayıp değişik lezzetleri tatmak istediklerini söylediler. Hemen kolları sıvayıp mutfağa girdim. Onlara unutamayacakları farklı bir şeyler sunmak istiyordum. Bir denemeyle başladı her şey. Yaptığım fıstıklı kebap o gün herkesin çok hoşuna gitti. Ama en önemlisi benim de çok hoşuma gitmişti. Sunduğunuz bir şeyi önce siz beğenmelisiniz. O gün konuklardan ve benden geçer not alan kebabı neden mönümüze koymayalım dedik. İyi ki de demişiz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!