Tarlabaşı'nın ressam kadınları

Güncelleme Tarihi:

Tarlabaşının ressam kadınları
Oluşturulma Tarihi: Ekim 24, 2009 18:29

2003 yılından beri Mardin, Diyarbakır, Batman, Kars ve Sulukule’de kadınlarla çalışmalar yapan ressam Su Yücel’in bu seferki durağı İstanbul’un Tarlabaşı semti oldu.

Haberin Devamı

2003 yılından beri Mardin, Diyarbakır, Batman, Kars ve Sulukule’de kadınlarla çalışmalar yapan ressam Su Yücel’in bu seferki durağı İstanbul’un Tarlabaşı semti oldu. Bir hafta boyunca Tarlabaşı’nda yaşayan kadınlarla work-shop çalışması gerçekleştire sanatçı yapılan resimleri dün saat 13.00’te Tarlabaşı Sakızağacı Caddesi’nde iplere asarak sergilendi. Çamaşır asılı ipleriyle klasikleşmiş Tarlabaşı fotoğrafı bir günlüğüne de olsa değişmiş oldu.

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti kapsamında, Tarlabaşı Toplum Merkezi ile ortak yürütülen projede sanatçı Su Yücel, daha önceki deneyimlerini Tarlabaşı’nda yaşayan Roman, Kürt, Türk, Afrika kökenli kadınlar ile paylaşıyor.
Yaklaşık bir hafta süren çalışma sonucunda, ortaya çıkan eserler, Tarlabaşı ile özdeşleşen, camdan cama asılan çamaşır iplerinde ve sokak duvarlarında sergilenecek. Tarlabaşı’nda yaşayan farklı coğrafyadan gelmiş kadınlarla ortak resimler yapmanın kendisini heyecanlandırdığını söyleyen sanatçı Su Yücel, Tarlabaşı’nda yaptığı ön çalışmalarda, buraların bir ritmi olduğunu ve bu yüzden de üzerine resim yapmaları için tef kullanacağını belirtti.
Kadınların umutlarını, özlemlerini, kaygılarını kısacası hissettiklerini resim aracılığı ile dile getirmelerine aracı olan ressam Su Yücel, gezdiği illerde kadınlarla birlikte, karşılıklı bir paylaşım içerisinde olduğunu, bu durumun hem bir sanatçı olarak kendini hem de resmini zenginleştirdiğini dile getiriyor.
Tarlabaşı’nda gerçekleşen çalışma dün Sakızağacı Caddesi’nde düzenlenen sergiyle sona erdi. Bir haftanın özeti, “Damsız Adsız” adlı bir belgesele de dönüştürülecek.

Haberin Devamı

SU YÜCEL: TÜRKİYE'NİN BÜTÜN RENKLERİ BURADA

Her sokak çok farklı. 2003’ten beri farklı yerlerde çalıştım ama hepsi kendi doğup büyüdükleri, geleneklerini sürdükdükleri, hatta çocuk doğurdukları yerlerdeydiler. Tarlabaşı ise çok göç alan bir yer. Çok çeşitli ve renkli bir yapı var. Sanki Türkiye’nin bütün renkleri burada. Bu çalışmaları yaparken hep atölye kurardım ama bu kez buna ihtiyaç hissetmedim. Sokaklarda çalışmayı tercih ettim. Çünkü onların rahat ettikleri yer sokak ve benim mekânım da doğal olarak sokaklar oldu. Ayrıca da sanatın yaşamla iç içe olduğunu, aslında onlar için yabancı bir şey olmadığını da göstermek istedim. Önce çekingen ve ürkek davranıyorlar, yapamam diyorlar, daha sonra resmin içine girdikçe bırakamıyorlar.

Haberin Devamı

80 YAŞINDA KADIN ÂŞIK OLMAK İSTEĞİNİ ANLATIYOR

Birlikte resim yaptığımız bir kadın, 20 yaşında ölen oğluyla ilgili bütün duygularını, acısını resmetti.  80 yaşındaki bir başka nine âşık olmak istediğini söyledi ve özlemini çizdi. Bu onun yeniden hayata başlamasıydı aslında.
Fırça onlara yabancı geliyor, o yüzden o yabancılığı kırmak için ben de yemek yedikleri, nakış işledikleri ellerini kullanmalarını istiyorum.
Bu sergide tefleri kullandım. Buradaki kadınların yaşamının renkliliğini ve hareketliliğieni vurgulamak için, ses ve renk bir araya gelmiş oldu böylece.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!