Tam bir ev kedisiyim

Güncelleme Tarihi:

Tam bir ev kedisiyim
Oluşturulma Tarihi: Haziran 08, 1999 00:00

Haberin Devamı

15 yaşında birinci seçildiği yarışma, hayatını nasıl da değiştirdi güzel Duygu'nun.

‘‘Aklınıza ne gelirse, herşeye bakış açım değişti. Doğruları yanlışları kendim görüyorum, ona göre hareket ediyorum. İstanbul'da bu ortamın tam içinde olsaydım, tamamen bu işe yönelseydim çok daha ağır gelirdi bana. Geçen yıl Mersinli Kimya Teknik Lisesi'ni bitirdim ama, kimyanın bana göre olmadığını anladım. Şimdi bütün hedefim halkla ilişkiler okumak. Yurt dışında da olabilir, mesela Londra'da çok güzel bir okula gitmek en büyük hayalim ama dil sorunum var. Ayrıca burada bazı firmalarla büyük anlaşmalarım var, ne yapacağım belli değil aslında. Herşeyden önce sonbaharda Londra'da dil okuluna gitmem gerekiyor.’’

Duygu'nun paradan haberi yok, aldığını bankaya yatırıyor.

‘‘İlk kazandığım para, üç yıl önce çıktığım defilede bana verdikleri 12 milyon liraydı. Bende olduğu gibi anneme verdim, birazını kendime ayırmayı hiç düşünmedim,hala da öyle yapıyorum. Kazandıklarımı bankaya yatırıyorum, gerekli olduğu zaman çekiyorum. Lüks yaşamaya meraklı değilim, öyle şeylerde hiç gözüm yok. Ailece elimizde ne kadar varsa onunla yetinmesini bildik, öyle de devam ediyoruz.’’

Onun için ‘‘Lolita’’ diyorlar son zamanlarda. Nobokov'dan haberei var mı ki? Belki de aklı fikri aynalarda.

‘‘Yener ağabey bence Lolita; yaşı küçük ama cazibesi, dişiliği, kadınsı görünümü olan genç kız demek. Ben kendimi hiç de kadınsı bulmuyorum. İşimi çok seviyorum ve bu işi hakkını vererek en yi şekilde yaptığıma inanıyorum. Kendimi güzel buluyorum. Aynaya baktığım zaman güzel bir kız görüyorum Allah için. Ben aynaya sürekli bakarım, hatta yolda yürürken araba camlarından bile kendime bakarım. Yemeklerime çok fazla dikkat etmem. Sadece asitli, kolalı içecekler asla içmem çünkü selülit yapıyor. Bol bol su içerim. Sigara, alkol de yok. Sürekli meyve suyu ve sütle besleniyorum. Bünyem zayıf, çok çabuk yakıyor herhalde onun için hiç kilo almıyorum. Bu yüzden perhiz yapmama gerek olmuyor. Spor da yapmıyorum, sadece yürüyorum, bisiklete biniyorum, yüzüyorum o kadar. Spor tehlikeli, çünkü bıraktığın zaman bütün etler sarkıyor, kilo almaya başlıyorsun.’’

Bu şirin kız büyümüş de küçülmüş sanki. Zaman zaman boyundan büyük laflar ediyor. Ne de olsa zamane çocuğu.

‘‘Ben tam bir ev kedisiyim, bütün gün evde oturuyorum. Ya kitap okuyorum ya da puzzle yapıyorum. Sokağa sinemaya gitmek için çıkarım. Arkadaş çevrem fazla yoktur. Pek fazla kimseye güvenmiyorum, bunu hissettirdiğim için de pek arkadaşım olmuyor. Şu anda güzel bir konumdayım, onun için çevreme çok dikkat etmem gerektiğine inanıyorum, çünkü çok fazla yozlaşma var. Her merhaba diyenle konuşmuyorum açıkçası. Yanıma gelenin bakışlarından anlıyorum artık. Çoğu beni kullanmak, boy göstermek için yanıma geliyorlar. Yarışmayı kazandığım gün okulda gittim, hiç konuşmadığım hatta tartıştığım insanlar yanıma geldiler, samimi olmaya çalıştılar. Yapmacık tavırlar insanların yüzlerinden okunuyor. Babam yaşımda adamlar ‘Senden çok hoşlandım' dedi, hatta telefonla rahatsız edenler bile oldu. Hepsine güzelce ağızlarının paylarını verdim. Bir adama uygarca merhaba diyorsun, telefonu açıp ‘Senden çok hoşlandım, benimle çıkar mısın' diyor. Seninle ne konuştum ki adam, benden hoşlanıyorsun? Kim olduğumdan, ne olduğumdan haberi bile yok. Yarışmada birinci olmuşum, genç ve güzel bir kızım ya ona yetiyor. Adı çapkına çıkacak, sosyete sayfalarında yer alacak. Fotoğrafta benimle birlikte görünmek için diye kafasını uzatan adamlar gördüm. Onun için bunlardan kendimi uzak tutup, kendimi kullandırmamaya çalışıyorum.’’

ÇOK KONTROLLU

Sinema ve de TV için biçilmiş kaftan. Hele balet sevgilisi Tan'la ne güzel bir dizi çekilir.

‘‘Ben daha 17 yaşındayım, bu işe herkesten erken başladım. Bunu en az on sene daha götürmeliyim. Bunun için de birdenbire her şeye atlamamalıyım diye düşünüyorum. Onun için TV dizileriyle film teklifleri kabul etmiyorum. Belki ekranda bir moda programı sunabilirim, o kadar. İstesem bu teklifleri kabul edip parayı götürürüm, en lüksünü de yaşarım ama ömrüm en fazla iki sene olur. Ben bu mesleğe ömür vermek istiyorum, onun için yüzümü eskitemem, seçici olmaktan vazgeçemem. Tan da aynı şekilde düşünüyor.’’

Nasıl da akıllı bizim güzel sarışın. Tan'ın şimdilik bu kadarlık katkısı da olsun artık.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!