Stresi sevmeyen bu şehirde yaşayamaz

Güncelleme Tarihi:

Stresi sevmeyen bu şehirde yaşayamaz
Oluşturulma Tarihi: Mart 15, 2006 00:00

Amerika’dan 13 yıl önce gelen Cem Ceminay’ın radyo serüveni sürüyor. Power ve Number One FM’den sonra sürpriz bir transferle N 101’in başına geçen usta radyocu, sorumluluğunun artmasından şikayetçi değil. Hatta bulunduğu stresli ortamdan nasıl bir keyif aldığını "Stresi seviyorum. Zaten stresi sevmeyen bu şehirde yaşayamaz" sözleriyle dile getiriyor.

Yeni adresiniz, yeni frekansınız hayırlı olsun...

Teşekkür ederim. Ben bu işe Power FM’de başladım, son üç yıldır da Number One FM’deydim... Ama ben gerçekte, Amerika’dan Türkiye’ye döndüğümde, radyo sahibi ya da radyo genel yayın yönetmeni olma düşüncesindeydim. Şimdiye kadar bu kısmet olmamıştı. Sonunda N101’e genel yayın yönetmeni oldum. İlk defa bir ofisim oluyor, bütün radyoyu da ben yönetiyorum.

- Hayalleriniz gerçek oldu yani...

Evet, idealimdeki son nokta da bu... Tabii ki büyük bir sorumluluk üstlenmiş oldum, bunun farkındayım. Eskiden yapıyordum programımı, çıkıp gidiyordum. Ama ben bu sorumlulukların hepsini seviyorum. Çünkü birikimlerime bakarak, zamanının geldiğini düşünüyorum. Burası benim yuvam gibi olacak.

- Yeni radyonuzun formatından söz edebilir misiniz?

Pop müziğin şovla harmanlandığı, güncel, aktüel, dinamik, heyecanlı bir radyo istasyonu. İlle de bir benzetme yapmam gerekirse, Power FM, Metro FM, Number One FM, Capitol FM ve Mydonosse FM’in karışımı bir radyo diyebilirim. Bir kere biz hem Türkçe hem yabancı müziğe yer vereceğiz. Çünkü biz Türk insanının zevkine yönelik olmayı hedefledik. Diğer kanallar ya Türkçe ya yabancı çalıyorlar. Bir de herkesin sevdiği, dinlemek istediği parçalara ağırlık vereceğiz.

- MTV listeleri gibi olacak bir bakıma, öyle mi?

Evet, bir yerde öyle... Sevdiğimiz tempolu müzikler, bütün gün enerji verecek insanlara... Sabah 07.00-10.00 arası Cem Ceminay Morning Show var. Burada da yine Prenses ile birlikte olacağız. Esas bomba başka ama; 3 yıl önce çalıştığımız Show Time ekibi, yani Ünlüler Paneli ve Memduh’la birlikte olacağız 19.00-21.00 arası...

- Eskisine oranla daha fazla mı radyo dinleniyor artık?

Sanırım öyle, çünkü trafik korkunç ve saatler süren bu trafikte insanların ellerinin altında bir tek radyo var. Haliyle kendilerini sıkmayacak, temposu yüksek şeyler arıyorlar. En azından benim kitlem böyledir. Ayrıca bizimkisi bir müzik radyosundan öte şov radyosu olacak. Ama iyi şovlar... Mesela Ayça Şen kendini kanıtlamış bir radyocu arkadaşımız. O da saat 17.00-19.00 arası bizimle beraber... İnteraktif bir radyo da denebilir. Dinleyiciler sokak röportajlarıyla falan katılacaklar yani...

- Sizinle birlikte bu radyoda neler değişecek?

Burası daha önce de kaliteliydi ama fazla dinleyici kitlesine ulaşmıyor, fazla ticari düşünülmüyordu. Biz kaliteyi bozmadan, herkesin dinleyeceği dinamik bir radyo haline getireceğiz N 101’i. Daha önce çalıştığım radyolardaki portföyüm eminim ki bizi ilk 3’e taşıyacaktır...

- Stresi seviyor musunuz?

Seviyorum, stresliyim ve stressiz yaşayamam. Zaten stresi sevmeyen bu şehirde yaşayamaz ki! Ve biz de stresin en güzel ilacıyız. Beni ev kadınları bile arıyor. İnsanları kategorize etmiyorum. Radyoculuktan aldığım en büyük ders, insanlara önyargıyla bakmamak gerektiği oldu.

- Size karşı da ilk başlarda önyargı vardı zaten... Bir de aksanınızdan dolayı çok eleştiriliyordunuz.

Evet, Amerika’dan ilk geldiğimde beni soğuk Amerikan esprileri yapan, kendini beğenmiş biri olarak göstermişlerdi. Oysa aksan farkım, 14 yıl Amerika’da kalmamdan ve Amerikalı bir eşe sahip olmamdan kaynaklanıyordu. Yani özenti değildi.

- Başlarda bazılarına itici bile gelmiş olsanız, hayran kitleniz zaman içinde inanılmaz arttı. Nasıl oldu bu?

Önemli olan insanın kendini, gerçeği yansıtması, taklit olmaması... Sıradan bir insan olmadığımı biliyorum. Sloganım, sevgi, saygı, birlik, beraberlik, barış... Bu çerçeve içinde olumlu mesajlar vererek, olduğundan bile iyi bir karakteri radyoya yansıtmak isteyen bir radyocuyum.

- Nasıl bir çalışma arkadaşısınız peki?

Herkes benimle çalışamaz, ama çalıştıklarıma da saygı duyarım, onlara iyi davranırım. Hiperaktifim bir de. Gerçi bu durum enerjimin iyi yönlenmesinden, işimi iyi yapma isteğimden kaynaklanıyor. Sonuçta radyo hata kabul etmiyor. Burası herhangi bir işyeri gibi değil. Sizi dinleyen 5 kişi de olabilir, 5 milyon kişi de...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!