Sizin psikoloğunuz kim?

Güncelleme Tarihi:

Sizin psikoloğunuz kim
Oluşturulma Tarihi: Ekim 28, 2002 09:24

Toplumun ruh sağlığı giderek artan bir ivme ile bozuluyor. Bu gelişme, eskiden, "deli doktoru" dediğimiz psikologları gündeme getiriyor. O zamanlar insanlar deli doktorları'na gitmeye, "Sonra herkes, 'Üşütmüş, deli doktoruna gidiyormuş' der" diye çekinirler, gitseler de saklarlardı. Kısmen hâlâ da öyle.

Haberin Devamı

Bizlere özellikle basın mensupları sorarlar: "Geleceğin meslekleri hangileridir?" Bence psikolog'u birinci sıralara koyun. Zaten şimdiden birinci sıralara yerleşti bile. Hepimiz, iyi kötü, fırttırdık Allah'a çok şükür. Bir aralar bir, "stres"tir gidiyordu. Şimdilerde stres solda sıfır kaldı. Depresyon, anksiyete, panik atak, paranoya, alkol ve madde bağımlılığı filan çok yaygınlaştı.

Kiminle sohbet ederken bu konulara girsem bir psikoloğa (ya da psikiyatr'a) gitmekte olduğunu veya gittiğini ya da gideceğini öğreniyorum. Hatta gitmiş ya da gitmekte olanlar bana da tavsiye ediyorlar, "Siz de gidin" diye. Görünüş ve davranışlarımda anormallikler olsa gerek. Öyle değilmiş. Beni son derece normal buldukları için söylüyorlarmış(!) Güya psikologların normal insanlara bile yararlı olduklarını anlatmak istiyorlarmış. Yani kırdıkları potu bu açıklamalarla düzeltmek istiyorlar, sanki ben bilmiyormuşum gibi anormal olduğumu.

Haberin Devamı

Hemen hemen her TV kanalında sırf psikoloji ve psikiyatrların katıldığı programlar türedi. Yazılı basında da durum aynı. Bana psikolojik tedavi görmüş veya görmekte olan özellikle üniversite öğrencileri arasından çok sayıda mail geliyor. Gençler işin daha çok farkında olsalar gerek.

Şükür ki, insanlar eskiden olduğu gibi ruh sağlıklarının bozulduğunu ve tedavi gördüklerini saklamıyorlar da artık. Örneğin TV programlarında isimlerini de vererek sorunlarını anlatabiliyorlar.

Nasıl tedavi görmeyelim ki! İşsizlik, her an gelip çatması beklenilen ekonomik ve diğer krizler insanların zaten içlerinde var olan, "gelecek endişesi"ni alabildiğine körüklüyor. Ayrıca siyasi istikrarsızlık, sosyal ve politik skandallar, çete olayları, soygun, rüşvet, yolsuzluk ekonomisi, adaletsizlik, zamlar, enflasyon, trafik keşmekeşi, adliye kavgaları, televole kahramanlarının yaşamları içimizi bulandırıyor.

Zaten maalesef, "gelişmiş" dediğimiz ülkelerde ruh sağlığı kendiliğinden bozuluyor. Bunun sonucunda psikolojik rahatsızlıklar, alkol kullanımı, madde bağımlılığı hatta İsveç gibi ülkelerde olduğu gibi refahın yükselmesine, gelecek endişesi olmamasına rağmen intiharlar bile artabiliyor.

Haberin Devamı

Onlara benzedik galiba. Hani oralarda herkesin bir psikoloğu varmış ya. Bizim de oldu, olacak işte.

Ben, biliyorsunuz insanların yaşam kaliteleri üzerinde en büyük rolü özellikle çalışma yaşamının, benim daha çok benimsediğim deyişle iş yaşamının oynadığına inanıyorum. Bu rol sadece gelir temin etme ile de sınırlı değil. Diğer bir çok bakımdan da hem de lüzumundan fazla etkili oluyor.

Bana sorarsanız bu şartlar altında normal olan insanlarda bir anormallik var demektir. Önce onlar psikoloji konusunda profesyonel yardıma başvurmalı bence.

Sizin hâlâ psikoloğunuz yok mu yoksa?

Sadece bireylere değil kurumlara da soruyorum.

Kurumların, şirketlerin, organizasyonların, işletmelerin insanların bu yönüne önem vermeleri gerekiyor. Bunun için de insanlarının psikoloji, psikiyatri ve psikolojik danışman ve rehberlik hizmetlerinden yararlanmalarına yardımcı olmalıdırlar.

Haberin Devamı

Bu hizmetler kurumun içerisinde örneğin İnsan Kaynakları birimlerinde ya da bağımsız ama belki de en iyisi dışarıdan danışmanlık almak (outsourcing) şeklinde organize edilebilir. Bu bir, "sosyal yardım" kalemi olarak düşünülmelidir. İlave etmeliyim ki, "Sizin sorununuz işle ilgili değil. Siz kendiniz özel bir uzmana gidin" şeklinde bir ayırım da yapılmamalıdır.

Not: Bildiğim kadarı ile psikologlar üniversitelerin 4 yıllık psikoloji bölümlerinden mezun olurlar. Psikiyatrlar ise 6 yıllık tıp eğitiminin üzerine psikoloji eğitimi alırlar. İkisi de tedavi uygularlar. Ancak psikiyatrlar ilaç verme yetkisine de sahiptirler. Psikolojik danışman rehberler de üniversitelerin 4 yıllık bölümlerinden mezun olurlar ancak sadece koruyucu tedavi yapabilirler. "Profesyonel yardım almak" demek de bu uzmanlara gitmek demektir. Ancak uzmanların kendileri, kendilerine iş çıkarıyormuş gibi anlaşılmasın diye, "Bizim gibi uzmanlara gidilmeli" demek yerine, "profesyonel yardım alınmalı" diyorlar. 

isguc.org'un yenibir.com'da yayınlanan diğer yazılar:

Boppie'ler kimdir?
Siz nasıl çalışıyorsunuz
Mezuniyet paniği
Kariyer planlaması ne zaman başlar?
Yaratıcı kişilik ve yönetici
"Konuşma"dan önce "beden dili" vardı
İşyerinde depresyon
KOBİ sahiplerine açık mektup: Yeni dönemin fırsat ve riskleri
Adil olmadan yönetici olunmaz
İşyerinin ilkokul eğitimi: Oryantasyon
İnsanı unutan insan kaynakları
Müşteri memnuniyetinde etkin iletişimin rolü
Altı Sigma ve Toplam Kalite Yönetimi
İş dünyasında anlamı değişen bir kavram: Sadakat
Altın Yakalılar
İnsan hakları ve küreselleşme
Yaşamın büyüsü nasıl bozuldu?
İş yaşamında başarının sırrı: NLP tekniği
Kriz işsizliği ve beyin göçü
On-line eğitim: Merandan, zamandan, emekten tasarruf
Yeni ekonomi sizi de yeniledi mi?
İşin İnsancıllaştırılması

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!