Sezen'den modern kabare

Sezen Aksu, Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'ndaki ilk konserini önceki akşam verdi. Ünlü sanatçı, bir kabareye dönüşen konseri sırasında kendi hayatından bazı kesitleri şarkılarla ve esprilerle süsleyerek sundu. İzmir yıllarından başlayarak yaşamını kronolojik bir şekilde anlatan sanatçı, sahneye kurulan bir paravanın arkasında, sunduğu skeçlere uygun kıyafetler giydi. Kılıktan kılığa giren Sezen Aksu'nun vokalistleri de skeçlere uygun kıyafetler giydiler.

Programına ‘‘Küçüğüm’’ şarkısıyla başlayan Sezen Aksu, ‘‘Kalaşnikof’’la da bitirdi. Bu arada biletleri 2 ve 3 milyon liradan satılan programı izlemeye gelenler, Açıkhava Tiyatrosu'nu tıka basa doldurdular. Programın sonunda büyük bir barkovizyon ekranından, Sezen Aksu'nun çocukluğundan itibaren hayatının önemli kesitleriyle Türkiye'nin gelişiminde kilometre taşı olmuş olaylar, fotoğraflarla anlatıldı. Gösterinin sonunda bis yapan Aksu, sahneye yeniden gelerek ‘‘Arkadaş’’ adlı şarkıyı okudu. Sezen Aksu bu gece ve yarın da Açıkhava tiyatrosu'nda sahneye çıkacak.

Gecenin esprileri

‘‘Hepitopu birbuçuk metreyim. Gerçi sekizbuçuk santim daha var ama, ben zaten birbuçuk metre doğmuşum. Sonra birden sekizbuçuk santim büyümüşüm’’.

‘‘İlk dayağımı üç yaşında yedim. Cinsel tacizden. Komşunun oğlunu öptüm. ‘Gel bir daha öpeyim’ diye peşinde koşturuyordum. O da nedense ağlayıp duruyordu. Sonra birden anneannemin elini emsemde hissettim. ‘Gel bir de ben seni öpeyim’ dedi’’

‘‘İnsanın dengesi bozulunca ya saçını kestirir ya evlenir. Ben de bir acele evlendim. Bir acele evlendim ve bir acele boşandım’’

‘‘Hepimiz herşeyi denedik. Barış güvercini havalandı ve Kıbrıs'a kondu. Ondan sonra hiç sesi sedası çıkmadı. Şimdilerde cılız bir ses çıkıyor, ‘Uçamıyorum ya resulallah’ diyor. Ona sahip çıkalım. Yoksa gelecekler, rap rap rap...’’

‘‘Anayasa bir kez delinmekle bir şey olmaz’ diyen bir laf çıktı ortaya. Sonra o adam arabada giderken, ‘Semra bir kaset koy da dinleyelim’ dedi. Sanata ve sanatçıya bakış açısı değişti. Onlarla sahneye çıktı, şarkılar söyledi. Şaşırdık. Semra ile el ele dolaştı. Bu bize müstehcen geldi. Ama o asık suratlı devlet adamı imajı bitmişti’’

‘‘ 16 yaşındaydım, anneme Tarık Akan'ı sevdiğimi ve İstanbul'a gidince onu tavlayacağımı söyledim. ‘Şehir lokantasında kemik yalayan itten hayır gelmez’ dedi. Sonra bizde o kemiklerden çok yaladık’’

‘‘Meclis'e bak. Cilalı Taş Devri daha medeniydi. Tüylerini dökmüşler, meclise gelmişler. Gerçi bazıları dökememiş. Bunlar sekiz değil, 28 yıl okusalar ne olur’’