Sevişmeyi başlatan kadın ahlaksızdır efsanesi yıkılıyor

Güncelleme Tarihi:

Sevişmeyi başlatan kadın ahlaksızdır efsanesi yıkılıyor
Oluşturulma Tarihi: Eylül 30, 2006 00:00

Cinsel Eğitim, Tedavi ve Araştırma Derneği’nin (CETAD) 20 ilde, 16 yaş ve üstü 1537 kişiyle yaptığı araştırma, Türk toplumunun cinselliğe bakışında nelerin değiştiğini, nelerin yerinde saydığını ortaya koydu. Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Araştırması, cinsellikte özellikle kadınla ilgili bazı köklü yanlış inanışların kadınların lehine değişmeye başladığını ortaya koydu.

"Sevişmeyi başlatan kadın ahlaksızdır" yargısına inananların oranı sadece yüzde 8 oldu. Yüzde 60’ı bu mitin tamamen yanlış olduğunu söyledi. Yani toplumun önemli bir kısmı kadınların da cinsel yaşama aktif, haz alan, haz veren ve paylaşan taraf olarak katılımını destekliyor.

AB tarafından finanse edilen, Sağlık Bakanlığı tarafından desteklenen projenin amacı, cinsellikle ilgili görüşlerin belirlenmesi, bilgi düzeylerinin ölçülmesi, değer ve yargıların incelenmesi, sorunlar karşısında yardım arama davranışları ve bu konuda sağlık hizmet talebiyle medyanın etkilerini ölçmek.

Araştırmanın ilginç sonuçlarından biri yetişkinlerin yüzde 34’ünün cinsellikle ilgili bilgi kaynağının çevre ve arkadaşları olması. Kadınların yüzde 42’sinin cinsellikle ilgili ilk kaynakları ise eşleri. Yani kadınların neredeyse yarısı cinselliği kocalarından öğreniyor. Toplumun yüzde 59’u okullarda "kesinlikle" cinsel eğitim verilmesi gerektiğini düşünüyor. Yüzde 4’ü toplumun cinsellik konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığını söylüyor. Buna karşılık yüzde 45’i oldukça bilgili, yüzde 37’si pek bilgili olmadığını belirtiyor.

Mitler, cinselliği tabu gören toplumlarda daha sık görülüyor. Hakkında konuşulması bile ayıp sayılan bu konuya ilişkin toplumun ürettiği, gerçeği yansıtmayan inanışlara ve efsanelere mit deniyor. Türkiye’de cinsel yaşamın ortalama başlama yaşı olan 19’a gelindiğinde, yanlış inanışlar iyice oturuyor ve değişmesi güçleşiyor.

ERKEKLER AKTİF KADIN İSTİYOR

"Sevişmeyi başlatan kadın ahlaksızdır" mitini tamamen doğru bulanların oranı kadınlarda yüzde 6, erkeklerde yüzde 10.6. Eğitimin bu mitin değişmeye başlamasındaki etkisi açıkça görülüyor. Eğitimsizlerin yüzde 17’si mite tamamen katılırken, bu oran ilkokul-ortaokul mezunlarında yüzde 10.7, ortaokul mezunlarında yüzde 8, lise mezunlarında yüzde 6.9, üniversite mezunlarında da yüzde 1.3’e kadar düşüyor. Mite en az yüzde 1.7 ile bekar kadınlar itibar gösteriyor. Bekar erkeklerden bu görüşe katılanların oranı ise yüzde 7.2. Kentlilerin yüzde 7.2’si, kırsal kesimde yaşayanların ise yüzde 10.5’i bu mitlerin doğruluğuna tamamen inanıyor. Tüm bu veriler gösteriyor ki erkekler, kendi ilişkilerinde eşlerinin o kadar da pasif, isteksiz, edilgen bir konumda olmasını istemiyorlar. Tam tersine cinselliğe katılmaları, cinsellikten haz almaları, birçok erkek için önemli. Bu veri, "erkekler sadece kendilerini düşünür" fikrini de çürütüyor. Erkek artık eşinin cinsel isteksizliğini kendine sorun ediyor.

DOÇ.DR. CEM İNCESU (Proje Koordinatörü)

Yalnızca mitlerin düzeltilmesi bile birçok cinsel sorunu halledebilir

Cinsellikle ilgili terapilerin temel hedeflerden biri, yanlış inançları, mitleri bizzat yaşatarak, doğrusunu göstermek ve değiştirmektir. Mitler gerçekten çok dirençli. Kişinin çocukluğundan itibaren her gün aldığı bir dizi mesajla pekişmiş, içselleştirilmiş ve neredeyse kişiliğinin parçası haline gelmiş inançlar dizisi. Bunları değiştirmek çok önemli, bir o kadar da zor. Yalnızca mitlerin düzeltilmesi çok sayıda cinsel sorunu da tek başına düzeltebilir. Mitleri besleyen bazı faktörler var. Birinci faktör, cinselliğin kulaktan dolma ve sokakta öğrenilmesi. Pornografik film, dergi, kitap, internet vs. materyallerde ortak mesajlar var. Örneğin, erkeklerde cinsel organın boyutu, cinsel gücün göstergesidir mitini bütün bu materyaller destekliyor. Abartılı büyük cinsel organlar, bitip tükenmek bilmeyen ereksiyonlar bu materyallerin ortak noktaları. Cinselliği yalnız bir birleşme ve orgazm olarak yaşayan erkek modelleri görüyoruz buralarda. Dokunmanın, paylaşmanın, sevginin, hazzın çok az yaşandığı, mekanik bir cinseliğin hakim olduğu bu örnekler mitleri besliyor. Türkiye’de pek çok ergen cinsellik eğitimini bu kaynaklardan aldığı için mitler süreklilik kazanıyor. Kadınlarla ilgili bazı mitlerin değişmeye başlaması iyiye işaret. Ancak kadınların mitlerle ilgili çoğunlukla "fikrim yok-bilmiyorum" şıkkını işaretlemesi bilgisizliğin, eğitimsizliğin ve çekingenliklerinin göstergesi. Erkeklerin de cinsellikle ilgili bilgileri az. Ama kadınların daha kötü durumda olduğunu söyleyebiliriz. Hatta fikirleri bile yok. Çoğunun ilk cinsel bilgi kaynağı eşleri.

İşte 21 mit ve tamamen doğruluğuna inananların oranı

Erkeklerde cinsel organın boyutu, cinsel gücün göstergesidir(yüzde 14)

Erkekler cinsel birleşme ve orgazmla ilgilidir. Duygusallık kadınlarda görülür(yüzde 14)

Başlangıçta sertleşme güçlüğü olması, iktidarsızlık gelişeceğini gösterir(yüzde 12)

Mastürbasyonun cinsel güce zarar verici etkisi olabilir(yüzde 13)

Cinsel ilişkinin sorumluluğunu üstlenmek ve yönetmek erkeğin görevidir(yüzde 25)

Cinsel pozisyon için en doğal pozisyon erkeğin üstte olduğu pozisyondur(yüzde 23)

Başka şeylerde olduğu gibi cinsellikte de başarıya ulaşmak çok önemlidir(yüzde 47)

Sevişme sırasında fantezi kurmak yanlıştır(yüzde 11)

Eşcinsellik bir akıl hastalığı çeşididir(yüzde 25)

Erkek cinsel ilişkiyi her zaman ister, buna her zaman hazırdır(yüzde 37)

Sevişmeyi başlatan kadın ahlaksızdır(yüzde 8)

Sevişme doğal ve kendiliğinden olmalıdır, sevişme hakkında konuşmak onu bozar(yüzde 25)

İstenmeyen gebelikleri önlemek yalnız kadının sorumluluğundadır(yüzde 12)

Cinsel ilişki, cinsel birleşme demektir(yüzde 37)

Tüm fiziksel yakınlaşmalar cinsel birleşmeyle bitmelidir(yüzde 15)

Her erkek, her kadına nasıl zevk vereceğini bilmelidir(yüzde 42)

Erkeğin penisinde sertleşmenin kaybı eşini çekici bulmadığı anlamına gelir(yüzde 13)

Bir çift için aynı anda orgazm gerçekleştirilmesi gereken en önemli amaç olmalıdır(yüzde 34)

Adet ve gebelik dönemlerinde cinsel ilişkiden kaçınılmalı(yüzde 43)

Kalp krizi ya da inme geçiren erkekler cinsel ilişkiden kaçınmalıdır(yüzde 25)

Erkeklik hormonu almak cinsel gücü tümüyle artırır(yüzde 18)

PENİS BOYU MİTİ: Penis boyunun, ne erkek ne de kadının cinsel tatmini ve mutluluğuyla ilişkisi var. Halbuki "erkeklerde cinsel organın boyutu, cinsel gücün göstergesidir" mitini doğru bulan erkeklerin oranı kadınlardan çok daha yüksek. Kadınların yüzde 8.3’ü penis boyutunun cinsel gücün göstergesi olduğunu düşünürken, bu oran erkeklerde yüzde 20’ye çıkıyor. Buna en takık olan erkekler 35-44 yaş arasındakiler.

MASTÜRBASYON KORKUSU: Ortaçağdan beri tabu. Geçmişte akıl hastalığı nedeni olarak görülen mastürbasyon doğal ve doyumun vazgeçilmez bir parçası. Erken boşalmanın tedavisinde mastürbasyonun yeri var. "Mastürbasyon cinsel güce zarar verici etki yapabilir" görüşünü tamamen doğru bulanların yüzde 7.5’i kadın, yüzde 18.8’i erkek.

ERKEKLERİN İŞİ ZOR! : "Cinsel ilişkinin sorumluluğunu üstlenmek ve yönetmek erkeğin görevidir"i tamamen doğru kabul edenlerin yüzde 19.6’sı kadın, yüzde 30.6’sı erkek.

EŞCİNSELLİĞİ AKIL HASTALIĞI SAYANLAR: "Eşcinsellik bir akıl hastalığı çeşididir" mitini tamamen doğru kabul edenlerin yüzde 33.3’ü erkek. Yüzde 16.4’ü kadın. Kentlilerin bu mite inancı kırsal kesimdekilerden daha fazla.

CİNSEL İLİŞKİ-CİNSEL BİRLEŞME FARKI: Cinsel ilişki, cinsel birleşme demektir, yanlış inancına "tamamen doğru" diyenlerin oranı her iki cinste de yüksek: Erkeklerde yüzde 38.2, kadınlarda 36.1. 25-34 yaşlarında bunu doğru kabul edenlerin oranı yüzde 40, 35-44 yaşlarındaysa yüzde 42.2. Evli olanların yüzde 38.6’sı tamamen doğru, diyor.

AYNI ANDA ORGAZM EFSANESİ: "Bir çift için aynı anda orgazm, gerçekleştirilmesi gereken en önemli amaç olmalıdır" mitine erkekler çok yüksek oranda (yüzde 43.2) tamamen katılıyor. Kadınların ise yüzde 25’i.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!