Seni olduğun gibi seviyorum, tırnaksız!

Güncelleme Tarihi:

Seni olduğun gibi seviyorum, tırnaksız
Oluşturulma Tarihi: Aralık 22, 2004 00:00

Yazılarınızı beğeniyle takip ediyorum. Siz takdir ettiğim bir yazarsınız. Efendim, şimdi söyleyeceklerimi yanlış anlamayınız: Ben bir ayak fetişistiyim. Ben hem sizin kişiliğinize hem de ayaklarınıza hayranım.Yüz güzelliğiniz resmen ayaklarınıza vurmuş durumda. Yalnız yazılarınızın birinde, sağ ayağınızın 3. parmağının 3. ekleminin ve tırnağının olmadığını ihsas etmiştiniz. Ama 18.12.2004 tarihli Hürriyet gazetesinin ekinde, sağ ayağınızın 3. parmağında tırnak vardı. Acaba ben yanlış mı gördüm? Bakın, hiç önemi yok. Ben bir insanı sevdim mi her şeyiyle severim. Sağ ayağınızın 3. parmağının tırnağı olsun olmasın, size hayranlık duyuyorum. Kendinize ve bebeğinize iyi bakın diyorum. Rica etsem, mail adresime ayak resminizi yollayabilir misiniz? (K. M Çakmak.)- Valla, olmayan tırnağın fotoğrafı da olmaz! Bilim henüz bunun çaresini bulamadı. Fotoşop denen bir şey var, ama tırnak için zahmete değmez. Fotoşopu yüzde botoks, bacakta selülit ilacı niyetine kullanıyorlar. Yani cumartesi günkü fotoğrafta gördüğünüz herhalde bir başkasının sağ ayağının 3 tırnağı! Asla hak etmediğim, ayaklarıma yaptığınız özel iltifatlar için de teşekkür ederim. Ama kendileri hiç bir zaman güzel olmadıkları gibi, bu son dönemde resmen pandispanya halindeler! Bu yüzden resmini filan yollayamam, beni mazur görün...Sinem üzülmesinPazartesi günü mail’i yayınlanan ve 33 yaşında menopoza girdiğini anlatan Sinem’e canını sıkmamasını, menopoz belirtilerinin tamamen psikolojik olabileceğini söyler misiniz? Çünkü benim iki arkadaşım da aynı haberi alıp, büyük üzüntü yaşadılar. Ama biraz psikolojik destek gördükten sonra bir tanesinin oğlu oldu, şu an 16 aylık . Diğeri ise 3.5 aylık hamile. Acılar paylaşıldıkça azalırmış, belki bu yazı da Sinem için bir başlangıç olur. (Sevil B.)- Sizi öpüyorum. Gerçekten kucaklıyorum. Budur işte, budur yani. Hem anlattıklarınız, hem de davranış biçiminiz gerçekten övgüye değer. İnşallah, Sinem de okumuştur mail’inizi...Gay ve lezbiyenler konusunda tez hazırlıyorumBen ‘Gay ve lezbiyenlere yasal evlilik hakkının verilmesi, aile kavramının sağlamlığını bozar mı? ’ konulu bir tez hazırlıyorum. Size bir kaç sorum olacak: 1. Neden ille de evlenmek istiyorlar? 2. Evlenmeden yaşamaları daha mı zor? 3. Ben kişisel olarak ilişki kurmalarında bir sakınca görmüyorum. Ama evlenip, bir de üstüne çocuk evlat edinmek isteyince, kıyamet kopuyor. Bu takdirde aile yapımız nasıl korunabilir? 4) Peki ya evlat edinilen çocuğun açısı? Ebeveyini iki erkek ya da iki kadın. Bu durumu, bir çocuk nasıl sağlam kafayla idrak edebilir? Şimdiden teşekkür ederim. Bu konuda bana biraz kanıt olacak şeyler bulabilirseniz de sevinirim. Birkaç gün içinde bu soruları cevaplayabilirseniz süper olur ya da bana başvurabileceğim bir kaynak gösterirseniz... (Eser K.)- Eser kardeş! Gördüm ama senin kadar armut piş ağzıma düşünü görmedim. Tezini adam gibi hazırlamak istiyorsan, ‘kısaca 4 tane soru’ diye geçtiğin konu üzerine, bayağı emek sarf etmen gerekecek. Bu öyle bir kişinin ‘Öyledir’ ya da ‘Böyledir’ demesiyle olacak şey değil ki. Her cümlenin hukuki, sosyolojik, psikolojik bir olumlu bir olumsuz yanıtı var. Ama benim kafamdaki çözümde bir tek cümle var: Önümüzdeki sıfat ne olursa olsun (heteroseksüel, düzcinsel, straight, gay, biseksüel, lezbiyen vs.) eğer insansak, istediğimiz bir şeyler vardır. Ve insanların isteklerinin tatmin edilmesi gerekir. Evlenmek isteyebilirler, çocuk sahibi olmak isteyebilirler, evlat edinmek isteyebilirler. İstemekler ilgili her türlü fiili gerçekleştirebilirler. Ha sonuçları... Ayrı bir tartışma. Her isteğin yarattığı bir sonuç var. Kimileri için olumlu kimileri için olumsuz. İşte onlar ayrıca araştırılacak, tartışılacak şeyler. Birer cümleyle özetlenemez. Ayıptır, günahtır! Büyük bir meseleyi küçük sloganlarla geçiştiremezsin. Tamam mı şekerim? Kaynağı da bana sorma, git araştır, kütüphanelere dal, internete gir. Tezinin bitirdikten sonra da bana gönder. Belki yayınlarım. Yayınlayamazsam da zevkle okuyacağımdan emin ol.İsim portföyünü paylaş - YAPAMAM!Ben de 8 aylık hamileyim. Ve kızıma isim verme konusunda tam bir kabus yaşıyorum. Benim favorilerim Nilsu ve Ceylin. Ama kocam Ayça diye tutturuyor. İsim portföyünü benimle paylaşırsan sevinirim. (Gönül)- Yapamam! Zaten yanlışlıkla isim portföyümüzün yüzde 80’inin geçen gün paylaşmışım. Sevgilim kafamı kıracaktı. ‘Her şeyi yazmak zorunda mısın?’ diye kıyamet koptu evde. Gerisi bize kalsın, tamam mı? Çok öpüyorum. İyi şanslar diliyorum.Babama yılbaşı hediyesi olur musun?Senden bir ricam olacak. Babama yılbaşı hediyesi olarak senin bir resmini hediye etmek istiyorum. Bir resmini imzalamanı istesem nasıl olur? Absürd bir talep mi? Fikir hoşuna gitmediyse hemen vazgeçerim. Geçenlerde internette senin adınla arama yaparken yakaladım da babamı! Sevgilerimle. (Pelin Ö.)- İlk defa biri resmimi babasına hediye edecek! Bunu kaçırmam mümkün değil. Babanın adresini de yollamışsın, olmuş bil. İlk ve son kez böyle bir şey yapacağım. Öptüm. Peki sen kimin imzalı fotoğrafını istersin? Ama Türkiye sınırlarında. Belki yardımcı olabilirim...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!