Erkeklerde kısırlık 23 yıl önce yüzde 30'ken, bugün yüzde 50'ye ulaştı

Güncelleme Tarihi:

Erkeklerde kısırlık 23 yıl önce yüzde 30ken, bugün yüzde 50ye ulaştı
Oluşturulma Tarihi: Mart 26, 2021 12:46

BESLENME alışkanlığı, yaşam tarzı, çevreyi kirleten kanserojen ve toksik maddelerin varlığı ve bulaşıcı hastalıkların artışı, tüm dünyada erkeklerde kısırlığın artması, kadınlarda ise yumurta rezervi ile yumurta kalitesinin azalmasına neden oluyor. Araştırmalara göre, 23 yıl önce erkek infertilitesi (kısırlık) yüzde 30'ken günümüzde bu oran yüzde 50'ye ulaştı. Kadınlarda ise erken menopoz görülme sıklığı arttı.

Haberin Devamı

Özel bir hastanenin Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü'nden Op. Dr. Berrin Karakuy, günümüzde dünya genelinde erkek üremesinde azalma olduğunu belirtti. Araştırmalara göre bu sorunun son 23 yıl içinde artış gösterdiğini ifade eden Op. Dr. Karakuy, yapılan araştırmalara göre tüm dünyada 23 yıl önce erkek infertilitesinin yüzde 30'ken günümüzde yüzde 50'lere ulaştığını söyledi. Aynı şekilde kadınlarda yumurta rezervinde ve kalitesinde azalma olduğunu ifade eden Op. Dr. Karakuy, erken menopoz görülme sıklığının da arttığını kaydetti.

‘ÇEVRESEL FAKTÖRLER GENLERİ ETKİLİYOR’

Beslenme alışkanlığı, yaşam tarzının yanı sıra çevresel faktörlerin genlerin aktivitesini düşürerek ya da artırarak hastalıkları oluşturduğunu anlatan Op. Dr. Karakuy, sözlerini şöyle sürdürdü:

Haberin Devamı

“Tüp bebek başarısızlığı ya da tekrarlayan düşükler sonrasında nedenini araştırdığımızda, erkeklerde sperm DNA fragmantasyonunun problem olduğunu, kadınlarda ise genç yaşlarda hızla over rezervinin düştüğünü görüyoruz. Erkek üremesinin azalması ve kadınların over rezervinin daha genç yaşlarda azalmış görülmesinin nedeni epigenetik faktörlere bağlı. DNA dizimizde herhangi bir değişiklik olmadan, DNA'nın kimyasal işlevinin değişimi, yetersiz ya da çok çalışması bu sorunları ortaya çıkarabiliyor. Bugün dünyada yapılan araştırmalarda, kanserin, otoümmin hastalıkların, nörolojik hastalıkların sebebinin, genetik ve epigenetik sistemler arasındaki dengenin ya da işleyiş yapısının bozulmasına bağlı olduğu görülmüştür"

‘EPİGENETİK TESTLER ÖNEMLİ’

Op. Dr. Berrin Karakuy, bu nedenlerden dolayı tüp bebek yöntemine başvuran çok sayıda çift olduğunu ifade ederek, “Son günlerde tüp bebek yöntemi olan mikro enjeksiyon (belirli bir yumurta hücresinin içine, belirli sperm hücresi enjekte edilmesi) işleminde daha az sayıda embriyo olması, epigenetik faktörleri gündeme getiriyor" dedi. Op. Dr. Karakuy, “Bugün çiftleri tüp bebek tedavisine hazırlarken yaptığımız klasik testlerimiz içinde epigenetik testleri alamıyoruz çünkü yüksek maliyeti var. Ancak çiftlerde tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı ya da tekrarlayan düşükler durumunda bu teste yöneliyoruz" dedi.

 

BAKMADAN GEÇME!