Safranbolu’da turizme sıkıyönetim

Güncelleme Tarihi:

Safranbolu’da turizme sıkıyönetim
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 25, 2008 00:00

Turizmdeki atılımıyla Anadolu’daki birçok ilçeye örnek olan Safranbolu, yoğun talep nedeniyle tarihi dokusunun bozulması tehlikesiyle karşı karşıya. Tarihi konakların hızla otel ve restorana dönüştürülmesi üzerine ilçe belediyesi bir dizi önlem aldı.

Belediye, tarihi evleri artık belli bir dönem içinde yaşanması koşuluyla restore edecek. Ayrıca ilçe merkezindeki yeni yapılaşmaya sıkı denetim getirilecek. Barışkan ÜNAL-Ahmet ÖZLER (A.A)

Safranbolu, 1134 tescilli binasıyla, İstanbul ve Bursa’dan sonra, en fazla taşınmaz kültür varlığına sahip yerleşim. Türkiye’de, tamamıyla Dünya Kültürel Miras Listesi’ne giren tek ilçe. Restore edilen tarihi konakları ve atmosferiyle, hem benzer diğer kentlere, ilçelere örnek oluyor, hem de Türkiye’nin her yerinden, hatta yurt dışından turist çekiyor.

Turizm potansiyelini yıldan yıla artıran, popülerliğinden bir şey kaybetmeyen ilçe, yine de birçok konağın otel ve restoran olması, dükkanlarda aynı hediyelik eşyalara rastlanmasıyla, Türk turizmde yaşanan "tek tipleşme" sorununa dahil olmaya başladığı izlenimi veriyor. Safranbolu Belediyesi, kentin gelecekte bu problemle karşı karşıya kalmaması için çeşitli çalışmalar yürütüyor.

EN TEHLİKELİ NOKTADAYIZ

Belediye Başkanı Nihat Cebeci, Türkiye’de "korumanın başkenti" unvanına sahip Safranbolu’nun, aynı zamanda dünyada en iyi korunan 20 kentten biri olduğunu hatırlattı. Ancak turizmde, "en tehlikeli safhaya geldiklerini" belirten Cebeci, "turizmin getirdiği rant kaygılarıyla şehrin kendisini büyümeye zorladığını" söyledi. Cebeci, konaklara, ardiye, garaj, yatak ilavesi ve "daha iyi hizmet verme adına" müştemilat yapma gibi sorunlarla karşılaştıklarını ifade ederek, "En fazla,’Safranbolu’ya turizm adına şöyle bir şey yapayım, diyenlerden korkuyoruz. Daha doğrusu, şu anda Safranbolu’yu korumaya çalışanlardan koruyoruz. En tehlikeli noktadayız, şehir hiçbir ilaveyi kaldırmıyor, olduğu gibi korumayı hak ediyor" dedi.

Cebeci, bu nedenle imar çalışması yaptıklarını anımsatarak, şunları kaydetti: "Safranbolu’nun en büyük eksiği, etkileşim sahası dediğimiz, şehir siluetini tehlikeye sokan binaların görsel kirlilikleri. Bunun için şehrin tamamını içeren imar planı revizyonuna gittik. Şehri sınırlayan şu anki sit alanının belki 3 katı bir alanı etkileşim geçiş sahası ilan ettik. Şehrin yaklaşık birkaç kilometre mesafesine kadar yapı yasağı getiriyoruz. Yalnızca bize olan yetkide, koruma kuruluyla beraber karar veriyoruz, bunu hiçbir belediye yapmaz."

OTELLER ARTARSA SAFRANBOLU ÖLÜ BİR ŞEHRE DÖNÜŞÜR

Cebeci, Safranbolu’nun oteller ve kafeler kentine dönüşmesinin tehlike yarattığını, kentin dokusunun korunabilmesi için yerli halkın bölgeden ayrılmaması gerektiğini savundu. Her yerde otel olmasının kenti "ölü şehre" dönüştüreceğini belirten Cebeci, "Turistler ne istiyor? Sabah, ezanla camiye gidenleri, evinin önünde iş yapan, bulgurunu kurutan, salçasını yapan insanları, kapıya asılan çamaşırları, yani yaşayan halkı istiyor" dedi. Safranbolu’yu korumak amacıyla hazırlanan yeni imar planında, her konağın pansiyon, otel ve restorana dönüştürülmesini engellediklerini anlatan Cebeci, artık evleri restore ederken belli dönem içinde oturulması gibi koşullar getireceklerini ifade etti. Turizmde yeni açılıma ve bölgesel iş birliğine ihtiyaç duyduklarını anlatan Cebeci, ayrıca, "ne istediğini bilmeyen turist" sorunu yaşadıklarını ve "Safranbolu’yu Safranbolulara anlatmak gerektiğini" ifade etti. Safranbolu’daki esnaf ve halkın yaşadığı kentin dokusunun bilincine varmadığını, bu konuda çalışmalar yürütüldüğünü söyledi.

UNESCO’nun da iki ayda bir ilçeye geldiğini belirten Cebeci, "zaman içinde iyi niyetle yapılan yanlışlarla" asfalta dönüştürülen Arnavut kaldırımlı yollar ve boyanan çeşmelerin öncelikle restore edilmesi gerektiğini, geçen yıl 20, bu yıl 25 binanın restorasyona alındığını, 100 civarındaki yapı için de projelendirme yapıldığını sözlerine ekledi.

YILDA 134 BİN KİŞİ GELİYOR

Turizme 1990’lı yıllarda açılan Safranbolu’ya, 1996’da 41 bin 700 turist gelirken, bu rakam 2007’de 134 bin 300’e çıktı. Konaklamada 43, restoran, kafe ve pastahane gibi alanlarda 97 işletmenin hizmet verdiği kentte, turizm alanında yaklaşık 600 kişi çalışıyor. Turizmden yıllık 50 milyon YTL gelir elde ediliyor.

YRD. DOÇ. DR. NURAY TÜRKER (Safranbolu Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi)

Tarihi konaklar, otel ve lokanta dolmamalı

Kentteki aktiviteler kısıtlı, turistler çok kısa konaklıyor. Bu nedenle doluluk oranları düşük. Safranbolu’da turizm kısır döngü içine girmeye başladı. Evler var elimizde, başka hiçbir şey yok, sorun başka ürün sunamamaktan kaynaklanıyor. Daha folklorik, gelenekleri ön plana çıkarıcı ögeler olmalı. Hediyelik eşyada çok kısır kaldık, tek tipleşme, ticarileşme, fabrikasyon var, sanat kaygısı yok. Tarihi konaklar otel ve lokantalarla dolmamalı. Aralarda insanlar oturmalı, çünkü onlar da kültürü yansıtan bir öge. Onlar da kültürü yansıtmalı. Safranbolu’da yeni bir atılım yapılmalı. Bölge turizmi ancak illerdeki farklı ürünlerin bir arada değerlendirilmesiyle gelişebilir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!