Rekabet SPA otellerini olumlu etkiledi

SPA & wellness ya da sağlıklı yaşam-zindelik tesislerine olan talep dünyada ve Türkiye’de giderek artıyor. Bunun nedeni sektörün sağlıklı olsun olmasın, genç, yaşlı hemen her kesime hitap edebilmesi. Bu tür tesisler tek başına bir çekim unsuru yaratabildiği gibi klasik tarzda yapılmış bir konaklama tesisine sonradan eklendiğinde de o tesisi zenginleştiriyor. Bugün bünyesinde suyla ilgili (SPA, hamam, kür, güzellik merkezi) ünitesi olmayan konaklama tesisleri artık neredeyse hiç tercih edilmiyor. Ülkemiz çok zengin jeotermal potansiyele ve tedavi edici özelliği yüksek termal sulara sahip olmasına rağmen kür parkı, kür merkezi ve konaklama tesisi bütünlüğü sağlayan tesisleri nicelik ve nitelik yönünden yetersiz kalıyor. Bu nedenle dünyada giderek büyüyen termal turizmi pastasındaki Türkiye’nin payının ve rekabet gücünün artırılması amaçlanıyor.
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Başkanı Başaran Ulusoy, 1500 civarında termal ve şifalı içme suyu kaynağı olan Türkiye’nin şifalı suların zenginliği bakımından dünya çapında bir potansiyel barındırdığını belirtiyor: “Türkiye’nin bir özelliği de radyoaktivitesi en güçlü sulara sahip olması. Termal turizmde 100 tesis, 29 bin 727 yatakla hizmet veriyor. Bunlardan 15 tesis Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan termal amacına yönelik olarak (Sağlık Bakanlığı’nca kür merkezi uygun görülen) turizm yatırım belgesi almış, yatak sayıları 7 bin 757. Turizm işletme belgeli 50 tesisin yatak kapasitesi 15 bin 796. Belediye belgeli 35 tesisin yatak kapasitesi ise 6 bin 174...”

SPA TURİZMİ YETERSİZ

Anahtar teslim; SPA kuran, danışmanlık hizmeti veren İnanır Group Yönetim Kurulu Başkanı Dursun İnanır, Türkiye’deki çoğu SPA otelini sunum ve hizmet kalitesi açısından başarılı buluyor. İnanır, “Dekorasyonları güzel. Genellikle masaj ve hamam birimine odaklanıyorlar. Hizmeti geliştirecek, tamamlayacak yan aktiviteler, kozmetik bakım uygulamaları hâlâ zayıf” diyor. Otellerin isminde SPA kullanıldığını ancak Türkiye’nin hâlâ bir SPA bölgesi olamadığını söyleyen İnanır’a göre, sadece SPA amaçlı gelen turist sayısı çok az: “Otellerin önceliği rezervasyonları doldurmak, sadece SPA için oda satmak ikinci planda. Halbuki Fransa’da milyonun üzerinde kişi her yıl deniz terapisi (thalassotherapy) yaptırmak için talasso otellerine gidiyor. İtalya, Belçika, Almanya ve diğer Avrupa ülkelerindeki termal tesisler bundan yararlanmak isteyen turistleri çekiyor. Uzakdoğu, Hindistan’da pek çok otel sadece SPA için kurulmuş, dünyanın her tarafından bu amaçla gelenleri ağırlıyor. Elbette ki SPA ve terapi amaçlı gittiklerinde, turistlerin kişi başı harcamaları, Türkiye’deki 5 yıldızlı otellere bıraktıklarından hayli fazla. Akdeniz sahillerimizdeki resort otelleri SPA açısından donanımlı. Buna Türk misafirperverliği de eklenince müşteriler memnun oluyor. Oteller ek gelir sağlıyor.”

KİŞİSELLEŞTİRİLEBİLEN TERAPİ TERCİH EDİLİYOR

Sanitas SPA zincirinden Zeynep Çetin ise Akdeniz Bölgesi’ndeki artan rekabet koşullarının, SPA otelleri ve turizmi açısından olumlu etki yaratmasına dikkat çekiyor. Sektöre köklü değişiklik getiren yeni yönetmeliğin ardından gelişim sürecinin hızlandığını belirtiyor:�
“Sektörde faaliyet gösteren firma ve şahıslar profesyonelleşme, yenilenme sürecine girdi. Personel kalitesindeki yükselme kullanıcı beklentilerini karşılama açısından göz ardı edilemeyecek ilerleme kaydetti. Geçmişte üst gelir gruplarının kullandığı SPA’lar, gün geçtikçe çalışan, çağdaş kentli kesimin hayatının bir parçası oluyor. Artık güzel dekor, iyi bakım yetmiyor. Müşteri kişiselleştirilmiş hizmet bekliyor. Kişiselleştrilebilen, esnek bakım türleri, otantik terapiler öne çıkıyor.”

MASAJ UYGULAMALARI MEVZUAT ALTINA ALINDI

Türkiye’de masaj uygulamalarını mevzuat altına alan ilk yönetmelik geçen yıl 25 Temmuz’da Resmi Gazete’de yayınlandı. Yönetmelik, masaj uygulamaları sunan bir işletmede çalışacak personelin, sorumlu müdürün ve işyeri açacak tüm yatırımcıların konumunu belirliyor. Verilen hizmetin çeşitliliği, personelin eğitimi, dezenfektanlar gibi farklı alanlarda belli başlı standartları içeriyor.

BAŞARAN ULUSOY
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı

Gerekli yatırım yapılırsa turist sayısı artar
Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2010 yılı verilerine göre, sağlık ve tıbbi nedenlerle ülkemize gelen turist sayısı 115 bin 223 kişi. Henüz 2011 verileri açıklanmamış olmasına rağmen sağlık ve tıbbi nedenlere gelen yabancı ziyaretçi sayısında artış bekleniyor. 2009’da Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın önderliğinde başlattığımız Erken Rezervasyon kampanyasının ana hedefi, avantajlı ödeme kolaylıkları sağlayarak daha fazla vatandaşımızın tatil yapmasına olanak sağlamak, bu yolla iç turizmi canlandırmak ve Türkiye’ye gelen yabancı turistlerin daha uygun ödeme koşullarıyla seyahat ettiklerine yönelik yaygın algıyı değiştirmekti. Kampanya başarılı oldu, vatandaşlarımızın tatil anlayışı değişmeye başladı. 2011’de tahmini olarak 1.5 milyon vatandaşımız tatil fırsatlarından yararlandı. Türk vatandaşlarının tatil amaçlarını, deniz, kum, güneş başta olmak üzere, kültür turları, termal turlar olarak sayabiliriz. Ancak ülkemizde irili ufaklı yüzlerce termal tesis bulunuyor. Bunlara gerekli yatırımlar  yapılırsa bu bölgelere gelecek olan turist sayısında da ciddi artış olacağını tahmin ediyoruz.

DURSUN İNANIR
İnanır Group Yönetim Kurulu Başkanı

Otele sadece SPA için gelen misafire hitap edebilmek lazım

Türkiye termal sular cenneti, benzersiz sulara sahip. Bu suların mutlaka hem tedavi amaçlı hem de wellness amaçlı olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda son dönemde çalışmalar var, devlet de destekliyor ve her geçen gün yeni termal oteller açılıyor. Bu konunun devlet politikası olarak geliştirilmesi, hem uluslararası tedavi merkezlerinin hem de bu güzel suların kullanıldığı wellness merkezlerinin uluslararası standartlarda açılması ve tanıtılması gerekiyor. Güzel denizlerimiz kadar ülkeye gelir ve değer kazandıracak bu alanı mutlaka geliştirmeli ve bunu yaparken de doğru yapılanmayı sağlamalıyız.
Turist yaz tatiline bile gitse, SPA’dan faydalanıyor. En azından masaj yaptırıyor. Hafta sonları ise sadece SPA’dan yararlanmak için tatile gidenler var. Bunun için de hem ortamı, doğası güzel, SPA’sı konforlu, terapistleri başarılı olan oteller seçiliyor. Bu tür seyahatler için en önemli tercih kriterleri elbetteki tesis kalitesi, terapistlerin eğitimi, bakımda kullanılan ürünler ve SPA mönüsü. Bu turistler ortalamanın üzerinde harcama yapıyor. Bundan sonra SPA sektörünün hedefi, otellere sadece SPA için gelen misafirlerin sayısını artırmak ve onların ilgisini çekecek programlar hazırlamak.

15 İLDEN 37 TESİS TÜRKAP ÜYESİ

Kaplıca Talasso ve Kür Merkezleri Derneği (TÜRKAP) Türkiye’deki kaplıca, SPA, talasso, diğer kür ve wellness tesislerini tek çatı altında toplamaya çalışan bir sektör örgütü. Avrupa Birliği düzeyinde bu sektörü temsil ediyor, Avrupa Kaplıcalar Birliği üyesi. 2000 yılında, sektörün önde gelen kaplıca, SPA ve talasso merkezleri toplanarak derneği kurdu. Dernek, tesislerin uluslararası standartlara kavuşması, güncel gelişmeleri takip etmesi, uluslararası sertifika alması konusunda işletmecilere yardımcı oluyor. Şu anda 15 ilden 37 üyesi var. (www.spa-turkey.com)

PROF. DR. ZEKİ KARAGÜLLE
Kaplıca, Talasso ve Kür Merkezleri Derneği (TÜRKAP) Başkanı
Welness vazgeçilmez oldu

Türkiye’de sektör hızla büyüyor. SPA’sı olan otel sayısı 500’e yaklaştı. SPA, otellerin restoran gibi standart birimine dönüştü. Fakat otel SPA’larının bir bölümü iki masaj odası ve bir havuzdan ibaret. Büyük oteller bu tesislerle aynı kategoride değerlendirilmemek için ünlü uluslararası SPA zincirlerinin şubelerini kuruyor. Bu arada kumuyla, suyuyla, yosunuyla denizden yararlanan talasso terapi konusunda Türkiye’deki gelişme ne yazık ki çok yavaş. Akdeniz kıyısındaki tüm otellerin bu imkânı kullanması gerekir. Sektördeki hızlı büyümenin dezavantajlarından biri de amaç kayması. Dünyada SPA, sağlık amacıyla, destekleyici terapi unsuru olarak kullanılıyor. Artık SPA ve Welness uygulamaları ayrılmaz bütün haline geldi. ABD’de önleyici sağlık hizmeti olarak yararlanılması gündemde. Hatta Avrupa ve ABD’de büyük şirketler, personelinin verimini artırmak için SPA harcamalarının bir kısmını üstleniyor. Türkiye’de ise henüz devlet SPA’yı destekleyici sağlık hizmeti olarak değerlendirmiyor. SPA’larda ise sağlık yerine güzellik kavramı ön plana çıkıyor. Gerçek SPA kullanıcısı arttıkça sektörde taşların yerine oturacağını tahmin ediyorum.  �