Red Bull Music Academy’nin tekno-caz ikilisi

Güncelleme Tarihi:

Red Bull Music Academy’nin tekno-caz ikilisi
Oluşturulma Tarihi: Ocak 28, 2012 00:00

Onlar çağdaş müziğin deneyselliğini en çok yaşatan isimlerden... Bugge Wesseltoft ve Henrik Schwarz caz ve teknoyu karıştırıyor. Wesseltoft piyanosuyla müziğine başlıyor Schwarz’sa o melodilere bilgisayarıyla beat’ler yazarak elektroniği caza yediriyor. İkiliyle, haftaya cuma verecekleri konser öncesi konuştuk

Haberin Devamı

Bugge Wesseltoft ve Henrik Schwarz birliklerini ‘kaderin oyunu’ olarak görenlerden. Bu ikiliyi önümüzdeki cuma İstanbul’da, Red Bull Music Academy ve Lounge FM tarafından düzenlenen konserde dinleme fırsatı bulacağız. Wesseltoft, elektronik cazın öncülerinden. Caz geçmişinde ECM plak şirketinin ve saksafoncu Jan Garbarek’in önemi büyük. Henrik Schwartz’sa Chicago, Detroit’li, hip-hop kültürüyle yoğrulmuş; son dönemindeyse klasik, caz ve doğaçlama çalışmalarla kafayı bozmuş, azılı bir elektronik-sever. İkisinin bir araya gelmesini Scwartz şöyle açıklıyor: “Bugge ve ben birbirimize doğru ilerlemişiz hep.” Bugge Wesseltoft’un yorumuysa şöyle: “İkili işlerimiz bana çok organik geliyor. Müziğimizi hem stüdyoda hem de sahnede doğaçlama yaratıyoruz. Henrik inanılmaz yetenekli. Bir çizilme sesinden bile müzik yapabiliyor” derken Schwartz cümlesini tamamlıyor: “Bana sanki daha önce hiç duyulmamış bir müzik yapıyormuşuz ve çok şey keşfedeceğiz gibi geliyor.”

Haberin Devamı

İDOLÜM SUN RA

“Ben çağdaş müzik sektörünü fazlasıyla deneysel buluyorum. İşin güzeli zorlama da yok, her şey kendiliğinden. Uzun süredir elektronikle ilgileniyorum. Pek çok ses ve müziği elektronik aletlerle icra ediyorum. Sesleri doğaçlama sırasında bozup değiştirmeyi tercih ediyorum. Bilgisayar destekli ritimler ve elektronik seslerin akustik piyanoyla çalınabilmesi de ilgimi çekiyor. Henrik’le bizi bir araya getirmeye çalışan ortak bir arkadaşımız sayesinde tanıştık. Ortak zevklerimiz var” diyen Wesseltoft’u Schwartz şöyle tamamlıyor: “Bugge, tanıdığım en açık fikirli cazcılardan. Öyle ki cazın elektroniğe kayışında önemli bir rolü var, bu da onunla çalışmayı ilginç kılıyor. Değişik şeyleri karıştırmayı çok iyi bilen ve kaliteli müzik üreten bir adam.”
Schwartz caz ve klasik müzikten çok etkileniyor: “Elektronik dinlemeyi bıraktıktan sonra caz, funk ve soul’u çok dinledim. Sonra hip-hop ve rap dinlemeye başladım. Afrika müziklerinden de çok etkilendim. Çokça klasik müzik dinliyorum ama bana her zaman ilham veren tek biri vardır o da; Sun Ra” diyor. Schwartz’a göre tekno tekdüze, insana ve duyguya yer vermeyen bir müzikti fakat bu fikri Detroit’te dinlediği prodüktör ve DJ Jeff Mills’le değişti: “Tekno ve cazın birleşebileceğini, teknonun içinde de bolca cazın bulunduğunu o gece kavradım. Bu fikir beni bugünlere getirdi.”

Haberin Devamı

KİLİSE’DE KAYDEDİLDİ

Henrik Schwartz, Wesseltoft’tan bağımsız bir grup projesi de olduğunu söylüyor: “İlk birkaç şarkı yazıldı ve bazıları kaydedildi. Ayrıca bu yıl sonunda kendi başıma da bir albüm yayınlayacağım. 2011’de 11 parçalı klasik bir orkestrayla Berlin’de bir kilisede kaydettim. Klasik ve teknonun bir buluşması olacak. Kayıtları tamamlandı ve sadece mixing kaldı. Şu sıralar aynı zamanda bu proje için de turluyorum. Bence en iyi şeyler her zaman beklemediğin anlarda çıkıyor. Birkaç notayı arka arkaya çaldıkça çıkan küçücük bir fikir büyüyor ve nereye gittiğini bilmediğiniz o iş kısa süre büyük bir projeye dönüşebiliyor. Konserde dinleyicinin duyduğu şeyi biz de ilk kez duyuyoruz. İşte bu yaratım aşaması mistik bir an.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!