Paşa’nın şifreleri

Güncelleme Tarihi:

Paşa’nın şifreleri
Oluşturulma Tarihi: Nisan 14, 2004 01:58

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, dün bir basın toplantısı düzenleyerek başta Kıbrıs olmak üzere bazı konularda düşüncelerini bildirdi.

GENELKURMAY Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, soru ve yanıtlar dahil 65 dakika süren konuşmasında iki yerde ‘şifre’ kullandı.

Özkök’ün ilk şifresi ‘ikbal’ sözücüğüydü: ‘Üzülerek ifade ediyorum ki bazıları benim yaklaşım biçimimin güya bana vaad edilmiş bir ikbalden kaynaklandığını ileri sürerek, bir dedikoduyu kulaktan kulağa yaymaktadırlar. Tarafıma hiç kimse böyle bir vaat veya teklif getirmemiştir. Böyle bir vaat veya teklif getirmeye cür’et edecek birilerinin olduğunu da sanmıyorum’

NE ANLAMA GELİYOR?

Özkök bu sözleriyle kulislerde kasıtlı olarak yayılan bir dedikoduyu dillendirdi. Özkök’ün hükümete muhalefetini yetersiz bulan çevreler, kısmen kendisini yıpratmak, kısmen de salt dedikodunun cazibesiyle bir süredir kulislerde ‘Başbakan Erdoğan, Özkök’ü etkisiz kılmak için kendisine Cumhurbaşkanlığı vaadinde bulundu’ lafını yayıyorlar.

İKİNCİ ŞİFRE KOMUTAN

Orgeneral Özkök, ikinci ‘şifresini’ komutan sözcüğü ile verdi:

‘Bir komutan arkadaşıma yapılmakta olan haksız dil uzatmalardan duyduğum rahatsızlığı da ifade etmek istiyorum. Yıllarını ulusuna hizmetle geçirmiş, tevdi edilen tarihi görevleri canını riske atarak büyük bir başarıyla yerine getirmiş olan bu komutan arkadaşımı, hiçbir kusuru olmadığı olaylar dahi bahane edilerek, hemen her gün gazete sütunlarına ve internet sayfalarına getiren zihniyeti de kınıyorum ve bu kişileri erdemli olmaya davet ediyorum.’

YALMAN’I SAHİPLENDİ

Özkök ismini vermese de kastettiği komutanın Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman olduğu tahmin ediliyor. Uzunca bir zamandan beri kulislerde, Orgeneral Yalman’ın AKP iktidarına karşı ‘daha sertlik yanlısı’ bir çizgide durduğu söylentisi yayılıyor. Org. Özkök ise isim vermeden Org. Yalman’ı sahiplendi.

Ilımlı yaklaşım mutsuz ediyor

‘Benim, ulusuma ve devletime zarar vermemek için, sorumlu, ılımlı, yapıcı, birleştirici ve dikkatli yaklaşımım, maalesef belirli kişilerce bilerek ya da bilmeyerek, yanlış yorumlanmakta, bu kişiler, bu yaklaşımımdan mutsuzluk da duymaktadırlar. Ben sesin gürlüğüne değil aklın önderliğine itaat etmek isteyen askeri bir nesle komuta ediyorum.’

Kime söyledi?: Askerden hükümete karşı sert çıkışlar bekleyen kuvvacılara.

Orduda gruplaşma görüş ayrılığı yok

‘Maksatlı olarak yaratılmak istenilen tablo, TSK’da derin görüş ayrılıkları ve gruplaşmalar olduğudur. Gerçekleri yansıtmayan bu durum, yaklaşım ve dedikodular, yalnız TSK’ya değil Türk Ulusuna da zarar vermektedir. TSK kendisine yapılan dostluğu her zaman hatırlar. Tabii yapılan düşmanlığı da. TSK tahayyül edilemeyecek kadar güçlü ve büyük bir kurumdur.

Kime söyledi?: Hükümete karşı tavır konusunda komuta kademesinde görüş ayrılığı bulunduğu dedikodusunu çıkartanlara.

Annan Planı’na evet ya da hayır demem

‘Bizden Annan Planı’na evet ya da hayır dememizi beklemeyin. ‘Evet’ ya da ‘hayır’ diyemem. Karar Kıbrıs Türk halkına aittir. Çözüm önerisinin nihai değerlendirilmesi ve verilecek karar Türk Ulusu adına TBMM’ye aittir. Kıbrıs Türk Halkının ve TBMM’nin en doğru kararı vereceğine olan inancımız tamdır.’

Kime söyledi?: Kıbrıs konusunda TSK’nın ‘hayır’ işareti vermesi bekleyenlere.

TSK, laikliğe ve çağdaşlığa taraf

‘Taraf olduğumuz konu cumhuriyetin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti niteliğiyle, Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusu ve toprağıyla bölünmezliğinin sonsuza kadar korunması ve kollanmasıdır. Türkiye Cumhuriyeti’ni ileriye götürecek, geleceğe taşıyacak ana ilkeler laiklik ve çağdaşlıktır. Hiç kimse; TSK’den bu konularda tarafsız kalmasını beklememelidir. TSK’nin bu konulara ilişkin hassasiyetleri ve kararlığı aynen sürecektir.’

Kime söyledi?: ‘Laiklik ve Atatürk milliyetçiliğinin Türkiye’nin önünü tıkadığı, gelişimini engellediği’ tezini savunanlara ve radikal dincilere.

FİŞLEMEDEN DERS


‘Fişleme olayı artık unutulmalı. Bu olaydan herkes ders çıkartmıştır.’

BEDELLİ OLMAZ

‘Geçmişte beklenen gelir sağlanamadı. Bugünkü kaynak ve ihtiyaç da uygun değil. Bedelli askerliğin uygun olduğunu düşünmüyorum’

Çankaya’yı teklif bile edemezler

Özkök’ü yetersiz bulan çevreler, kısmen kendisini yıpratmak, kısmen de salt dedikodunun cazibesiyle bir süredir kulislerde ‘Başbakan Erdoğan, Özkök’ü etkisiz kılmak için kendisine Cumhurbaşkanlığı vaadinde bulundu’ lafını yayıyorlar. Orgeneral Özkök, dün üstü kapalı bir eşekilde bu dedikodulara değinerek, ‘Üzülerek ifade ediyorum ki bu kişilerden bazıları benim bu yaklaşım biçimimin güya bana vaadedilmiş bir ikbalden kaynaklandığını ileri sürerek, bir dedikoduyu kulaktan kulağa yaymaktadırlar. Tarafıma hiç kimse böyle bir vaat veya teklif getirmemiştir. Böyle bir vaat veya teklif getirmeye cür’et edecek birilerinin olduğunu da sanmıyorum’ diye konuştu.

Özkök’ün gözüyle Annan Planı

EKSİLER

Geçiş dönemi çok kısadır. Bu süre, uygulamanın en hassas safhasını oluşturan geçiş dönemi için yeterli değildir. Ayrıca, bu kısa dönemin büyük sorunları da beraberinde getirebileceğini ve Ada’da huzur ve sükunun sağlanmasında önemli problemlerle karşılaşılabileceğini düşünmekteyiz.

Rumlara bırakılacak topraklar nedeniyle 57.000 Türk göçmen durumuna düşecektir. Ayrıca, kuzeye gelecek Rumlardan dolayı bu rakam üç yıl sonunda 82.000’e ulaşacaktır. Bu soydaşlarımızın konut ve istihdamı için kaynak sağlanamazsa Kıbrıs’ta ciddi toplumsal olayların çıkabileceğini değerlendiriyoruz. Bizim kaygılarımız da ağırlıklı olarak güvenlik ve asayiş boyutuyla ilgilidir.

Türk Kurucu Devleti’ni korumayı amaçlayan derogasyonlar AB hukukunun birincil kaynakları arasına muhakkak dahil edilmelidir. Aksi takdirde, Ada’daki Türk varlığının ve iki kesimliliğin devamı bakımından büyük güçlüklerin doğabilir. Bu nedenle Annan Planı, AB üyesi ülkelerin parlamentolarından geçirilmelidir.

ARTILAR

İki kesimlilik, planın olumlu bir tarafıdır. Kuzeye gelecek olan Rumların sayısı sınırlandırılmaktadır. Geçiş dönemi sonunda kuzeye gelecek olan Rumların sayısı toplam nüfusun üçte birini geçemeyecektir. Benzer şekilde, Rumlar’a kuzeyde iade edilecek olan mülkler de geride bıraktıkları mülklerin üçte biri kadar olacaktır. Kalan üçte iki tazminat yoluyla ödenecektir.

Bugün KKTC Türkiye tarafından tanınmakla beraber uluslararası camiada tanınmamıştır. Ama birleşmeyle birlikte KKTC’nin egemenliği kaybedilmesine rağmen kurucu Türk devletinin tanınması sağlanacaktır.

Her iki taraf Senato’da 24-24 eşit senatör bulunduracaktır. Bu siyasal eşitliği getirmektedir. Çünkü, Türk tarafından gelecek olan senatörlerin Türk olmaları esastır. Senato’da alınacak kararlara en az 6 Türk senatör onay vermelidir. Bu da veto yetkisini getirmektedir.

Üçüncü planla beşinci plan kıyaslandığında Türkiye’nin garantörlüğünün güçlendirilmiş oyduğu görülebilir. Biz adada kalmak istediğimiz takdirde askerlerimizi Kıbrıs’ta bulundurma hakkına da sahip oluyoruz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!