Pamuk eller cebe...
Güncelleme Tarihi:
“Sevgili Serdar, fakir fukaranın eli cebinden çıkamaz hale geldi. Nerdeyse Osmanlı döneminde konan vergiler karşısında şıkır şıkır oynayıp kafayı yiyen teba durumuna geldik, geleceğiz. Sokaklara çıkıp şıkır şıkır oynamadığımız kaldı.” (Sezai Bayar Ankara’dan yazıyor:)
2003 yılı ek vergiler, normal vergiler, KDV ve ÖTV gibi vergiler yüzünden fakir fukaranın canı çıktı.
Hazineyi tamtakır aldığını söyleyen AKP yönetimi, vergiler sayesinde soluk almayı başardı ama soluksuz kalan halk oldu yine.
2004 yılında ne tür vergiler getirileceği bilinmiyorsa da “soluk alma vergisi” konarsa şaşmamak gerek.
Benim aklımın basmadığı “para yok” diyen hükümetim, duble yollar, otoyollar, bölünmüş yollar gibi yatırımlara nasıl giriştiği.
Istanbul- Ankara arası hızlı tren projesini başlatan hükümet yoksa bu projeyi “ hibe” alarak mı hayata geçirecek?
İstanbul Boğazı Tüp Geçiş Projesini finanse etmek için hükümet nerden kaynak buldu?
Bu projeji yabancı firmalar “ Bizdensun” diyerek mi inşaa edecek?
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın son Ulusa Sesleniş konuşmasından öğreniyoruz ki yapılmayan yok.
Okullar yapılıyor. Karayolları ağı genişliyor. Demiryollarında rehabilitasyon çalışmaları sürüyor. Boğaz geçişi tamam. Toplu Konut İdaresi 2004’de 100 bin konutu bitirip halka dağıtacakmış. Deniz filoları artacakmış.
Peki bu ve buna benzer yatırımlar için yeni petrol yatakları mı bulundu?
Zengin maden yatakları mı ortaya çıkarıldı?
Oysa, işsizlik dizboyu. Özel sektör sıkıntıda. KOBİ’ler can çekişiyor. Üretimde kımıldama yok. İhracaat şöyle böyle. Turizm gelirlerinde geçen yıla göre fazla bir girdi yok. Memurun aldığı maaş ortada. Emekliler zaten gözden çıkarılmış. İşçinin durumu içler acısı.
Ben bu paradoksu anlamış değilim açıkcası.
Anlayabildiğim kısmı Hükümet seçim öncesi vaat ettiklerini yerine getirme niyetinde. Yani verdiği sözleri tutmaya kararlı.
Başladığı yatırımlar eğer doğruysa, tamamen paraya dayanan sözleri yerine getirecekse finansman kaynağını nerden bulacak?
Eğer 2004 yılında hükümet “Hadi pamuk eller cebe” diyerek halka yeni vergiler salacaksa yandık ki ne yandık.
Zaten batan bankaların 9-10 sahibinin refah seviyeleri düşmesin, onların yatları katları kalsın, uçakları ve İsviçre bankalarında istifledikleri dolarları elden çıkmasın diye millet vergi üstüne vergi vermek zorunda kalıyor. Belki de yıllarca bunun ceremesini çekmek zorunda kalacak.
Bunlara ek olarak “ayranı yok içmeye” özdeyişinde olduğu gibi bir de “AKP’nin seçim öncesi verdiği sözlerin” gerçekleşmesi için daha çok vergi vermek zorunda kalacaksak ölelim daha iyi. Nasılsa üstümüze sadece toprak atılmadığı kalmıştı.
Sevgiler,
Sezai