Özüne dön Okan!

Güncelleme Tarihi:

Özüne dön Okan
Oluşturulma Tarihi: Aralık 06, 2004 00:00

OKAN Bayülgen Kanal D’de Zaga’da eskidiğinin farkında kendine NTV’de ‘Herkes Bunu Konuşuyor’ ile cila yapmaya çalıyor.NTV’deki program Okan Bayülgen adaklı değil ama..Konu odaklı..Bu da Okan Bayülgen markasının artık ‘demode’ olmaya yüz tuttuğunu gösteriyor. Eğer konu ve konuklar ilginçse az da olsa birileri Okan’ı konuşuyor. Değilse hiç kimse Okan’ı konuşmuyor. Anlayacağınız Okan Bayülgen markası oldukça kan kaybediyor. Neden? Nedeni Türkiye’ye özgü bir hastalık. Komedyenler, showmanlar ‘komedyen ve shovman algısını’ hazmedemiyor, daha ciddi bir algılanma sevdasına düşüyorlar. Daha ciddi algılanmak için de ya kendilerince ‘ciddi’ işlere soyunuyorlar ya da hadlerini aşan laflar ediyorlar. Bu çabanın sonucunda da markalarının özüne zarar veriyorlar. Bakınız Cem Özer. Metin Akpınar’ı ve Perran Kutman’ı da kısmen aynı kefeye sokmak mümkün. Okan Bayülgen’in ek bir sorunu daha var. O, aynı zamanda varolan marka ününü medya ve reklam dünyasında paraya tahvil etmeye çalışıyor. Bu nedenle de ek bir ‘ciddiyet’ çabası içinde. Böyle bir çaba içinde olmasa Bayülgen niye haddini aşıp, seçim gecesi akşamı siyaset uzmanlığına soyunsun. Niye ‘medya arkalarıyla’ dalga geçerken haddini aşıp medya ettiği dersi vermeye kalksın. Ya da niye eleştirildiğinde saldırganlaşıp, sağa sola çamur atmaya kalksın. Niye? Bizim bilmediğimiz başka bir neden olabilir mi? Bilirsiniz, otomobiller belirli bir kilometreye ulaşınca, bakıma alınır ve eski güzel günlerine döndürülürler. Hani Bayülgen İletişim Fakültesi mezunu olsa diyeceğim ki, ‘Yuvana Dön Okan, sana bir bakım yapalım, özün kurtulsun!’. Ama değil.. Bekleyip Bayülgen markasının nasıl kan kaybettiğini izlemekten başka çaremiz yok. Üzüle, üzüle.. Uyara uyara.. Bayülgen’e uyarılarımız devam edecek.Akademik bir kongre deneyin..İSTANBUL Kültür Üniversitesi, KOSGEB, Milli Prodüktivite Merkezi birlikte 11-12 Aralık günlerinde İstanbul Ceylan İntercontinental Otel’de ‘1.Kobi’ler ve Verimlilik Kongresi’ düzenliyorlar. Kongre Sanayi bakanı Ali Coşkun’un himayelerinde yapılıyor. Çok yerinde bir çaba. İlginç konuşmacılar, ilginç akademik bildiriler ve hareketli olacağı adından belli paneller var. Başarılı KOBİ’ler başarılarının arkasındaki nedenleri izleyicilerle paylaşacaklar. 12 Aralık’taki panellerden birinin yöneticisi de benim. Başarılı olmuş marka yaratıcılarımızla ‘Kobiler İçin Rekabet Stratejileri ve Markalaşma’ konusunu masaya yatıracağız. Damat’tan Süleyman Orakçıoğlu, Hacı Bekir’den Doğan Şahin, Twigy’den Sinan Öncel, Lineadecor’dan Ercan Ecemiş ve Sevenhill’den Hüseyin Özbek’i dinlemenin öğretici ve verimli olacağını düşünüyorum. Kongreye katılım ücreti 110 milyon TL. Ayrıntılar kobi04.iku.edu.tr’de..Telekom ne sattığını biliyor Mu?TELEKOM’un ADSL yani ‘hızlı internet hattı’ reklamının mantığını hiç anlamadım. Bir çocuk yere tohum ekiyor, oradan ağaç yetişiyor. Daha sonra kırmızı elmalar görünüyor, peşinden çocuk elmalardan birini alıp yiyor. Ve Telekom ADSL ile verimliliği birleştiriyor. Son karede de ‘son sürat internet’ sloganı okunuyor. ‘Son sürat internet’ gibi güzel, vaadi mükemmel şekilde anlatan bir slogan bul. Sonra bu sloganı anlaşılmaz bir mesaja kurban et! Neden? Herkes ADSL’nin hızlı internet olduğunu biliyor mu? Önce ADSL’nin hızlı internet olduğunu çarpıcı bir şekilde olduğunu anlatıp ‘hizmete karşı isteklendirmek’ gerekmez mi? Herkes ‘son sürat interneti’ kabul edip, ona rağmen bu hizmeti seçmezse o zaman verimlilik gib bir konsepte yönelirsin. Tabii o da anlaşılır bir mesaj üretmek şartıyla. Reklamda mesajı verirken sağ kulağı sol elle göstermemek gerekir. Telekom acilen yeni bir reklam filmi çekmeli. Efe mi Efe Rakı mı?EFE Rakı’nın ‘Özür Dileriz’ diyen meraklandırıcı gazete reklamı taktik açıdan çok başarılı. Gazete reklamlarında başlık en önemli ögedir ve meraklandırıcı başlık diğer başlıklara göre daha fazla metin okutur. Efe Rakı’nin reklamıyla karşılaştığınızda ilk dikkatinizi çeken ögeler Efe Rakı, Efe Rakı’nın kendine özgü yazı karakteri, metin yapısı ve ‘Özür Dileriz’ başlığı. Reklamın merak edilip okunmaması mümkün değil. Okuduğunuzda açık olarak anladığınız şu: ‘Efe Rakı’ya çok talep var. Talepleri karşılayamadığı için özür diliyor. Yatırım yapıp daha da büyüyecek ve her talebi karşılayacakmış..’. Örtülü olarak anladığınız ne peki? ‘Vayy be..Efe Rakı tutmuş galiba, herkes denediğine göre ben niye denemeyeyim ki?’. Efe Rakı’nın uyguladığı reklam taktiğinin adı ‘herkes yapıyor, sen de yap’ (bandwagon) taktiği. Efe Rakı talepleri karşılayamadığını belirterek Efe Rakı’yı herkesin kabul ettiğini bu nedenle de bizim kalabalıkları izlemek zorunda olduğumuzu hissettiriyor, bizi ikna etmeye çalışıyor. İkna ediyor da..Bir taktik bu kadar başarılı bir şekilde uygulanabilir. Şimdi Efe’cileri bir konuda uyaralım. Dikkat ederseniz yazımın tamamında Efe yerine Efe Rakı diye yazmayı uygun buldum. Bunu bilerek yaptım. Efe bir Rakı markası ve ‘rakı’ diye kategorisini belirlenmeden çağrılmaya başladığında gerçekten marka olacak. Bu konuya çok dikkat etmek lazım. Siz hiç J&B Whisky ya da Jhonny Walker Wisky dendiğini duyduğunuz mu? Bilmem anlatabildim mi? (*****)ÇekirgelikBazen çoğunluk aptalların aynı tarafda olması demektir (Claude McDonald)
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!