Öyle bir geçer zaman ki ekrana kilitlenir kalırsın

Güncelleme Tarihi:

Öyle bir geçer zaman ki ekrana kilitlenir kalırsın
Oluşturulma Tarihi: Eylül 04, 2010 00:00

Türkiye’nin yakın tarihinden yaklaşık 45 yıllık bir yolculuğa çıkmaya hazır mısınız? Hem de yerinizden hiç kalkmadan? Öyleyse 14 Eylül’den itibaren koltuklarınıza kurulun ve Kanal D’ye bağlanın. Sezonun en iddialı dizilerinden biri, belki de birincisi ‘Öyle Bir Geçer Zaman ki’ başlıyor. Öyle ki Doğan TV Holding CEO’su İrfan Şahin’i bile, çocuk gibi heyecanlandırıyor bu proje. Şahin’in gözlerinin parlaması boşuna değil. Zira getirdiği yeniliklerle, dizi aleminin çıtasını yükseğe kaldırmaya kararlı ‘Öyle Bir Geçer Zaman ki’

Kartvizitinde koskocaman ‘CEO’ yazmasa, İrfan Şahin’in Ankara’da arka arkaya üç matine film izleyen lise öğrencisi halinden pek bir farkı yok. Sinefil denecek kadar sinema meraklısı. Tam da bu nedenle, üç yıldır üzerine bebeği gibi titrediği projesi ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’nin bir sinema hissiyatı yaratmasını çok ama çok önemsedi. Bunun için müthiş bir ön hazırlık yapıldı. “Bu dizi iyi olmadı, muhteşem oldu” diyecek kadar güveniyor projesine.
Dizi piyasasının kurallarını yeniden yazmaya kararlı bir hayat döngüsü var bu dizinin. İrfan Şahin’in bir tanıdığının yaşam öyküsünden yola çıkan hikaye üstünde Ankara Devlet Tiyatrosu dramaturglarından Coşkun Irmak bir yıl çalıştı. 16 bölümün senaryosu tamam, beş bölüm çekildi bile. Tam dört yılık hikayesi de hazır bekliyor.

KAPTAN ALİ AKARSU VE DÖRT ÇOCUKLU AİLESİ

Dizinin hikayesini uzun uzun anlatıp gazozunu kaçırmak istemiyor Şahin ama yine de kısaca özetliyor: “1967 yılındayız. Dört çocuklu Kaptan Ali Akarsu, Hollandalı Caroline’e aşık olunca ailesi dağılıyor. Karısı Cemile’den boşanıyor. Caroline peşine düşüp Türkiye’ye geldiğinde de, terk ettiği ailesiyle aynı semtte ayrı evlerde yaşamak zorunda kalıyorlar. Bu arada Cemile kendi ayakları üzerinde durmayı öğreniyor, çocuklarıyla birlikte sıfırdan bir hayat kurmayı başarıyor. Politik ve sosyal fonuyla birlikte günümüze uzanan bir büyük aile hikayesi. Olayların ailenin en küçük çocuğu Osman’ın gözünden anlatıldığı bir dönem dizisi. Nostaljik. Akıp giden zaman da, dizinin görünmeyen kahramanlarından biri.”
Hikayenin anlatıcısı, zaman içinde 45 yaşında bir yetişkine dönüşen küçük Osman’ın dış sesi Taner Birsel. İnce elemeler ve sık dokumalarla oluşturulan oyuncu kadrosundan da çok memnun Şahin: “Bizim keşfettiğimiz genç oyuncularla iyi oyuncuların dengeli bir karması oldu. Zaten bu dizide bir-iki tane değil, tam yedi ayrı başrol var.”
Velhasıl; Öyle Bir Geçer Zaman Ki’nin bahtının açık olacağına, sessiz ve derinden ilerleyeceğine inanıyor İrfan Şahin. Son sözün de, bundan böyle diziyi her hafta evlerine misafir edecek izleyicinin hakkı olduğunu yürekten teslim ediyor...

ERKAN PETEKKAYA (ALİ AKARSU)
Her oyuncunun hayali dişi bir rol

Şimdiye kadar oynadığım karakterlerden çok farklı Ali Kaptan. Ne çok iyi ne de çok kötü; hepimiz gibi zaafları olan gerçek bir insan. 40 yaşlarında bir aile babası. Çelişkiler ve gelgitlerle dolu olması daha imkanlı, daha zengin kılıyor karakteri. Oyunculuk tabiriyle ‘dişi’ bir rol. Karısıyla aşk evliliği yapmış ama artık evinde mutlu değil. Çocukları elinden kayıp gidiyor, Caroline’le ilişkisi de istediği gibi gitmiyor. Mesleğinden dolayı pek çok ülkeyi gezip gördüğü için artık mahallesine sığamıyor. Fakat pek çok yönüyle de alaturka. 1967 yılındaki hayatın ritmi daha ağır olduğu için bu durum Ali’nin beden diline de yansıyor. Oturaklı ve otoriter bir hali var.

AYÇA BİNGÖL (CEMİLE AKARSU)
Senaristin ellerinden öpüyorum

İstanbul Konservatuarı mezunuyum. 35 yaşındayım. 15 yıldır oyunculuk yapıyorum ve 15 civarında dizide rol aldım. Oyunculuğa zamanın kült dizisi Süper Baba’yla adım attım. İlk başrolüm Taylan Kardeşler’in yönettiği Sır Dosyası’ydı. Ardından Yadigar ve Hayat Kavgam dizileri geldi. Ben bu ailenin kan kusup kızılcık şerbeti içen annesiyim. Çocukları için yuvasını bir arada tutmaya çalışıyor ama dağılmasına engel olamıyor. Kocasından ayrıldıktan sonra hayat mücadelesini öğreniyor. Kurduğu trikotaj atölyesi büyük başarı kazanıyor, Ali düşerken Cemile yükseliyor. Bizde bırakın dizileri, sinemada bile kadınlar için incelikli ve gerçeklik duygusu veren iyi roller yazılmaz. Bu nedenle senaryoyu kadın hikayesi gibi işleyen senaristimizin ellerinden öpmek istiyorum.

YILDIZ ÇAĞRI ATİKSOY (BERRİN AKARSU)
10 dizide oynadım, bunu ilk sayıyorum


23 yaşındayım, Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde öğrenciyim. Bu gidişle 30 yaşına kadar bitiremeyeceğim okulu. Böyle bir projede yer almak beni çok heyecanlandırıyor. Daha önce yaklaşık 10 dizide irili ufaklı roller aldım ama bunu ilk dizim sayıyorum. Çünkü benim için bir dönüm noktası olacağına inanıyorum. Ailenin üniversitede hukuk okuyan büyük kızını oynuyorum. Yaşının çok ötesinde olgun, haksızlığa hiç gelemeyen, siyasal duyarlılıkları olan bir genç kız. Zaman zaman kardeşlerine annelik de yapıyor. Dizi boyunca çok büyük bir dönüşüm geçirecek Berrin.

FARAH ZEYNEP ABDULLAH (AYLİN AKARSU)
Dizi için İngiltere’den geldim


21 yaşındayım. Beş yıl önce ailemle İngiltere’ye yerleştik. Orada Kent Üniversitesi’nde tiyatro ve Fransızca okuyorum, bu dizi için okulumdan izin aldım. Daha önce tiyatro sahnesine çıkmıştım ama bu kamera önünde ilk profesyonel tecrübem. Oynadığım liseli Aylin karakterini canlandırmak çok zevkli ve eğlenceli. Biraz uçarı ve bencil ama hayatı zamanla daha da ilginçleşiyor.

ARAS BULUT İYİNEMLİ (METE AKARSU)
Seçilince havalara uçtum


İTÜ Uçak Mühendisliği 1. sınıf öğrencisiyim. 20 yaşındayım. Bu dizi için okulumu dondurdum ama anneme söz verdim, mutlaka bitireceğim. Daha önce dizi ve sinema deneyimim olmadı ama 7-8 reklam çektim. Bu dizi için deneme çekimlerine gittiğimde “Sizi bir hafta içinde arayacağız” demişlerdi. Seçileceğime dair hiç umudum yoktu, seçilince havalara uçtum. Canlandırdığım Mete asi bir lise öğrencisi. Babasıyla çok büyük kavgalar ve itişmeler yaşıyor. Ailenin babası rolüne bürünmekten hiç çekinmiyor. Zaman içinde de çok ünlü bir müzisyen oluyor.

ORHAN ALKAYA (BALIKÇI)
Bildiğimiz balıkçılara hiç benzemiyor


Bana gelen dizi tekliflerini pek kabul etmiyorum aslında ama bu senaryoyu çok beğendim. Aynı zamanda tiyatro yönetmeni olduğum için, dengeli ve çok iyi işlenmiş olduğunu düşünüyorum. Zengin ve yoğrulabilir bir malzemesi, çok iyi bir matematiği var. Bana o çok sevdiğim 60’lı yılların melodramlarını hatırlatıyor. Yönetmenimizin oyuncu koçluğu konusundaki başarısı beni çok şaşırttı. Canlandırdığım balıkçı, dizi boyunca kat kat açılan ve gelişen sürprizli bir karakter. Bildiğimiz balıkçılara da hiç mi hiç benzemiyor.

TOLGA GÜLEÇ (AHMET)
Benim kaderim solcuları oynamak


Hukuk fakültesindeki öğrenci liderlerinden Ahmet’i canlandırıyorum. Daha önce de ‘Hatırla Sevgili’de idam edilen Necdet Adalı adlı siyasi bir kişiliği canlandırmıştım, Ahmet’e çok benziyordu. Berrin’in büyük aşkı Ahmet. Kibar, soğukkanlı ve iddialı. Biz ona kendi aramızda ‘Süpermen’ diyoruz, her yerden çıkıyor çünkü! Rolüme hazırlanırken Can Dündar’ın ‘Oradaydım’ belgeselinden çok yararlandım.”

MÜZİK BİR ZAMANLAR AMERİKA’DAN

* Dizinin yönetmeni Zeynep Günay Tan, bütçesi şimdilik 400 bin lira civarında.
* Müziklerini Nail Yurtsever yaptı ancak adını aldığı şarkı için Erkin Koray’a telif ödendi.
* ‘Bir Zamanlar Amerika’nın (Once Upon a Time in America) meşhur tema müziğinin hakkı dört yıllığına satın alındı. Bunun için yaklaşık 100 bin Euro harcandı.
* Oyuncu seçmeleri dört aydan fazla sürdü, yüzlerce kişiyle görüşüldü.
* Babaanne Hasefe Hanım’ı oynayan Meral Çetinkaya, Lapseki ağzını öğrenmek için bir hafta orada kaldı, kayıtlar yaptı.
* Dizinin büyük bir bölümünün geçtiği mahalle atmosferi UNESCO’nun koruma altına aldığı İstanbul Zeyrek’te yaratıldı. Sokaktaki evlerin pencereleri PVC olduğu için marangozlar tarafından yenilendi, ahşap çerçeveler takıldı. Pek çok yere Arnavut kaldırımı döşendi, binalar boyandı.

GERÇEK ŞİLEP SATIN ALINDI

* Mahalle dışındaki çekimler Beykoz’daki eski Sümerbank Ayakkabı Fabrikası’nda kurulan setlerde yapılıyor.
* Seyirciye zamanın geçişini hissetirebilmek için çok özenli bir sanat yönetmenliği çalışması yapıldı. En küçük bir ayrıntı bile ihmal edilmedi.
* Oyuncular, set işçileri ve teknik ekip de dahil olmak üzere yaklaşık 150 kişi diziye emek harcadı. 300’e yakın mekan tarandı.
* 100’ü aşkın 60’lı yıllara ait otomobil kullanıldı. Döneme uygun ambulans, polis aracı, belediye otobüsü ve cezaevi aracı özel olarak yaptırıldı.
* İki dekor, bir kostüm atölyesi kuruldu. 500 yakın kıyafet dikildi, 2054 adedi de satın alındı.
* Döneme uygun yük gemisi bulmak için geniş bir araştırma yapıldı. Sonunda 1965’te Türkiye-Amerika seferi yapan gerçek bir yük gemisi satın alındı.
* Normalde yük gemisi yanaştırılmayan Sarayburnu’nda çekim yapabilmek için özel izin alındı. İlk kez bir yük gemisi Sarayburnu’nda ‘Öyle Bir Zaman Ki’ için demir attı.
* Titiz bir arşiv çalışması yapıldı ve tarihçilere danışıldı. Kitaplar, gazeteler ve dergiler tarandı.

EN ZORU CAROLİN VE OSMAN’I SEÇMEKTİ

Ali Akarsu’nun Hollandalı sevgilisini gerçek bir yabancının canlandırması konusunda ısrar edildi. Bu rolün sahibi 24 yaşındaki Alman oyuncu Wilma Elles. Diziye dahil olma süreciyse epey ilginç. Çekime iki hafta kala hala gönüllerine göre bir Caroline bulamayan ekip, sonunda Facebook’a bir ilan koydu ve nihayet Wilma’yı buldu. Üniversitede İslam bilimleri ve politika okuyan genç oyuncu da, bir İslam ülkesinde çalışmanın hayallerini kuruyormuş meğer. Dizide kendi sesiyle Türkçe konuşan Elles tam altı dil biliyor. Dizi için okulunu dondurdu, Türkiye’ye yerleşti ve Galata’da ev tuttu.
Caroline’den sonraki en zorlu oyuncu seçimi de hikayenin odak noktasındaki Osman’dı. 5,5 yaşındaki Emir Berke Zincidi bulununa kadar 300’e yakın deneme çekimi yapıldı. Daha önce ‘Bu Kalp Seni Unutur mu’ dizisiyle reklam filmlerinde yer aldı minik oyuncu. Müthiş performansı çok beğenilen ve henüz okula gitmeyen Emir’e sette annesi ve anneannesinin yanı sıra bir pedagog ve oyuncu koçu eşlik ediyor. Bu cingöz ve yetenekli ufaklık yunusları çok sevdiği için büyüyünce balık adam olmak istiyor.
Dizinin diğer oyuncularına gelince; Mete Horozoğlu (Soner), Salih Bademci (Hakan), Mehmet Sezai Gürhan (Kemal), Zeyno Eracar Okdemir (Neriman), Nilperi Şahinkaya (Mesude), Yeliz Kuvancı (İnci), Dila Akbaş (Ayten), Ferit Kaya (Kürşat), Şenay Aydın (Amina) ve Sercan Bodur (Necati).

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!