Güncelleme Tarihi:
Köyde her yıl ağustos ayının son haftası düzenlenen yarışmada Çal, Baklan ve Çivril yörelerinden çobanlar, şenlik günü sürülerini Büyük Menderes Nehri’ne çekiyor. Sürünün önünde suya atlayan çobanın, “El koyun” adı verilen sürü liderinin ardından atlaması ve onun ardından da diğer koyunların suya atlamasıyla yaşadığına inanılan büyük aşkı anılıyor. Sadakat ve sevgi gösterisine dönen yarışlarda, koyunun ardından en hızlı atlayan çoban birinci oluyor.
Çal Kaymakamı Fatih Arıkoğlu, yarışmanın UNESCO Dünya Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne alınması için çalışma başlattıklarını söyledi. Arıkoğlu, “UNESCO’nın 2015 yılı gündemine bile girsek bizim için büyük sevinç olacak” dedi.
İşte ünlü efsane
Karakoyunlu aşiretinden bir çoban, Çal yöresine yerleşen Oğuz beylerinden birinin yanında işe girer. Çoban ile beyin kızı birbirlerine aşık olur. Yörede çok sevilen çoban, beyden kızını ister. Kızını vermek istemeyen bey, çobana imkânsız bir görev verir: “Koyunlara 3 gün boyunca tuz yedireceksin ve Büyük Menderes Nehri’nden su içirmeden karşıya geçireceksin”. Çoban bu zor şartı yerine getirir. Bey yine de kızını vermez. Bey kızının aşkından hastalanması üzerine çoban yöreden kovulur, kız da bir süre sonra ölür. Çoban, bundan sonraki ömrünü kaval çalarak dağlarda geçirir.