O şimdi Atlı Müze

Paha biçilmez anılar

Yıl 1949. Hacı Ömer Sabancı bütün ailenin birlikte oturabileceği bir ev arıyor. Sakıp Sabancı, albenili, güzel boyalı, içinde şöminesi olan başka bir evi beğeniyor önce. Bir prensesin yaşadığı ama son derece bakımsız ‘‘Atlı Köşk’’ hiç çekici gelmiyor çünkü. Ama babanın dediği oluyor ve bahçesi büyük bu ev aileyi çatısı altında topluyor. 49 yılda çok şeye tanık oluyor köşk. Doğumlar, ölümler, düğünler... Eve gelen dostlar, akrabalar, krallar, başbakanlar... İçindeki paha biçilmez eserlerin yanında, bu ‘‘anıların’’ değeri bir türlü biçilemiyor...

Beylerbeyi'ne taşınıyor

Sekiz ay sonra Sakıp Sabancı şu anda yazlık olarak kullandıkları Beylerbeyi'ndeki Yalısı'na taşınıyor. Evden sadece giyeceklerini alıp gidecek olan Sabancı, müzeye şimdiden bir müdür atandığını ve bir müzede ne gerekiyorsa onların yapılacağını söylüyor. Evdeki bilardo masası büyük bir ihtimalle kaldırılacak, yatak odasına gelince, Sakıp Sabancı olduğu gibi bırakmaktan yana. Müze herkese açık olacak, fakat paralı mı parasız mı olacağına henüz karar verilmemiş.

Fermanlar ABD’de sergilenecek

Atlı Köşk'teki eserler dört büyük gruptan oluşuyor. Yerli ve yabancı ünlü ressamların tabloları, hat koleksiyonu, heykel ve porselen koleksiyonu. Bir de bahçedeki çeşmeler var. Çok özel hat örneklerini içeren koleksiyonda, ünlü hattatların eserlerinin yanı sıra kalemler, divitler, kalemtraş gibi özel hattat aletleri de bulunmakta. Sayıları 100'ü geçen hat ve fermanların 71 tanesi eylül ayında New York'taki Metropolitan Müzesi'nde sergilenmeye gidiyor. Sakıp Sabancı burası müze olduktan sonra belli zamanlarda ‘‘toplumun menfaati’’ olan sosyal aktivitelere, organizasyonalara yine ev sahibi olacaklarını söylüyor.