O sahneler öncesi tekila shot'ladık

Güncelleme Tarihi:

O sahneler öncesi tekila shotladık
Oluşturulma Tarihi: Nisan 07, 2013 00:00

‘Spartacus’ta bir Türk’ başlığıyla dizideki çıplak sahneleriyle gündeme düşen Türk asıllı İngiliz oyuncu Ayşe Tezel’in izini sürdük, kendisini Yeni Zelanda’nın börtü böceği bol şehri Auckland’da bulduk.

Haberin Devamı

Soyunda ucundan da olsa Türklük bulunması dışında herhangi bir ortak noktamızın olmadığı yabancı şöhretleri bağrımıza basma sevdamız yüzünden az Robbie Williams’a enişte demedik, yüzde 10 Türk olduğunu söyleyen Sibel Kekilli’nin başarılarından kendimize yüzde yüz pay çıkarmadık!

Spartacus dizisinde yer almasıyla gündemimizi süsleyen Ayşe Tezel için durum farklı. En azından Türklüğünü yüzdelere vurmuyor, soyadını yurtdışında daha kolay kullanabilmek adına evirmiyor, farklı kelimelere çevirmiyor. “Aklımın ucundan bile geçmedi adımı soyadımı değiştirmek. Neden değiştireyim ki? Türk olmamla gurur duyuyorum. Artı, Türk yanım çok: Misafirperverim, çabuk sinirlenirim, çabuk sevinirim, köklerime bağlıyım, geleneksel bir tipim.”

Evet, geleneksel. Spartacus’taki çıplak sahnelerine bakıp da bu lafa inanmak güç ama öyle. “O sahneleri izledikten sonra bu dediğime inanmanız zor, farkındayım ama gerçek her zaman görünenden farklıdır.” Önce görüneni, henüz görmeyenlere özet geçelim: Aslen, Londra doğumlu. Anne İngiliz, baba Türk. Çift, Ayşe henüz 5 yaşındayken boşanınca, ana-kız Yeni Zelanda’ya yerleşip baba Londra’da kalınca Ayşe’nin Türklüğü adında, soyadında, kimliğinde kalıyor.
“Babamdan ayrı büyüyünce Türkçe konuşulmayan bir evde büyümüş oldum. Okulda da aile çevremde de hiç Türk yoktu.” Yedi senedir Türkiye’ye uğramışlığı yok. Son gelişinde 3 ay kalmış, biraz İstanbul’da yaşayan amcası ve kuzenleriyle vakit geçirmiş biraz Bodrum’da tatil yapmış.

Haberin Devamı

SPARTACUS SETİNİN ‘OLMAZSA OLMAZ’I NE?

Yeni Zelanda bazlı dizilerdeki, filmlerdeki ufak tefek rollerinin ardından sıra kariyerinin kırılma noktasına ‘Spartacus: War of The Damned’a geliyor. “Yeni Zelanda’daki ajansım ‘Seni Spartacus için istiyorlar’ dediklerinde Londra’daydım. Neyse ki seçmelerine katılmam gerekmedi.” Canlandırdığı karakter Canthara’ın hikâyesi senaristler tarafından uzun bölümlerle yayılsa da bir son dakika değişikliğiyle Spartacus macerası iki bölümde sona eriyor.

Konu çırılçıplak kamera karşısına geçmesinden açılmışken, Spartacus’un o meşhur toplu sevişme sahnelerinden konuşurken Tezel’in çıplaklığa dair tavrında, duruşunda pek sürpriz yok: “Çok tercihim değil tabii ama senaryo gerektiği çıplak olmam ya da sevişmem gerekiyorsa profesyonellik uğruna yaparım tabii.” Bu tarz sahnelere mesafeli yaklaşan meslektaşlarına bir iki tavsiyede de bulunuyor: “Korkunu ve egonu bir kenara bırakmalı, sette de bol tekila bulundurmalısınız.” ‘Nasıl yani?’ye gerek kalmadan kendiliğinden tarif ediyor tekila kullanım kılavuzunu: “Sette shot shot tekila vardı. Çıplak sahneler öncesi oyuncular birkaç shot tekilayla rahatlıyor, kendini daha iyi hissedip konsantre olabiliyor. Sonrasında öyle odaklanıyorsunuz ki o sıra üzerinizde kıyafet olup olmadığını fark etmiyorsunuz bile.” O sahne önce kaç tekila shot’ladığınıysa “Hatırlamıyorum” diyerek geçiştirme derdinde.

Haberin Devamı

‘WONDER WOMAN’ OLUR MU?

Spartacus sonrası dönen Justice League dedikodusuna geliyor sıra. Bir nevi Avangers etkisi yaratacak film, Batman, Superman ve Wonder Woman gibi DC Comics kahramanlarını bir araya getiriyor. Kadronun şekillenme sürecinde Tezel, Wonder Woman rolü için ilk üçe kalmış. Tezel, umutsuz bir tondan “Aradan aylar geçmesine rağmen yapımcılardan herhangi bir telefon gelmedi” dese de kadronun hâlâ açıklanmadığını hatırlatalım. Türk dizileri ve filmleriyle olan yakınlığıysa henüz “Geçenlerde bir arkadaşım Muhteşem Yüzyıl diye bir dizi seyretti” noktasında. Evet, diziye hayran kalmış ve muhtemel bir teklif karşısında seve seve İstanbul’a gelmeye hazır. Fakat, hayır henüz Timur Savcı tarafından keşfedilmemiş.

Haberin Devamı

Spartacus sonrası ABD’den daha sık teklif aldığını, buna rağmen birkaç ay içinde Hollywood’a değil Avustralya’ya taşınacağı bilgisini de iliştirip bir Ayşe Tezel tespitiyle noktalayalım: “Hollywood rüyası denen tabir artık kocaman bir klişe. Dünyanın her yerinden fırsatların fışkırdığı bir dönemdeyiz.
Hollywood’un kapısında yatmadan da dünya çapında başarıya ulaşmak mümkün. Hatta belki daha da prestijli.”

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!