Numerolojiye taktım bu aralar o yüzden albümde sekiz şarkı var

Güncelleme Tarihi:

Numerolojiye taktım bu aralar o yüzden albümde sekiz şarkı var
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 22, 2010 00:00

Yaşar için yapılan çok benzetme var. Kimi onu romantik şarkıların prensi, kimi Türkiye’nin en tok erkek sesi olarak anıyor, kimileri de melonkolik şarkıların yaratıcısı diyor. Kendisi bunların bir kısmına katılıyor, bazılarındansa yavaş yavaş sıkılmaya başlamış. Yeni albümü “Eski Yazlar”la çıktığı yeni sound arayışından da anlaşılıyor bu durum.

1960’ların müzikal alt yapılarını kullanmış. Eskiye özlemini sözlere döküyor: “Piyasa müziği değil kendi sevdiğim sound’u tercih ettim. Bu yaştan sonra piyasa koşulları da beni çok ilgilendirmiyor. Önemli olan dinleyiciye iyi şeyler vermek” diyor.

Dört yıl neden beklediniz? Yeni besteler mi çıkmadı?
- O kadar olmuş mu ya? İnsan arasıra yeni bir şeyler yapmak istemiyor. Aslında bir sürü yeni şarkım vardı. Şu an hiç beste yapmasam üç albüm çıkartacak kadar şarkım var. Bir sonraki albümün parçaları bile hazır.

Üç albümlük şarkınız biriktiyse bu albümde neden sadece sekiz parça var?
- Ben 10 şarkı da koysam 2-3 tanesi dinlenecek. O yüzden bu kadar yeterli diye düşündüm. Bir de sekizinci albümüm. O yüzden sekiz şarkı olsun istedim. Numerolojiye ilgim var.

Nasıl yani?
- 05.04.1970 doğum tarihim. Rakamlarını toplayınca 26 ediyor. Onları da kendi arasında toplarsan sekiz rakamını görüyorsun. Bu yüzden sekizin uğuruna inandım. Ayrıca salının uğruna da inanıyorum. Bakın bugün salı ve ilk röportajımı veriyorum. Başlangıçlarım hep salı günleri olur. Bu gibi detaylar hoşuma gidiyor.

Albümün ismi “Eski Yazlar”, o yılları mı özlediniz?
- Nasreddin Hoca’ya “Eski ayları ne yaparlar?” diye sormuşlar. O da “Kırpıp kırpıp yıldız yaparlar” demiş. İşte ben de o espriden yola çıktım. Benim eski yazlara özlemim her zaman var. Lise 2-3 ve üniversite yıllarım ve ilk aşklarım şarkılarıma ilham veriyor. Hala o zamanki arkadaşlıklarımı sürdürüyorum.

1980’DEN SONRA ÇIKAN HİÇBİR ALBÜMÜ DİNLEMEDİM

Müzikal alt yapılar da sanki 60’lara ait...

- Sarp Özdemiroğlu’nun aklına 1960’lı yıllardaki sound’lar geldi. O yıllar dijitalden uzak, anolog ve etli gözüktü gözüme. Beach Boys’un sound’unu düşündük. O zamanki davulların ve basların örneklerini kullandık. Müzikal bakımdan Amy Winehouse’a yakın bir çalışma yaptık. Bir ayağı mazide bir ayağı gelecekte bir albüm oldu.

Sadece siz değil, herkeste nostaljik bir durum var. Arabesk şarkılar, 70’ler bu yaz sürekli karşımıza çıkıyor.
- Arabesk geri dönüyor olabilir. Retro bir akım da var. Ama bunlar daha önce Türkiye’de yapılan işlere bir geri dönüş. Benim müziğim daha çok ABD ve İngiliz şarkılarının alt yapılarından ilham alıyor.

1980’lerin müziklerinden başka müzik dinlemediğiniz doğru mu?
- Evet. Ben 1980’den sonraki müziklerin hiç birini dinlemedim. Sadece kulağıma çalınanları biliyorum ama gidip hiç albüm almışlığım yok.

Hiç albüm almadıysanız müzikal yeniliklerden nasıl haberdar oluyorsunuz?
- 1970’lerdeki müziğin üzerine çıkılamadığını düşünüyorum. Var mı şimdi bir Led Zeppelin, Pink Floyd? Onların yaptıkları işler bana yeterli geliyor zaten.

SESİMİ SEKSİ BULUYORUM BANA BULUT SESLİ DERLER

Son dönemde düetlerin adamı oldunuz. Yıldız Usmanova, Ajda Pekkan gibi isimlerle düet yaptınız. Neden sizi seçiyorlar?
- Güçlü ve seksi sesim var.

Sesinizi seksi mi buluyorsunuz?
- Evet. Öyle olduğunu düşünüyorum. Bu seksi ses tonu sadece şarkı söylerken de değil her zaman var. İnternet sitelerinde yağmur sesli, bulut sesli de diyorlar. Bu tanımlamalar hoşuma gidiyor.

ANLARIMA BAĞLI OLARAK ENLERİM DEĞİŞEBİLİYOR

Sizi hep karanlık bir odada, elinizde viski bardağı ve puroyla hayal ediyorum.

- Ama öyle, haklısınız. İlham gelmesi için loş ışık gerekiyor. Gürültü olmamalı. Tabii bazı uyarıcılar da var. Sessizlik, az ışık, mum, sigara... gibi.

Melankolik misiniz?
- İnsanlar öyle sanıyor. Bu işin sanat kısmı. Onun dışında neşeli bir adamım. Melankolik olmayı ve öyle olanları da sevmem.

Romantik prens benzetmesi artık sizi sıkmadı mı?
- Yaş itibariyle artık prenslik biraz gitti galiba. Yaşlı prens oldum. İnsanlar bir benzetme buluyor, değiştiremiyorsunuz. Ben de bu duruma sempatiyle yaklaşıyorum.

Bu romantik sıfatı ilişkilerinizde beklenti yaratmıyor mu?
- Tabii. Çok hayal kırıklığına uğrayanlar oldu. İnsanın bin bir türlü halinden biri duygusallık. Anlarıma bağlı olarak enlerim de değişebiliyor. Ben bir heykel değilim. Sürekli değişen bir yapım var. Toplum arasında romantik algılanıyorum. Kadınlar bunu göremediklerinde hayal kırıklığına uğruyor.

Kilo aldı ve çok alkol kullanıyor diyenlere ne diyeceksiniz?
- Tam tersi. Spor ve pilates yapıyorum. Kilo almadım, vücut yaptım.

DANS ETMİYORUM SALINIM YAPIYORUM

Dans etmeye çalışırken bazen komik durumlara düşüyorum. Yıllardır yaptığım çalışmalar bana bu konuda en ufak bir ilerleme dahi kazandırmadı. Hiç yeteneğim yok. Benim sahnede yaptıklarım aslında dans değil, figür değil. Onlara salınım diyelim. Farkında olmadan kendimden geçerek insanların hayallerindeki görüntüyü veremiyorsam da özür dilerim. Keşke Latin adamlar gibi dans edebilseydim.

SOYADIMDAN ÇOK ÇEKTİM

Yaşar’ın soyadı Günaçgün. Neden yıllardır kullanmadığını soruyoruz: “Karışık bir soyadım var. Zamanında ailece bize çok çektirdi. Amcam, babam ve kardeşimin soyadlarını nüfus cüzdanlarına farklı yazmışlar. Sonunda mahkemelik olup düzelttirdik. Yaşar ismi de artık markalaştı.

ALBÜMÜN DAMARI TOPLAYIVER BENİ

İlk klip “Nerelerdesin”e çekiliyor. Aslında Hülya Avşar için yazdığı “Ahududu Şekerim” adlı parçayı da kendi albümüne almış. Yaşar, albümde kendini en çok anlatan şarkının “Eski Yazlar” olduğunu söylüyor: “Toplayıver Beni, isimli şarkıya da özellikle dikkat edin. Albümün en damar parçası oldu”.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!