Müzik: Haftanın albümleri

Güncelleme Tarihi:

Müzik: Haftanın albümleri
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 30, 2011 21:38

Haberin Devamı

ALTERNATİF
REGARDE – MOI
ZAZA FOURNIER
EMI

Son yıllarda dinlemekten en çok zevk aldığım tavrın gitgide çoğalmaya başlayan temsilcilerinden biri Zaza Fournier. Kendisiyle birlikte gelen bir sinematografisi ve duruşu olan bu tavra, rahmetli Amy Winehouse’u, Zaz’ı, The Last Shadow Puppets’ı ya da Ingrid Michaelson’u dahil edebilirim. Yani beğenimi kazanan sound ya da tür değil seçtiğim örneklerden anlayabileceğiniz gibi, elbette retrospektif olmak gibi ortak müzikal unsurlar sayabilirim ama bu sizi ve beni sıklet merkezimizden uzaklaştıracaktır. İlk albümünü 2008 yılında yayımlayan Fournier, yeni albümü “Regarde-Moi”da bizleri hayal ve gerçeğin birbirine karıştığı bu sinematografik dünyaya çağırıyor. Albümden çıkan ilk single ‘Vodka Fraise’e radyo ve tv’lerde bol bol rastlayabilirsiniz.

Haberin Devamı

KLASİK MÜZİK
THE VERDI TENOR
PLACIDO DOMINGO
SONY MUSIC

Opera denince ilk akla gelen isim muhtemelen Guiseppe Verdi olmalı. Benim için durum böyle en azından. İtalyan bestecinin en hasta olduğum yanı, yazdığı dahiyane müzikle operanın halka kadar inmesini sağlamış olması, yani müziğin türü ne olursa olsun, kaliteden ödün vermeden halka inilebileceğini kanıtlaması. Bu benim için müzikteki en büyük başarı zaten, bundan ötesi yok yani. Plácido Domingo - The Verdi Tenor’da, büyük bestecinin “Plácid”Il Travatore”, “Lav Traviata”, “Rigoletto”, “Aida”, “Don Carlo” ve “Otello” gibi eserlerinden bölümler seslendiriyor. Londra’da Leontyne Price, Katia Ricciarelli ve Sherrill Milnes gibi ünlü isimlerle kaydedilen CD, opera tutkunları için kaçırılmaması gereken bir yapıt.

ETNİK & ALTERNATİF
WELCOME TO GREECE
MARAVEYAS ILEGAL
EMI

Maraveyas Ilegal, Yunanlı müzisyenlerden oluşan bir etnik & alternatif pop grubu. Gruba soyadını veren Kostis Maraveyas’ı, şarkı yazarlığının yanı sıra solist ve akordeon çalarken görüyoruz. Klarnet, kontrbas, davul ve gitar, Ilegal’ın sound’unu yaratan diğer enstrumanlar. Temelde Balkan eksenli, enerjik soundları, dinler dinlemez size Gogol Bordello’yu hatırlatacaktır. Müzisyenin işine karışılmaz ve elbette Yunan kültürü ve anakarasını Balkanların dışında tutamayız ama, albümde hakim unsur olan Balkan kafası yerine kendine özgü pek çok özelliği olan Yunan müziği baz alınsaydı sanırım daha doğru bir iş yapılmış olurdu. Albümde yer alan 12 şarkıdan biri İngilizce, gerisi Yunanca. Adı geçen şarkı ‘Going Away’, sanırım uluslararası platforma giriş için bir zıplama taşı olarak kullanılacak.

Haberin Devamı

HEAVY METAL
DIARY OF A MAD MAN
OZZY OSBOURNE
SONY MUSIC

Randy’nin son notaları

Ozzy kendisi anlatır: “Babam bir gün beni karşısına aldı, ‘Oğlum sen 18 yaşına geldiğinde ya çok büyük bir iş başaracaksın ya da hapse gireceksin’ dedi. 18 yaşına geldim ve hapse girdim, babam haklı çıktı.”
Bu anekdot, iki şeye işaret ediyor sanırım, 1- Ozzy hayatını hep uçlarda yaşadı. 2- Babası akıllı adamdı, tek bir taşla iki kuşu birden indirdi.
Ozzy artık kendisi bir baba, hatta tatlı bir ihtiyar oldu. Onu bir dönem MTV’de yayınlanan aile şovunda izledim, gördüğüm yaşlı adam daha çok hayatın köşe bucağına göz atmış, feleğin her türlü çemberinden geçmiş, deyim yerindeyse kendi inişli çıkışlı yaşam yolunda bilgeliği yakalamış bir ihtiyardı.
2011, Ozzy’nin solo kariyerinin ikinci albümü “Diary Of A Madman”in 30. sene-i devriyesi. Ve bu çok fena bir şey sahiden çünkü ben o albümü çıktığı yıl plaktan kasete kaydettirip dinlemiştim sivilceli ve öfkeli bir ergen olarak. Neyse, zamanın su gibi akıp gitmesine çemkirmenin manası yok, işimiz çok. “Diary Of A Mad Man”in tarihsel açıdan büyük bir önemi var. Bu, elbette albümün Ozzy’nin efsane gitaristi Randy Rhoads’la kaydedilen son albüm olması. Rhoads, albümün piyasaya çıkışından kısa bir süre sonra aptal bir uçak kazasında hayatını kaybetti. Bu, hem kendisiyle birlikte sadece iki albüm kaydedebilen Rhoads’la tanışmasını ‘tanrının hayatıma girişi’ olarak tanımlayan Ozzy için büyük kayıptı, hem de müzik dünyası için. Rhoads, çalış tarzıyla kendisinden sonra gelen binlerce gitaristi etkiledi ve aslında hâlâ dinlediğimiz pek çok kayıtta ondan aldıkları fikirleri kullanan gitaristler aracılığıyla yaşıyor. Ozzy ile birlikte kaydettikleri iki albüm, “Blizzard Of Ozz” ve “Diary Of A Mad Man”e bakarsanız, Rhoads’ın Ozzy ile birlikte müziğin iki solistinden biri olduğunu ve bastığı her bir notanın müziğin bütününe nasıl hizmet ettiğini görürsünüz, gerçekten muhteşemdir.
“Diary Of A Mad Man”, “Blizzard of Ozz”la karşılaştırıldığında daha sönük bir albümdür, yine de gelmiş geçmiş en iyi heavy metal albümleri listesinde ilk 10’a değil ama ilk 100’e rahatlıkla girer. Albümün tanıtmakta olduğum 30. yıl edisyonu, orijinal kayıtların yeniden mastering’den geçirilmiş hali. Ayrıca bonus olarak bir de live CD eklemiş plak şirketi ve bu konser kaydında ‘Crazy Train’, ‘Mr. Crowley’, ‘Iron Man’, ‘Paranoid’ gibi mühim eserler var.

Haberin Devamı

ETNİK & NEW AGE
ŞEHR-İ İSTANBUL 2
MURAT TUĞSUZ
MİLHAN MÜZİK

Buralarda olmadığım sıralarda çıkmış bulunan aktüel müzik albümlerini geri dönüp tanıtamıyorum çünkü adı üstünde onlar aktüel, günü geçince olmuyor. Ancak aktüel olmayan albümleri gecikmeli de olsa tanıtma kararı aldım. Bunlardan biri, Murat Tuğsuz’un iki ayrı albüm olarak yayınlanan “Şehr-i İstanbul” serisinin ikincisi. Tuğsuz’un etnik enstrümanları Batı müziği kalıpları ile birleştirdiği ve isimlerini İstanbul’un semtlerinden alan enstrümantal bir çalışma bu. Tuğsuz’un çalışmalarının genel fonunu oluşturduğunu düşündüğüm new age dinginliği, albümün tümüne egemen. İstanbul her ne kadar artık dingin bir şehir sayılamazsa da, albüme hakim olan bu atmosfer sizi bugünün İstanbul’uyla değil geçmişin İstanbul’uyla bir buluşmaya götürüyor.

Haberin Devamı

JAZZ
OVERSEAS
BAKİ DUYARLAR
ADA MÜZİK

Çıkış tarihinin üzerinden bir hayli vakit geçmiş ama bu sayfada tanıtılmazsa hatrı kalacak bir albüm daha... Piyanist Baki Duyarlar ve basta Kai Eckhardt, alto saksafon ve ewide Stanislav Mitrovic ve davulda Sean Rickman’dan oluşan grubu OnQ, 5 parçadan oluşan “Overseas”ı geçen Mart çıkardı. Duyarlar, OnQ’yu, Hollanda’da yaşadığı sırada Stanislav Mitrovic ile kurmuş. Albümde yer alan parçaların hepsi Duyarlar’ın bestesi. Sanatçı bu parçalar için, ‘Yazdığım müzikler be-bop gramerini kullanan yeni model parçalar ve yoğun funk elementleri içeriyor’ tanımlamasını yapmış. Sizlerin de dinler dinlemez fark edeceği gibi, “Overseas” hem güçlü bir müzikalite hem de üst seviyede müzisyenlik içeren bir albüm. Son zamanlarda jazz adına iyi bir şeyler dinlemek isteyenlerin aradıklarını bulacakları bir albüm olduğu inancındayım.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!