Marka mısın derdin çok

Güncelleme Tarihi:

Marka mısın derdin çok
Oluşturulma Tarihi: Haziran 02, 2004 00:00

Muhtemelen hiç olmayacak ama ola ki günün birinde bir çocuk doğurursam, diniyle birlikte ismini de rüştünü ispatladığında kendisi seçsin diye, nüfusa kaydederken, isim hanesini boş bırakmayı düşünüyorum.De ki öyle bir şey mümkün değil, devlet kurumları böyle bir şeye imkán tanımıyor; adını meselá Şey olarak yazdırabilirim. Çok ciddiyim, şaka yapmıyorum...Çocuk yapmak bünyeye yeterince ağır bir sorumluluk yüklemiyormuş gibi, bir de ona bir ömür taşıyacağı bir isim koymak, omuzlarına bir ismin yükünü bindirmek, çocuğun ismini sevmemesi hálinde bir yaşam boyu vicdan azabı duymak... Zooor, azizim...Málûm, ömrünüzün barkodudur, kıçınıza takılmış plakadır, üzerinize yapışmış yaftadır isminiz. Şu hayatta sırf isminiz bilmem ne diye, binbir türlü meşakkatle karşılaşabilirsiniz.Misál, Balmumcu’da ofisi bulunan Avukat Güven Kurtul’un tabelasını ilk gördüğüm gün, dün gibi hatırımdadır. Beynim uçmuştu! Bir avukat için daha ideal bir isim tahayyül edebilir misiniz?Ben bayağı bir düşünmüştüm: Adam isminden dolayı mı bu mesleği seçti, yoksa avukat olmaya karar verdiğinde kurnaz bir politika güderek mahkeme kararıyla bu ismi mi aldı; siz ne dersiniz?..Nicedir Güven Kurtul yüzünden kendimden iyiden iyiye korkar oldum. Ne zaman cinai duygulara kapılmama neden olan kezzap gibi bir öfke tebelleş olsa bünyeye, ‘Gebert gitsin; n’olucak ki? Güven Kurtul’a güvenirim, her türlü davadan kurtuluveririm,’ diye düşünüyorum.Sizce ilk isimlerinin Satılmış olması hálinde, Erman Toroğlu ya da Ahmet Çakar’ın gördüğü ‘itibar’ bu raddelere varabilir miydi?Gençlik demlerimizde, evi arayan bir arkadaşım beni telefona isterken, ‘Çapa’yla görüşebilir miyim?’ diye sormuştu. ‘Bizim evde ondan dört tane var, sen hangisini istiyorsun hayatım?’ diye sormuştu karşılığında ablam da...Ben ömrüm boyunca ya Çapa diye çağırıldım, ya Ebru Çapa diye, ya da muhtelif lákaplarla... Belli dönemlerde popüler olan isimler vardır ve benim akranlarım arasında da elinizi salladığınızda bir Ebru’ya çarpar zira...Ben İzmir Amerikan’ın sadece kız öğrencilere eğitim verdiği dönemden mezunum. Bizim dönemde 115 öğrenci vardı ve bunların neredeyse yüzde 10’u Ebru’ydu meselá...Çalışmaya başlayıp da, iş münasebetiyle görüştüğüm insanların ‘Ebru Hanım’ şeklindeki hitaplarıyla muhattap olana dek, sokakta ‘Ebru!’ diye seslenen kimseye dönüp bakmışlığım yoktur. Sonra kuzenim, bir Ebru ile evlendi. Al sana aynı aile içinde bir Ebru Çapa daha... Yani iyi ki MARKA filan değilim, aile içinde husumet çıkabilirdi, Allah muhafaza... Bakınız, Hülya Avşar, yani Bayan Marka, aynı ismi taşıyan bir başka Hülya Avşar’la mahkemelik durumda.Efendim, ‘sanatçı’ Hülya Avşar, organizasyon şirketi sahibi ‘vatandaş’ Hülya Avşar Avusturya’da konser düzenlemeye kalkınca, ‘Adımı kullanarak organizasyon düzenlemeye çalışıyorlar’ şeklinde bir açıklama yapmış.Bunun üzerine Avusturya Konsolosluğu’ndan konser vizesi alamayan ‘vatandaş’ Hülya Avşar, uğradığı zarardan dolayı, ‘sanatçı ve marka’ Hülya Avşar’a 20 milyarlık maddi manevi tazminat davası açmış.Hatta davayı yürüten hakimin bile; ‘Burada iki tane Hülya Avşar var, hangisi Hülya Avşar?’ şeklinde kafası karışmış!Memleketteki ‘vatandaş’ Gülben Ergen’lere, Petek Dinçöz’lere filan duyurulur:Bir MARKA ile aynı adı taşıma ihtimáline karşı elinizi çabuk tutup adaşınızdan önce markalaşacaktınız... Treni kaçırdığınıza göre, bundan böyle haddinizi bilecek, melekelerinizi, mesleğinizi, eğitiminizi, isteklerinizi yok sayacak, gidip başka bir şey; aşçı, terzi, kaportacı, kabzımal ya da ne bileyim, ev kadını filan olacaksınız.Yok, ille ki bu işlere bulaşacağım diyorsanız, geçti MARKA pazarı, sürün eşeğinizi isminizi değiştirmek üzere adliyeye...AsparagasSahalara dönüyorOxford’daki ‘Avrupa Birliği ve Türkiye’ konferansının açılışında, Türkoloji Profesörü Geofrey Lewis’in; ‘Futbolda profesyonel hayata devam etseydi, şimdi Beckham eline su dökemezdi’ şeklindeki komplimanını ciddiye alan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, görevinden istifa etti. Hayatını gözden geçirdiğini, esasta hayattaki yegáne arzusunun ‘topçu’ olmak olduğunu, önümüzdeki sezon Fenerbahçe’de oynamak için Aziz Yıldırım’la konuştuğunu, Aziz Yıldırım’ın ‘başta biraz kemküm etse de’ teklifine sıcak baktığını söyleyen Erdoğan, tüm ısrarlara rağmen, fikrinden caymayacağını beyan etti. Erdoğan, öyle pattadanak başbakanlığın bırakılamayacağını söyleyip, AB konusundaki çalışmaların ne olacağını soran yakın çevresine; ‘Banane kardeşim. Biraz da siz çalışın, Avrupa beni bundan böyle sadece kupalarda bağlar’ dedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!