Sessiz kalmak suça ortaklıktır

Güncelleme Tarihi:

Sessiz kalmak suça ortaklıktır
Oluşturulma Tarihi: Eylül 24, 2014 01:18

“Gültepe” dizisinin asi delikanlısı “Seyfi”ye hayat veren genç oyuncu Ekin Koç, performansıyla dikkatleri üzerine çekti. Genç oyuncu ile bir araya geldik, diziye dahil olma sürecinden bundan sonraki hedeflerine kadar birçok şeyi konuştuk.

Haberin Devamı

“Gültepe”nin Seyfi’si olarak karşımızdasınız. Seyfi’nin bilmediğimiz hangi özellikleri var?
- Seyfi doğma büyüme Gültepeli. Neredeyse bütün zamanını iki arkadaşıyla birlikte geçiriyor. Sert mizaçlı ve ağır bir karakter; hayatla bir derdi var, söylemi var, sürekli sorguluyor. İçinde bulundukları durumun fazlasıyla farkında, bu yüzden de dertli ve isyankâr bir çocuk.

Bu diziye “evet” demenizde, aklınızı çelen en önemli unsur neydi?
- Senaryo, kadro, Mete Horozoğlu, Ayça Bingöl, İlker Kızmaz... Aklıma gelen ilk faktörler bunlar.

Sizin de dizide canlandırdığınız rol gibi asi bir yapınız var mıdır?
- Hayır, ben kontrollüyümdür. Seyfi karakteri kadar asi değilim. Daha sakin ve her şeyi enine boyuna düşünerek hareket ederim. Ama adaletsizlik durumlarında Seyfi kadar hassasımdır çünkü sessiz kalmak suça ortak olmaktır.

Seyfi, hikâyenin gidişatını nasıl etkileyecek? İzleyicinin neleri farklı bir açıdan görmesini sağlayacak?
- Gültepe’de bir hayat, oradaki herkesin de başka bir hikâyesi var. Biz bunu anlatıyoruz. Seyfi’nin yaptığı birtakım şeyler başka insanların hayatını etkileyebilir, fakat bunun ne olacağını, nasıl olacağını henüz ben de bilmiyorum. Zamanla hep birlikte göreceğiz.

Bu set size neler katıyor?
- Yönetmenimiz Zeynep Günay Tan, her şeyi çok ince eleyip sık dokuyor. Var olanın üzerine koyarak maksimum derecede verim almak için çalışıyoruz. Bu beni çok geliştiriyor. Kendimi yönetmenime teslim etmiş durumdayım. Diğer oyuncuların deneyimlerinden de
her geçen gün kendime bir şeyler katacağımı umuyorum.

Sette en çok kimle anlaştınız ya da sette en çok kimi örnek alıyorsunuz?
- Öyle bir ayrım yapamam. Setteki herkesle aram çok iyi. Herkes anlayışlı ve işini severek yapıyor. Öncelikle gerçekten çok iyi bir ekip olduk. Herkes birbiriyle uyumlu. Hepsinden ayrı ayrı öğrenecek birçok şey olduğunu düşünüyorum. Bu set benim için okul gibi diyebilirim.

ROLÜM İÇİN ZAYIFLAYIP SAÇLARIMI KESTİRDİM
Saçlarınızı bu dizi için kısalttınız, alışmakta zorlandınız mı?

- İlk önce alışmakta zorlandım ama sonradan alıştım. Bun bu rol için sadece saçlarımı kesmedim, kilo da verdim. Çünkü Seyfi’nin o yaşam tarzında, hantal bir vücuda sahip olması beklenemezdi. Aynı şekilde çok vücutlu bir çocuk da olamazdı. İkisinin ortası en uygunuydu.

Dizinin ilk bölümünden sonra gelen tepkiler nasıldı? Aileniz ve oyuncu arkadaşlarınız ne gibi yorumlarda bulundu?
- İzleyiciden çok güzel tepkiler aldık. Hemen hepsi gerçekten çok beğendiklerini ve etkilendiklerini söyledi. Ekipçe büyük emek harcayarak, her detayın üzerinden defalarca geçerek çalışıyoruz. Karşılığında böyle güzel tepkiler almak bizi motive ediyor, işe olan inancımızı kuvvetlendiriyor. Mutluyuz.

Bu rolün kariyerinize nasıl bir ivme kazandıracağını düşünüyorsunuz?
- Bu iş benim hayatımda her zaman önemli bir yerde olacaktır. O kadar değerli insanlarla çalışıyorum ki bunun verdiği haz hiç bir şeyin yerini tutamaz. İyi bir ekiple çalıştığım için bana kazandıracak çok şey olduğuna inanıyorum.

Peki bu ikinci diziniz olmasına rağmen bu kadar kısa bir zamanda böylesine yol kat edeceğinizi tahmin ediyor muydunuz?
- Tek amacım oyunculuk anlamında iyi yerlere gelebilmek. Elimden geleninin en iyisini yapmaya çalışıyorum ve bu şekilde çalışmaya devam edeceğim. Gerisini hayatın akışına bırakıyorum.

İĞRENÇ BİR ADAMI OYNASAM BU KADAR SEVİLMEZDİM
Sokakta, sosyal medyada gördüğünüz bu büyük ilgi size kendinizi nasıl hissettiriyor, egonuzu şişiriyor mu?

- Bugüne kadar hiç öyle bir duyguya kapılmadım. Açıkçası oyuncu olduktan sonra hayatımda hiçbir şey değişmedi. Bir de bu sevilme durumunun canlandırdığımız karakterlerle alakalı olduğunu düşünüyorum. Bundan önceki dizimde izleyici karşısına iğrenç bir adam olarak çıksaydım, belki de hiç sevilmeyecektim. Şansım yaver gitti biraz da sanırım.

Bugüne kadar sizi hiç beyazperdede görmedik. Ne zaman bir sinema filmiyle karşımıza çıkacaksınız?
- Evet şu ana kadar sinema filmi olmadı ama çok istiyorum. Bakalım, göreceğiz. Ben tekliflere açığım.

Seyfi gibi siz de çocukluk arkadaşlarınıza düşkün müsünüzdür, hâlâ aralarında görüştükleriniz var mı?
- Tabii, olmaz mı? İlkokul arkadaşlarımla bile hâlâ görüşüyorum. Bizi ayıran eğitim sistemi oldu. Üniversitede hepimiz farklı şehirlere dağıldık. Bu yüzden çok sık görüşemiyoruz ama ne zaman görüşsek aynı frekansı yakalıyoruz.

AŞKI PEK DÜŞÜNMEDEN YAŞARIM
Kız arkadaşınız var mı?

- Var, ama ismini söylemeyeceğim.

Aşkı nasıl yaşarsınız?
- Pek düşünmeden... Doğru ya da yanlış mı yapıyorum diye düşünmem yani...

Oyunculuğun yanı sıra müzikle de içli dışlısınız...
- Müzik benim olmazsa olmazım. İlkokuldayken piyano dersi aldım, lisede gitar çalmaya başladım. Oldum olası müziğe yatkınlığım vardı. Fakat birinci planda her zaman oyunculuk olacak.

Ne tür müzikten hoşlanıyorsunuz?
- Rock, blues, elektronik müzik severim. Duman’a bayılırım. Şebnem Ferah, Teoman ve Hayko Cepkin’i de severek dinlerim.

Sadece enstrüman mı çalıyorsunuz, yoksa söylüyor musunuz?

- Söylüyorum ama iddialı değilim. Söylemektense çalmayı yeğlerim. Bu işi ticarete dökeceğimi zannetmiyorum, sadece arkadaşlarımla bir araya gelip müzik yapmak bana keyif veriyo, o kadar.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!