Duygu Boztepe: Birçok arkadaşım beni gördükten sonra çocuk yaptı

Güncelleme Tarihi:

Duygu Boztepe: Birçok arkadaşım  beni gördükten  sonra çocuk yaptı
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 09, 2016 13:35

Duygu Gök Boztepe, Kanal D’nin sevilen dizisi “Hayatımın Aşkı”yla setlere döndü. Bu kez karşımıza fit mi fit, naif mi naif Nilüfer olarak çıkan oyuncu, geçen yıl kaybettiği eşi Sertaç Boztepe’den sonra hayatının nasıl değiştiğini, hamileliğinin insanlara nasıl ilham verdiğini Kelebek’e anlattı.

Haberin Devamı

◊ Klasik soruyla başlayacağım. “Hayatımın Aşkı” ekibine nasıl dahil oldunuz? 

- Yapımcımız Şebnem (Aşkın) Hanım ile yönetmeniz Osman Taşçı, Nilüfer karakteri için bir türlü aradıkları oyuncuyu bulamamış. Muhtemelen proje için seçilen son isim de benim. Neyse... Görüşmeye gittim, çok güzel sohbet ettik. Sanki iş için buluşmamıştık. Daha çok bol kahkahalı bir arkadaş sohbeti gibiydi. Akıllarında yarattıkları Nilüfer’e fiziken uygunmuşum. Spora düşkünlüğüm ve aynı zamanda anne olmam da avantaj sağladı. Karaktere katabileceklerimi de konuştuktan sonra el sıkıştık.

◊ Dizide kilosuna takık hamile bir kadını canlandırıyorsunuz. O rol için nasıl bir hazırlık süreci geçirdiniz?
- İlk görüşmemizde, Nilüfer’in fındık yutmuş solucan görüntüsünde olması gibi bir istekleri vardı. Bu yoruma çok gülmüştüm çünkü kendi hamileliğimde bana bunu söyleyen çok insan olmuştu. Rol gereği de aynı görüntü karşıma çıktığından zorlanmadım açıkçası. Tek sıkıntımız bu sıcak havalarda kullandığımız hamile göbeği. Kış günü kalorifere dayanıp göbeğimizi, sırtımızı ısıtırız ya, aynı o sıcaklığı düşünün, hep öyle bir his var. Hareket imkanım da kendi hamileliğime kıyasla çok daha kısıtlı. Ama ailece ve ekipçe bebeğe bir özlemimiz var herhalde, sette gerçekten hamileymişim gibi karşılanıyorum. “Buyurun önce siz oturun”, “Önce siz yiyin”, “Aman hamilelik de pek bir yakıştı” diyorlar sürekli. Zafer (Algöz) abi de “Ooo benim yüklü kızım geliyor, canım torunum” diyerek mutlaka her gün göbeğimi seviyor. Ekipçe doğumu bekliyoruz.

Haberin Devamı

Duygu Boztepe: Birçok arkadaşım  beni gördükten  sonra çocuk yaptı



DOĞUMDAN SONRA SADECE 6 KİLO FAZLAM KALMIŞTI

◊ Siz de çocuk sahibisiniz. Hamilelikte sıkıntılı süreçler geçirmiş miydiniz?
- Benim hamilelik sürecim kusursuz geçmişti. Ne mide bulantısı, ne kokuya hassasiyet, ne hareketlerimde kısıtlanma, ne bir ödem ve şişkinlik hali... Hamilelikte yaşanabilecek hiçbir sıkıntıyla karşılaşmadım. Toplamda da 12 kilo almıştım ve normal doğum yaptım. Hastaneden eve döndüğümde sadece 6 kilo fazlam vardı. Duru 3 aylıkken eski kilomdan daha zayıftım hatta... Birçok arkadaşım bu zamanı benimle geçirdikten sonra çocuk yapma planlarını değiştirdi, tarihi öne çekti. Benden sonra neredeyse bütün arkadaşlarım arka arkaya doğum yaptı.

◊ Nilüfer’in ailesi de deli dolu. Kimlerle daha iyi anlaşıyorsunuz sette?
- Bizim setimiz, nazar değmesin ama oyuncu bütünlüğü açısından çok sıcak. Herkesin birbiriyle sohbeti var. Kakara kikiri, kahveli çaylı, arada çekirdek destekli sohbetlerimizle çok keyifliyiz. İnanın tüm ailemle aram çok iyi, ayırım yapmam zor. Fakat Zeynep (Eronat) Abla’yla yaşanmışlıklar açısından ortak noktalarımız daha fazla. O her zaman benim ablam, annem olarak kalacak.

◊ Sizin kehanetlerinizi alalım. Neler olacak ilerleyen bölümlerde?
- Siz de söylediniz, deli dolu bir aileden söz ediyoruz, ne zaman ne yapacakları belli olmuyor. Genel akışın dışında her bölüm biz de izleyici gibi sürprizlerle karşılaşıyoruz. Ama sevgili kocamı merakla bekliyoruz. Ailemize bebekle beraber neşe katacaklar.

GÖZLERİMİ YUMDUM VE KABUS OLMASINI İSTEDİM

◊ Eşiniz Sertaç Bey’in kaybının ardından hayat nasıl değişti sizin için?

- Tabii ki o süreci burada birkaç cümleye sığdırmak çok zor. Çok sevdiğin, hayata aynı pencereden baktığın, konuşmadan bakışlarınla anlaşabildiğin bir eş ve hayatımıza daha da anlam ve mutluluk getiren Duru (o zaman 1 yaşındaydı) ile her şey tozpembeydi. Hayatla ilgili her şeyin rayına oturduğunu düşündüğünüz bir dönemdesiniz. Sonra tek bir cümleyle her şey tepetaklak oluyor. “Kızınızın yanında olmak istediğiniz özel günleri için mektup yazıp annesine teslim edebilirsiniz”... Bunu duyduğumda gözlerimi sıkıca yumdum ve kabus olmasını istedim. Gözünüzü açtığınızda hâlâ aynı yerde olmanın ne demek olduğunu yaşamadan anlayamazsınız. Ve o an hayatta kalma mücadelesi vermeye başlıyorsun. Bir zırh kuşanıp, hayatın mucizelerine inanıp, birini de kendinizin yaratacağına inanıyorsunuz. Belki de bu inanç o süreçte sizi ayakta tutuyor. Günün sonunda her ne kadar kendi hikâyemizin kahramanı olmaya çalışsak da, hikaye bizimdir, kontrol kaderin elindedir. Ama biz hikayemizi çok güzel yazdık, yaşadık ve noktaladık. Hep o güzellikte orada kalacak...

Haberin Devamı

Duygu Boztepe: Birçok arkadaşım  beni gördükten  sonra çocuk yaptı

Sertaç Boztepe, geçen yıl lenfoma kanserinden hayata gözlerini yumdu.

AYAKTA KALABİLMEMDE EN BÜYÜK PAY KIZIM DURU’NUN

- Artık hayata daha umutlu, mutlu bakabiliyorum. Bir süre sonra hayatın güzelliklerini görmeye ve paylaşmaya tekrar başlayabiliyorsun. Kızım o minicik haliyle en büyük desteğim, gücüm, nefesim... Bu süreçte güçlü olup ayakta kalabildiysem, en büyük pay Duru’nun ve sonra da çocukluk temellerimin çok sağlam olması, travmasız büyümem. O zaman Duru da aynı temellere sahip olmalı düşüncesiyle çok daha çabuk ayağa kalktım. Sırtımızda binlerce gereksiz yük taşıyoruz ve aslında hayatta kaybedecek bir şeyimiz yok.
Bunları fark edince daha korkusuz yaşanabiliyor. Öyle yaşamaya başladığın zaman da her şey bambaşka görünüyor. Geçenlerde okuduğum bir kitapta şöyle diyordu; “Hayat uzun gibi görünen kısa bir yolculuk ve mesafeler hep var. Yaklaşmak için adım atmamız lazım ve sandığımız kadar vaktimiz yok...”
Bu cümle benim için her şeyi çok güzel özetliyor... Bundan sonra Duru’yla, sevdiklerimle adım adım öğrenmeye devam ederek yolculuğumuzu tamamlayacağız.

Haberin Devamı

30’LARIMDA OLABİLİRİM AMA RUHUM EPEY ÖNDEN GİDİYOR

◊ Eşinizin kaybından sonra hayat nasıl devam etti?
- Hayatımda çok ama çok şey değişti. Dünya aynı dünya ama artık yaşama baktığın o pencere kapanıyor. Farklı bir kapı açılıyor. Hiç kimse, hiçbir yer, hiçbir olay aynı değil. Herkesin hayatı kendine tabii ama başkalarının dert ettikleri, mevzu edip konuştukları şeylere, olaylara bakış açılarına “hayat öyle değil, gerçek bu” diye haykırmak isterken, sadece bir tebessümle cevap verirken buluyorsun kendini. Çünkü hayat, herkese her zaman aynı şekilde davranmıyor. Büyümek için yıllara ihtiyacınız yoktur. Yaşadıklarınızla büyüyorsunuz. Yıllara bakarsak, 30’larımda olabilirim ama ruhum epey önden gidiyor. Onun balansını oturtmak da kolay olmuyor.

Haberin Devamı

Duygu Boztepe: Birçok arkadaşım  beni gördükten  sonra çocuk yaptı

SİNEMA FİLMİ KONUSUNDA ŞEYTANIN BACAĞINI KIRAMADIM

◊ Bu yaz için ufukta yeni bir film projesi var mı?
- Geçen senelerde birkaç kez senaryo okudum. Fakat sinema filmi konusunda şeytanın bacağını kıramadım. Hayatta her şey için bir doğru zaman olduğuna inanıyorum. O gün geldiğinde eminim bahsettiğiniz proje karşıma çıkacak.

BAKMADAN GEÇME!