Güncelleme Tarihi:
Uzun zamandır röportaj yapmak istiyordum kendisiyle bu yüzden o gün gelip çatınca açıkçası ben de onu hiç tanımayan biri olarak kafamda “Acaba nasıl biri, rahat geçecek mi röportaj, doğal olabilecek miyiz, fotoğraf çekerken sıkıntı yaşar mıyız?” gibi birçok soruyla gittim. Burcu Esmersoy’la o kadar çok röportaj yapıldı ki bir yandan onun dikkatini çekme, bir yandan da sizlere farklı bir röportaj aktarma düşüncesi hafif bir stres yaratmıştı üzerimde ama bu stres röportajımızın beşinci dakikasından sonra kayboldu. Her röportaj yapılan ünlüyü öven klişe sözlere başlamayacağım ama sıfır kapris, sorulara düşünmeden içten cevap veren biriyle iki yakın kız arkadaş havasında gülücüklerle başladı ve bitti röportaj. İnanın ben anlamadım nasıl geçti zaman umarım siz de okurken anlamazsınız diyor, sohbetimize geçiyorum.
Ver Fırına programının formatı sizin için farklı bir format aslında. Nasıl kabul ettiniz, hangi yönden ilginizi çekti?
Evet, farklı bir format. Ben de ilk başta Acun’a “Daha önce bu tip bir program sunmadım, nasıl olur acaba?” demedim değil. Ama Acun sağ olsun bana o kadar çok güveniyor ki, “Sen yaparsın” dedi ve başladık. Bana inanması çok hoşuma gitti. Sunuculuk zaten böyle bir şey. Hangi program olursa olsun, onu sunabiliyor olmanız lazım. İngiltere’de “British Bake Off” yarışmasını izlediğimde ise bu programda olmayı daha da çok istedim. Hatta bu programı başkası sunsaydı üzülürdüm, bu duruma geldim yani (Gülüyor).
Az da olsa bir endişe yaşadınız mı?
Şöyle bir endişem vardı normalde futbolcular söyler bunu size o şekilde anlatayım. Futbolcular gece maçı oynamayı severler, ona alışmışlardır, gündüz maçına çıkmayı hiç istemezler. Performansları düşecekmiş gibi hissederler. Bana da aynen gündüz maçı oynayacakmışım gibi gelmişti. Yadırgadım ama şu an hayatımdan çok memnunum. Yurt dışındaki format zaten çok güzel ama biz daha da iyisini yapıyoruz diye düşünüyorum.
RÖPORTAJIN DEVAMI İÇİN TIKLAYIN