Maalouf ilk librettosunu onun için yazmıştı

Güncelleme Tarihi:

Maalouf ilk librettosunu onun için yazmıştı
Oluşturulma Tarihi: Ekim 27, 2012 00:00

Orkestra, opera evleri, elektronikçi ve solistler için eser yazan Finli besteci Kaija Saariaho, kasım ayında Borusan Müzik Evi’nin konuğu. 2-3 Kasım’da onun eserleriyle konser verilecek. Bir de yeni açılan ‘Tidelines’ sergisinde kendisinin hazırladığı ses enstelasyonu var.

Haberin Devamı

Kaija Saariaho’nun opera bestesi ‘L’amour de Loin-Uzaktan Aşk’ 2011 Grammy Odülleri’nde en iyi opera performansına layık görüldü. Sanatçının ilk operası olan eserin librettosunu da Lübnanlı yazar Amin Maalouf yazdı. Bu, Maalouf libretto konusunda ilk deneyimi.

Bir röportajınızda doğanın en büyük ilham kaynağınız olduğunu söylemişsiniz. Doğa sizi nasıl etkiliyor? Başka nelerden ilham alıyorsunuz?
- Büyüdüğüm yer Finlandiya’nın doğası çok güzel ve çevreniz her zaman yeşil. Bu sayede onu gözlemlemeyi ve ona aşık olmayı öğrendim. Bu gözlemler doğal olarak aklıma müzikal fikirler getirdi ve getiriyor. Hakkında öğrenebileceğimiz birçok hikmet ve güzellik var. Diğer esinlenmelerim farklı sanat disiplinleri veya soyut müzikal fikirlerden gelebiliyor. Birçoğu da çalışmanın ortasında ansızın doğuveriyor.
Şarkılarınızda elektronik sound’lar kullanıyorsunuz. Müzik yaparken teknoloji kullanmaya nasıl başladınız?
- Konservatuvarda öğrenciyken, müziğimin çalındığı konser salonlarına dair hiç mutlu değildim. Bu yüzden enstrümanları kuvvetlendirmeye başladım. Sonra yavaş yavaş kaydedilmiş ve dönüştürülmüş sound’lara ve bilgisayar teknolojisine karşı ilgi duydum. Bu sayede aklımdaki birçok müzikal fikri gerçekleştirebildiğimi fark ettim.
Besteci ve icracılar aynı işi farklı uçlarından tutuyor. Parçanızı kimin seslendireceğini nasıl seçiyorsunuz?
- Bazen ben belirlemiyorum. Konser organizatörü yapıyor o işi. Ama daha sıklıkla, yazdığım müziği ilk kez seslendirecek veya çalacak müzisyenleri ben seçiyorum. Bu insanlar müziğimi zaten biliyor. Onu sevdiklerinden ve mümkün olan en iyi şekilde yorumlayacaklarından emin oluyorum. Başka bir deyişle, onlar güvendiğim ve hayran olduğum müzisyenler.

Haberin Devamı

İSTANBUL PERİ MASALI GİBİ

2011-2012 sezonunda Carnegie Hall’da konuk besteci olarak görev yaptınız. New York’u sevdiniz mi? Favori şehriniz hangisi?
- New York, enerjik ve pozitif bir şehir. New York’u ziyaret etmeyi her zaman sevdim. Orada yaşamanın nasıl hissettirdiğini görmek hep ilginç geldi. Ama Paris’i de çok severim. Uzun zamandır orada yaşıyorum. Helsinki’de zaman geçirmekten de çok hoşlanırım. Orası da doğup büyüdüğüm şehir...
Daha önce İstanbul’u ziyaret ettiğinizi duydum. En çok neyi sevdiniz?
- İstanbul’a henüz 11 yaşındayken ailemle birlikte gelmiştim. Sultanahmet Camii’nden çok etkilendim. Bana peri masalı gibi geldi. Zaten o yüzden adı ‘Blue Mosque’. Çok güzel cam kupalar aldığımız Kapalıçarşı da beni çok etkilemişti.
Çok genç yaşta piyano çalmaya başlamışsınız ama sonra yetenekli olmadığınızı düşünerek bırakmışsınız. Bize bu hikâyeyi anlatabilir misiniz?
- Çok utangaçtım ve diğer insanların yanında performansımı beğenmiyordum. Sonra iyi bir müzisyen olmadığımı hissettim ve bestecilik yolunda ilerledim... Aslında bestecilik için de yeterli olmadığımı düşünüyordum başta. Bu güven eksikliğini aşmak çok zamanımı aldı.

Haberin Devamı

AMIN MAALOUF SICAK VE CÖMERT BİRİ

Amin Maalouf sizin için librettolar yazıyor. Birlikte nasıl çalışıyorsunuz?
- Her seferinde birimizin aklına yeni bir fikir geliyor. Birlikte uyum içinde çalışıyoruz. İlk operam ‘L’Amour de loin-Uzaktan Aşk’ benim aklıma gelen bir düşünceden ortaya çıktı ama zamanla birbirimizi daha iyi tanıdıkça daha güzelleri doğdu.
İş dışında da arkadaş mısınız Amin Maalouf’la?
- O kadar çok projede birlikte çalıştık ki elbette yakın arkadaş olduk. Onu ve ailesini çok iyi tanırım. Mükemmel, çok sıcak ve cömert biridir.
Raija Malka, Amin Maalouf, Melek Mazıcı’nın Borusan Müzik Evi’nde açılan ‘Tidelines’ isimli sergisine katkıda bulundunuz. Sergi ne üzerine?
- Sergide ses kayıtlarım var. Farklı yaş, cinsiyetler ve milletlerden insan seslerinden kolajlar yaptım. Bu kişiler Amin Maalouf’un ‘Ölümcül Kimlikler’ adlı kitabından parçalar okudu. Amaç tüm insanların farklı kültürlerden geldiğinin, farklı diller konuştuğunun altını çizmek. Hem içimizdeki hem de toplumdaki çeşitliliğe saygı duyulması gerektiğini düşünüyorum.

Haberin Devamı

GRAMMY GÜÇ VE ENERJİ VERDİ

Geçen yıl Grammy ödülü kazandınız. Birçok müzisyen için Grammy bir zirve. Bu ödülü almak size neler hissettirdi?
- Mutlu oldum tabii ve albümde emeği geçen herkes adına çok gururlandım. Ödül çalışmalarıma devam edebilmek için bana güç ve enerji verdi.
Bazıları sizin için ‘21. yüzyılın Beethoven’ı diyor. Ne diyorsunuz?
- İnsanların beni Beethoven gibi bir müzik dahisiyle karşılaştırması bir onur. Ama ben kendim için asla böyle bir şey söyleyemem!
Müzik endüstrisi, erkek egemen bir sektör. Kadın bir kompozitör olmanın zorlukları neler?
- Sosyal hayatta kadın olmanın zorluklarıyla aynı aslında. Erkeklerden çok daha fazla ve güçle çalışmayı kabul etmelisiniz. Bugün mutluyuz çünkü, sektörde çok fazla kadın var. Umarım bu sayı giderek büyür ve baskıyı azaltmak için yardımcı olur.

Haberin Devamı

Besteci Kaija Saariaho’nun eserleri 2 Kasım’da Richard Schmoucler (keman) ve Jean-Baptiste Barriere (elektronikler) tarafından çalınacak. 3 Kasım’daysa ‘Sonanza Ensemble’ orkestra şefi Jan Risberg eşliğinde konser verecek. (212) 336 32 71.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!