Kürtaja alternatif geliyor: Tıbbi düşük

Güncelleme Tarihi:

Kürtaja alternatif geliyor: Tıbbi düşük
Oluşturulma Tarihi: Aralık 02, 2005 00:00

Hacettepe Üniversitesi ve Sağlık Bakanlığı, 35 ülkede 25 milyon kadın tarafından kullanılan, kürtaja alternatif yaratacak ‘tıbbi düşük’ün, Türkiye’de de uygulanabilmesi için çalışıyor. Uzmanlar, ‘tıbbi düşük’ün kürtaja göre çok daha emniyetli ve tehlikesiz olduğunu söylüyorlar.

Hacettepe Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı, cerrahi müdahalesiz ve emniyetli bir düşük yöntemi olarak bilinen, ilaç kullanımıyla gerçekleşen ‘tıbbi düşük’ün Türkiye’de de uygulanabilmesi için, Gynuity Health Projects ve Population Council işbirliğiyle yürüttüğü araştırmanın sonuçlarını açıkladı. Araştırmanın koordinatörü, H.Ü. Tıp Fakültesi Halk Sağlığı A. D. Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Akın, ‘tıbbi düşük’ün Türkiye’de sıkça başvurulan ve olumsuz sonuçlar doğurabilen kürtaja göre çok daha emniyetli ve tehlikesiz olduğunu belirterek, şu açıklamalarda bulundu:

SAĞLIK BAKANLIĞI DESTEKLİYOR

‘Tıbbi düşük, ailelerin ürememe hakkını kullanmaları demek olan çok uygar bir olay, artık Türkiye’de de uygulanmalı. Bu yöntem, dünyada 35 ülkede, 25 milyon kadın tarafından kullanılan, cerrahi yöntemin kusurlarını taşımayan bir yöntem. Sağlık Bakanlığı desteğiyle 1999’dan beri yürüttüğümüz çalışma kapsamında Türkiye’de yaklaşık 400 kadına başarıyla bu yöntemi uyguladık.’

Araştırmaya önemli katkı sağlayan Gynuity Health Projects’den Dr. Beverly Winikoff da, şöyle konuştu: ‘Türkiye’de henüz uygulanmasa da Türk kadını, doktorlar ve ilaç firmaları ‘tıbbi düşük’e çok sıcak bakıyor. Sağlık Bakanlığı’nın en kısa zamanda ilacı ruhsatlandırması Türkiye’de sağlık alanında önemli bir gelişme olacaktır.’

Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı Aile Planlaması Genel Müdürü Rıfat Köse de, ‘tıbbi düşük’ yöntemi üzerine yürütülen çalışmanın ‘Türkiye’de istenmeyen gebeliklere karşı seçenek eksikliğini tamamlayacak önemli bir araştırma olduğunu’ belirterek, sözlerine şöyle devam etti:

‘Çeşitli ruhsatlandırma sorunları var. Bakanlık olarak bu ve benzeri sorunlara yönelik çalışmalarımızı devam ettireceğiz. Yöntemin bilimsel çevrelerde tartışılması önemli. Ürememe insan hakkıdır. Çocuk istememe hakkını kullanabilmesi için ailelere her türlü olanağı sunmalıyız.’

İlaç kullanarak gerçekleşiyor

İlaç kullanımıyla gerçekleşen ‘Tıbbi düşük’ün uygulanabilmesi için son adet tarihinden bu yana en fazla 56 gün geçmiş olması gerekiyor. İlk gün bir adet hap, ikinci gün de iki adet hap alınıyor ve birkaç saat içinde düşük gerçekleşiyor.

‘Tıbbi düşük’ün avantajları:

-Cerrahi ve anestezi gerekmiyor

-Kadın, ev ortamında gerçekleştirebiliyor

-Başarısızlık oranı çok düşük

-Duygusal olarak bazı kadınlar için daha kolay veya daha az ağrılı

-Kadının kendi kontrolü daha fazla

‘Tıbbi düşük’ün dezavantajları:

-Kanama, kramp ve bulantı görülebiliyor

-Bekleme süreci var

-Başarısızlıkta cerrahi gerekebiliyor

-İlaç maliyeti

-Birden fazla klinik ziyareti gerekebiliyor

İçeride parça kalma olasılığı yüksek

Tıbbi düşük, ‘mifepriston’ etken maddeli ilacın Türkiye’de de bulunan ‘misoprostol’ ile birlikte kullanılmasıyla yapılması planlanıyor. Mifepriston bebeğin rahime tutunmasını ve gebeliğin sürmesini sağlayan progestoronu baskılıyor. Mifepriston yeni bir ilaç değil. Dünyada uzun yıllardır var. Ruhsat almak için başvurular yapıyorlar ama Fransa ve Çin dışında alamadılar. Türkiye koşullarında bu ilaçların hastaların kendileri tarafından yapılması mümkün değil. Başarı oranı yüzde 60-70’ler dolayında. Kanama, içeride parça kalması olasılığı yüksek. Bu nedenle yüzde 30-40’ının cerrahi müdahale görmesi gerekir. Ayrıca çok küçük gebeliklerde, 6-7 haftaya kadar etkili. İlaçtan sonra içeride parça kalabildiği için çok fazla önermiyoruz.

Deriniz şeker hastalığının habercisi

İstanbul Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Dr. Pınar Gülcan, tüm vücudu koruyan derinin kansızlık, sarılık, şeker gibi birçok hastalığı belli edebildiğini bildirdi.

Dr. Gülcan, şunları söyledi: ‘İçten gelen bir sürü hastalık, problem de deride kendini belli ediyor. Kansızlık varsa cildiniz solgun oluyor. Yine sarılık da deride kendini belli ediyor. Deri kuruluğu, az su tüketmenin habercisi. Şeker hastalığında, deri yaraları ve geç kapanan yaralar belirti olarak kendini gösteriyor. Derimizin sinyallerini çok iyi alıp değerlendirelim. Belirtilere bakarak, en ufak değişiklikte bir hekime başvurmakta fayda var. Bunun için derimizi iyi bilmemiz ve tanımamız lazım. Aynaya bakıldığında görülen sağlıklı bir cilt, hem kişiyi, hem de çevresindekileri memnun eder. Onun için cildimize düşman olan etkenleri iyi bilelim. Bunların başında güneş geliyor. Deriyi çok yıpratan ve yaşlandıran, ancak bunun yanı sıra sağlık için de gerekli olan güneşe çıkarken mutlaka koruyucu kullanalım. Cildimizi temiz tutalım. Cilt tipimize göre bakım ve nemlendiriciler kullanalım.’

5 milyon bebeğe demir desteği

Sağlık Bakanlığı ‘Demir Gibi Türkiye’ projesiyle, 2010 yılına kadar 5 milyon bebeğe ulaşarak, ‘ücretsiz demir desteği vermeyi’ hedefliyor. Böylece Bakanlık ilk kez uzun vadeli plan yaparak, 4-12 aylık bebeklere ağızdan verilen demir desteğinin ulaşmasını amaçlamış oldu. Uzmanların önerilerine göre, yeni doğan bebeklerde ve bebeklik döneminde görülen demir eksikliğiyle en iyi mücadele yöntemi ‘anne sütü’. Anne sütü içen bebeklerin anemiyle daha az karşılaştığını belirten uzmanlar, ilk altı ay yalnızca anne sütü verilmesi ve altıncı aydan sonra ek besinlerle birlikte anne sütüne devam edilmesi tavsiyesinde bulunuyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!