Kuma beter olasın Allah’ından bulasın

Güncelleme Tarihi:

Kuma beter olasın Allah’ından bulasın
Oluşturulma Tarihi: Mart 25, 2001 00:00



Gülden AYDIN
Haberin Devamı

Prof. Dr. Necla Arat, 1994'te yayımlanan ‘‘Türkiye'de Kadın Olmak’’ kitabının bir bölümüne, Sosyal Antropolog Prof. Dr. Nuran Elmacı'nın ‘‘Çokeşli Evlilikler: Diyarbakır Örneği’’ başlıklı bilimsel saha çalışmasını almıştı. Prof. Dr. Elmacı, Dicle Üniversitesi'nde Sosyal Antropolog. 20 yıldır yaşadığı bölgeyi iyi tanıyor. Bu bilimsel çalışmasına devam ediyor. Çünkü çokeşli evliliklerin sürme nedenlerini, etkenlerini takip ediyor. 13 yıl önce incelemeye başladığı çokeşli evliliklerin günümüzde de sürdüğünü, çokeşliliği doğuran nedenlerin bugün de mevcudiyetini koruduğunu gözlemliyor. Dolayısıyla Prof. Elmacı'nın bu araştırması da her daim taze kalacağa benziyor. Güneydoğu Anadolu bölgesinde oldukça yaygın olan çokeşli evliliği yerinde görelim, Prof. Nuran Elmacı'nın araştırması ışığında inceleyelim diye Diyarbakır, Hilvan, Silvan, Batman, Beşiri ve Mardin Derik'e gittik. Çokeşli ailelerden büyük bir bölümü, görüşme talebimizi reddetti. Çünkü mahremiyetlerini açmak istemiyor, birbirleri hakkında düşündüklerinin duyulmasını istemiyorlardı. Yine de kadınlar, kocalarına göre daha fazla konuşma taraftarıydılar. Kumaların ve kocaların tümü de ağız birliği etmişçesine çocuk ve torun sayısını bilmiyorlardı.

BİRİNCİ KADIN İÇE DÖNÜK SON KADIN TAŞKIN

Birinci kadınlar içe dönük, daha pasif. Birinci kadın kocasının vekili gibi görülüyor. Ama ayrı yaşıyorlarsa, birinci kadın tümüyle ihmal ediliyor. Son kumalar fazlasıyla dışa dönük ve taşkın. En son kadından sonra yeni bir kadın alındığında bütün kadınlar seviniyorlar. Bu acıyı biz tattık, sen de tat, diyorlar.

KUMALAR BİRBİRİNİ KOCA HEPSİNİ DÖVÜYOR

İki kumanın işbirliği yaparak üçüncüyü dövdükleri çok olur. Erkek, kumaların birbirlerini şikayet etmelerine dayanamadığında hepsini döver. Erkekler dayağa, kumaların geçimsizliğini giderdiği inancıyla sıkça başvuruyor. Bu yüzden kadınlar kavgalarını saklar, kocaları eve geldiğinde barışık görünürler.

Çokeşli doktor ve mühendisler bile var

Çokeşlilikle ilgili bir araştırma yapmaya nasıl karar verdiniz?

- Diyarbakır'a ilk geldiğim yıllarda, komşularım bana sık sık kumalarından bahsederlerdi. Falan kişi yeni bir kadın almış, derlerdi. Kuma olayına ilgi duydum. Özellikle kadınların neden kumalığı kabul ettiklerini merak ettim. Çünkü erkeklere toplumun tanıdığı hak ve yetkiler yüksekti. Ama kadınlar neden ikinci, üçüncü eş olarak gidiyorlardı? Böyle bir merakla başladı çalışmam. 1988 yılıydı. Aileleri sağlık ocaklarından tespit ettim. Erkekler, Medeni Kanun'a ters düşen bu yaşamı açığa vurmak istemiyorlardı. Ayrıca bu görüşmelerde mahremiyetlerine, yatak odalarına gireceğimizi düşünüyorlardı. Çok aileyle görüşüp çokeşliliğin nedenlerini aradım. Her birinin nedenleri farklıydı. Araştırmam dört ay, ama konuya bağlılığım yıllarca sürdü.

Ailelerle diyaloğunuz sürüyor mu? Gözleme imkanı buluyor musunuz?

- Biriyle sürdü. Kumaları gördüğümde konuşurum, ilişkilerine bakarım. Evlenme ölçülerini dinlerim.

KUMALAR MUTSUZ

Çokeşli evliliklerde bir değişme gözlüyor musunuz?

- Bölgede hala sürüyor. Değişme kolay değil. Belki vardır ama hemen hissedemezsiniz. Bu durumu sosyal bilimciler saatin akrebine benzetirler. Seyredersiniz ama hiç kımıldamadığını düşünürsünüz. Bir süre sonra akrebin yer değiştirdiğini görürsünüz. Literatüre baktığınızda çokeşlilik daha çok aşiretiçi yaşayan gruplarda var. Araplar'da, Müslümanlar'da ve Afrika'nın bazı gayrimüslim topluluklarında var. Geniş topraklar için işgücü lazım. Bazı beyler, sülalerini genişletmek için kızlarını birkaç defa evlendiriyorlar. Kendileri de evleniyorlar. Çok damat ve çok çocuk. Oysa bizde ailelere dönen kızlar istenmiyor. O yüzden kuma yaşamına katlanmanın zorunluluğu ortaya çıkıyor.

Araştırmanızda, kumaların mutlu olmadığı ortaya çıkıyor.

- Tabii, kumaların hepsi mutsuz. Son giden belki erkeği tarafından çok sevilen, çok hediye alınan bir eş. Ama o kumalarla yaşıyor. Kumalarla ilişki zorluğu var. Kıskançlık, çekişme, rekabet çok. Kumalar bunu, erkeğin kendilerine eşit davranmamasına bağlıyorlar. Hangi kadın kabul eder ki bir erkeği paylaşmayı? İnsan doğasına aykırı.

Bu eşitliği tek yönlü ve kendi çıkarına bozma gücü erkekte mi?

- Tabii. Aşiret, erkek egemenliğine dayanır. Kadınlar ikinci sınıftır, mirastan bile pay alamaz. Çokeşli evliliğin temelinde sülaleyi genişletmek ve bu yolla diğer aşiretler üzerinde güç sahibi olmak, güvencede hissetmek yatıyor. Anlaşmazlıkta, kavgada kalabalık olmanın bölgede getirileri çok. Güçlü aşirete mensubum diye daha cesur davranabiliyorlar.

Kumalıkta cinayete, intihara varan kavgalar oluyor mu?

- Kumalar arasında çekişme çok yüksek. Büyüler var. Kızının evlenememesini kumalarına bağlayıp, onlardan gelen yiyecek ve eşyalara şüpheyle bakıyorlar. Ama erkek, birarada tutmak için çok iyi geçinmelerini, bacı olduklarını tembihliyor. Gerçekten de bir süre sonra oturup kocalarını çekiştiriyorlar. Bir kumanın çocuğu diğer kumaya anne diyor. Kumalarının çocuklarına kendi çocuklarına gösterdikleri içtenliği gösteriyorlar. Toplum da onlardan iyi ilişkiler kurmalarını bekliyor.

Çokeşlilikte saatin akrebini ilerleten etkenler neler?

- Arap ülkelerinde erkek ve kadınların eğitim durumları, kırda-kentte yaşama, meslek durumları araştırılmış. Ama bu faktörlerden hiçbirinde, kadının eğitim durumundan başka kesinlik bulunamamış. Kadının eğitim durumu, kentleşmenin yönü farklılaştıkça çokeşli evliliklerde düşme oluyor. Eğitim, kadına para kazanma yolu açan bir faktör. Eğitimle birlikte yaşadığınız sınıfın değerlerine uymuyor çokeşlilik. Erkek, doktor-mühendis olduğu halde bazı erkeklerin çokeşli olduğunu görüyoruz. Geleneksel bir olgu.

YÜZDÜ 90’I DUL

İkinci eş olmayı kabullenmenin şartları neler?

- Kumaların yüzde 90'ı dul. Babası yaşlı ve tanımadığı biriyle evlendiriyor. Anlaşamayınca baba evine dönüyor. Namus ve geçim koşulları nedeniyle baba, kuma olarak veriyor. Kendine özgü geçim kaynağı yok ki. Evliliği güvenlik ve geçim kaynağı olarak görüyor. Kadınlardan biri resmi, diğerleri dini nikahla evli. Kadın için nikahın şeklinin önemi yok. Onlar için Allah katında nikahlı olmak önemli.

Araştırmanızda kocanın durumu ne olarak ortaya çıktı?

- Kocaların yaşlı olanları hayatlarından memnun. Çokeşliliği hem bu dünyada hem de öbür dünyada tanınmış bir hak olarak görüyorlar. Daha genç kocaların bir kısmı, dünyaya yeniden gelseler bir eşle anlaşarak evleneceklerini söylüyorlar. Yaşam şartlarının ağırlaşması, bu düşüncenin ağırlık kazanmasına neden oluyor. Çokeşlilerin tümü zengin değil. Fakir erkekler de çokeşli.

Genç kumaya cinsel torpil

Kumalar birlikte oturuyorsa ve yaş farkı azsa, erkek eşlerine eşit davranır. Bu adil tutum, gece yaşamından hediye vermeye kadar uzanır. Erkek, kadınlarla olan gece beraberliğini ya gün aşırı ya da üç gün atlayarak sıraya koyar. Bazen sırayı genç karısının lehine bozan erkek, büyük karısının tersliklerinden durumu kavrar. Günah korkusu içerisinde düzene uymaya çalışır.

Kumalar birbirlerine, erkeklerinin kendilerini sevdiğini göstermek isterler. Bunun en güzel kanıtı hamile kalmaktır. Sıkça doğum yapmanın bir nedeni de eşlerini kendilerine bağlamaktır.

Küçük (son) karısı E, bir gece kocasının üçüncü eşi ile beraber olduğunu farketti. Yan taraftaki eve geçti, kapıyı hızla çalarak, ‘‘Hani beni seviyordun? Çık dışarı. Onu seviyordun da beni neden aldın?’’ diyerek küfretti. Kapıyı açtırdı. Kocasını yanına aldı ve beraber eve döndüler.

halk deyişleri

Sonuncusu kandil Yenisi mendil.

*

Kız kız ettiklerini bulasın

Üç karı üstüne kuma gidesin

*

Yeni kadına alınca elbise

Eskisi yemin etti, yanında yatmam diye

*

Karısı dörttür, derdi pek çoktur

DİYARBAKIR VE YÖRESİNDE ÇOKEŞLİLİK NEDENLERİ

Çok çocuğa, özellikle çok erkek çocuğa duyulan ihtiyaç.

Kısırlık sorunu.

Kardeşin ölümüyle kimsesiz kalan yenge ve çocukları korumayı amaçlama

Aşiretler arası ilişkiyi güçlendirmek veya düşmanlıkların yumuşatılmasını sağlamak.

Güçlü bir aşirete üye olmak isteği.

Aşiret reisinin, şeyhin, ağanın evine gelen gidenin çok olması dolayısıyla tek kadının tüm bu işlerin altından kalkamaması.

Erkeklerin ve kızların erken evlendirilmesi.

Şehre göç eden erkeklerin şehirli bir kadınla yaşama isteği.

Dinsel kuralların elverişliliği.

ARAŞTIRMA NASIL YAPILDI?

Prof. Nuran Elmacı, bilimsel çalışmasını 17 ailedeki 28 kumayla ‘‘Katılarak gözlem tekniği’’ ile yaptı. Elmacı, bu yöntemi uygulama nedenini açıklıyor: ‘‘Aile yaşamı, çocuklar eve girip çıkarken, kapı önünde oynarken, kadınlar mutfakta yemek hazırlarken, çamaşır yıkarken, konuklarıyla beraberken ve kocalarını karşılarken incelenmiştir. Birarada oturan kumalarla tek tek görüşme fırsatı her zaman bulunamamıştır. (...) Çokeşli evlilik sorununu incelemek kolay olmamıştır.’’

MARDİN DERİKLİ-ABDAN AİLESİ

Kızı beğendim, oğlana alalım dedim meğer torunummuş!

Odadaki kalabalık Kutup'un kadrajına sığmayınca iç avluya çıkıyoruz. Torunların bir kısmı dama çıkıyor. Hep bir ağızdan ritm tutup Doğuş'tan, ‘‘Bunun adına yürek derler/Öyle çabuk silemezler’’ şarkısını söylüyorlar. Dede Mehmet Abdan, son kez bağırıp susturuyor. Fotoğraf çekimi bittikten sonra tüm torunlar hızla sokak aralarına dağılıyor.

Derik'te çok eşlilik oldukça yaygın. Zeytincilik ve tarım alanlarının verimliliği, zenginliği ve dolayısıyla çokeşliliği de getiriyor. Mehmet Abdan, 69 yaşında. Geniş avlulu ve çok odalı evi bir anda yüzlerce ses ve gövdeyle doluveriyor. Gürültü dayanılacak gibi değil. Çünkü Mehmet Abdan'ın 31 çocuğu, 69 torunu var.

En geniş odaya sığmaya çalışıyoruz. Tüm torunlar dedelerine dokunmaya, kucağına oturmaya çalışıyorlar. Mehmet Bey'in alı al, moru mor oluyor. Sinirli sinirli gülüyor. Dayanamayıp otoritesini koyuyor. ‘‘Susun’’ diyor. Kısa da sürse sessizlik hepimize iyi geliyor. Mehmet Bey, hanımlarını çağırıyor yanına. İlk eşi Ayşe, kısa süre önce ölmüş. Şimdi Cemile ve Momi adındaki iki eşiyle birlikte yaşıyor. Momi çok güzel bir kadın. Kocası onunla övünüyor. ‘‘Rahmetli hanımım kendisi isteyip aldı getirdi Momi'yi bana. Momi Müslüman değildi ama artık iyi bir Müslüman. Şimdi istesem, Momi de bana yeni hanım istemeye gider.’’ Momi'nin lacivert gözleri ıslanıyor. Odayı terkedip gidiyor.

Mehmet Abdan'la çokeşliliği konuşuyoruz. Hayatından memnun. Şakayla karışık da olsa yeni bir eş almaya yatkın olduğunu açığa vuruyor. Torunlarını tanıyamamaktan başka şikayeti yok. Kumral, yetişkin genç kızı işaret ediyor. ‘‘Bu kızı çok beğenmiştim. Benim oğlana alalım dedim. Meğer torunummuş.’’

Mehmet Abdan, dindar. Duvarlarda Suriyeli Nakşi şeyhlerinin fotoğrafları, posterleri dizili. Hele dededen toruna Nakşi şeyhlerinin fotoğraf serisi var ki duvarı boydan boya kaplıyor.

Genç oğullarıyla çokeşliliği konuşuyoruz. Kesin bir dille reddediyorlar. Torunların çok azı okula gidiyor. Türkçe bilen de okula giden sayısı kadar. Buna karşılık tümü de pembe dizileri, çizgi filmleri sektirmeden izliyorlar.

batman beşiri hathatki köyü-tarım ailesi

İşsiz kocanın suskun eşleri

Mehmet Tarım, iki eşli. 10 yıldır işsiz. İkinci eşi Latife, sekizinci çocuğuna gebe. Sekiz kez düşük yapmış. İlk eş Durşah Hanım ise 11 çocuklu. Mehmet Tarım, ne doğacak olanın ne de diğerlerinin geleceğinin ne olacağını bilmiyor. Bölgede tütün ekimine son verilmesi nedeniyle üç oğlu da işsiz. İlk eş Durşah Hanım, ekmek ve yemek pişirme, çamaşır, bulaşıktan sorumlu. Latife, son kadın olma lüksünü yaşamaktan yoksun. Çok sayıdaki düşük ve ağır seyreden gebeliği sağlığını olumsuz etkiliyor. Kumasıyla ilgili yakınmak yerine üstü kapalı konuşmayı tercih ediyor: ‘‘İyi diyelim işte.’’

MARDİN DERİKLİ-DURGUT AİLESİ

Geçim derdindeler

Abdullah Durgut ve ailesi, 1993'te komşu köyler yakılınca Sağmal Mezrası'nın Mavan Köyü'nden gelmiş. Ortada kocaman avlulu karşılıklı iki eve sığmaya çalışıyorlar. Nüfusları 60'ın üzerinde. Net rakam veremiyorlar. Abdullah Durgut, üç eşinden 25 çocuğunun olduğundan emin. 11 erkek, 14 kız. Ama torunlarının sayısını da adını da bilemiyor. Topraklarını kaybedip Derik'e gelince yoksullaşmışlar. Tarlalarını, meyve ağaçlarını, bağlarını, hayvanlarını özlüyor. Abdullah Durgut'un eşleri Hamşe, Reyhan ve Gülsüm, ‘‘Geçim derdine düştük. O yüzden size ancak bu problemleri anlatabiliriz’’ diyorlar. Türkçe bilmiyorlar. Tercüman aracılığıyla konuşabiliyoruz. Hamşe'nin üç oğlu üniversiteye gittiği için gururlanıyor.

HİLİKAN MEZRASI-TİKRAT AİLESİ

Her eşe ayrı ev

Şemsettin Tikrak, 60 yaşında, üç eşli. Eşlerini biraraya getirince toplam çocuk sayısını öğrenebiliyoruz: 11 erkek, 11 kız. Torun sayısı biraz karışık: 30 ile 42 arasında! Evdeki 7 gelinin kaç çocuğu olduğu ancak tahmin edilebiliyor. Maddi durumu oldukça iyi. Herbir eşine ayrı bir ev yaptırınca rahatlamış. Kalabalık torunların gürültü ve problemlerinden kurtulduğunu söylüyor. Ayrıca hangi karısına nasıl davrandığını da diğer kadınlarının bilmemesi Şemsettin Tikrak'ı ziyadesiyle memnun ediyor. Çok kadınla birlikte olmasına ilişkin ilk sorumuzu duyduğu an öfkeleniyor. Özel hayatının gazeteye yansımasını istemediğini söylüyor. Eşleri, torunları bir anda ortadan kayboluyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!