KTÜ'ye ‘kobay’ suçlaması
Güncelleme Tarihi:
Tekin ATAY/TRABZON, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Ocak 24, 2006 16:24
Böbrek kanseri 39 yaşındaki Erdal Kopuz, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Hematoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ercüment Ovalı'nın, ‘kendisini kobay olarak kullandığı’ iddiasıyla şikayetçi oldu.
Rize’nin merkeze bağlı Gündoğdu beldesine bağlı Veli Köyü’nde yaşayan ve Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nde güvenlik görevlisi olarak çalışan 2 çocuk babası 39 yaşındaki Erdal Kopuz, 5 yıl önce aşırı ağrılar yüzünden hastaneye gidince böbrek üstünde tümör olduğu ortaya çıktı. İstanbul’da ameliyat olan ve böbrek üstünden bir kilo 200 gram ur çıkan Kopuz, bir süre ağrısız yaşadı ancak daha sonra hastalığı yeniden ortaya çıktı. Trabzon’daki KTÜ Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi Onkoloji servisinde tedaviye alınan Kopuz’un ağrıları dinmedi. Tedaviyi sürdüren aynı hastanenin Hematoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ercüment Ovalı, yaptığı tetkiklerin ardından, Kopuz’un ailesinden 7 adet kimyasal madde almalarını istedi ve tedavinin bunlarla süreceğini söyledi. Kopuz ailesi, yurtdışından ithal edilen bu kimyasal maddeleri İstanbul’da tıbbi malzeme satan bir şirketten temin etti. Prof. Dr. Ovalı da, bu malzemelerle ürettiği bir aşıyı Erdal Kopuz’a uyguladı. Yaklaşık 2.5 ay sonra, bu tedaviden de olumlu yanıt alamadıklarını belirten Prof. Dr. Ovalı, Kopuz’u taburcu etti.
“KOBAY OLARAK KULLANILDIM”
Kendisine, bilimsel olarak etkinliği henüz kanıtlanmamış ve deney amaçlı yapılan ‘tümör aşısı’ uygulandığını sonradan öğrendiğini ileri süren Erdal Kopuz, Prof. Dr. Ovalı’yı dekanlığa şikayet etti. Kopuz, “Aşının yapıldığı kimyasalların deneysel amaçlı olduklarını öğrenince kobay olarak kullanıldığımı anladım. Ovalı, bu ilaçların deneysel amaçlı kullanıldığını söylememişti. Kendisini dekanlığa şikayet ettim, ayrıca savcılığa da şikayet edeceğim” dedi. Kopuz’un şikayeti üzerine Ovalı hakkında, ‘standart dışı, kanıtlanmamış ve ruhsatlandırılmamış deneysel bir tedaviyi izinsiz olarak hastasına uyguladığı’ gerekçesiyle idari soruşturma başlatıldı.
PROF OVALI:YAZILI BELGE İMZALADILAR
Suçlamanın asılsız olduğunu öne süren Prof. Dr. Ercüment Ovalı ise, Erdal Kopuz'a ‘tümör aşısı’ uyguladığını belirterek şunları söyledi: “Kanser tedavisindeki başarı oranı yüzde 25 civarındadır. Dünyadaki çeşitli merkezlerde, ‘tümör aşısı’ tedavisi uygulanmaktadır. Pek çok hastanın tedavisindeki başarı oranı böylece yüzde 75’e çıkmıştır. Erdal Kopuz’un tedavisi de böyle oldu. Onkoloji servisi, hastaya yapılacak başka bir tedavi kalmadığını belirterek bizden destek istedi. Kopuz ve yakınlarına ‘tümör aşısı’ tedavisinden bahsettim. Bu aşının şimdilik deneysel amaçlı yapıldığını, ancak ABD ve Almanya gibi ülkelerde çeşitli hastalarda kullanıldığını, başarılı sonuçlar alındığını anlattım.
Kabul etmeleri halinde bu tedaviyi uygulayabileceğimizi söyledim. ‘Hemen başlayın’ dediler. Kendilerine 3 gün süre verdim ve düşünmelerini istedim. Sonra gelip kabul ettiler. Yazılı belge imzaladılar. İstenilen kimyasalları Erdal Kopuz’un hücresiyle birleştirip aşı ürettik ve daha sonra kimyasallardan arındırdığımız bu aşıyı hastaya uyguladık. Zaten bu maddeler, direkt olarak hastaya uygulanamaz. Yaklaşık 2.5 ay sonra tedavinin etkili olmadığını gördüm ve devam etmeme kararı aldım. Kanser tedavisinde yüzde yüz başarı yoktur. Bu tür tedavilerin amacı hastanın yaşam süresini uzatmaktır. Bütün bunları Kopuz’a anlattım. Hukuken suç sayılabilecek hiçbir işlem yapmadım.”
“BAZI HASTALARDA BAŞARI SAĞLANDI”
Aynı aşıyı bugüne kadar 18 hastaya daha uyguladığını ve bazı hastaların tedavisinde büyük başarı sağladıklarını anlatan Prof. Dr. Ovalı, “Bu aşıyı ülkemizde ilk kez biz ürettik. Bunu çekemeyen bazı çevreler var, meslektaşlarımız var. Hasta insan zaten duygusaldır. Erdal Kopuz u yanlış bilgilendirip yönlendiren ve şikayetçi olmasını sağlayanlar var. Ama benim veremeyecek hesabım yok. Bilime uygun şekilde, hastalarıma hizmet için çalışıyorum. Yaptığımız işin, dünyanın en gelişmiş ülkelerinde kullanıldığı gerçeği ortadayken, suçlanmamız çok garip. Bazıları iş yapar ve eleştirilir. Bazıları ise hiçbir şey üretmeden sürekli sataşır. Benim yaşadığım en büyük sıkıntı bu” diye konuştu.
SÖZKONUSU KİMYASALLAR
Erdal Kopuz’un tedavisinde kullanılan ‘tümör aşısı’nın içerdiği kimyasal maddeler şunlar: DC Growth media (CellGro) 500 cc, GM-CSF (CellGro) 50 ug, TNF (CellGro) 50 ug, H-4 (CellGro) 50 ug, İL-1B (CellGro) 50 ug, PG-E2 (Sigına P5640) 5 mg, DNAse 1 (Pulmozyıne Hoffmann-la rocbe 1000Ü mg) (Eczanelerde bulunabilen bu ilaç Sağlık Bakanlığı’nca da onaylanmış)
HASTANIN İZNİ VARSA, CEZA YOK
Türk Ceza Kanunu’ nun, ‘insan üzerinde deney’ suçunu düzenleyen 90'ıncı maddesinin 4'üncü fıkrasında, hasta olan insan üzerinde rıza olmaksızın tedavi amaçlı denemede bulunanlara 1 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor. Ancak, bilinen tıbbi müdahale yöntemlerinin sonuç vermeyeceği anlaşıldığında, hastanın rızasıyla yapılan bilimsel yöntemlere uygun tedavi amaçlı denemenin, ceza sorumluluğu gerektirmediği belirtiliyor. Bu fıkrada ayrıca, açıklanan rızanın, denemenin mahiyet ve sonuçları hakkında yeterli bilgilendirmeye dayalı olarak yazılı olması ve tedavinin uzman hekim tarafından bir hastane ortamında yapılması gerektiği vurgulanıyor.
“KOBAY OLARAK KULLANILDIM”
Kendisine, bilimsel olarak etkinliği henüz kanıtlanmamış ve deney amaçlı yapılan ‘tümör aşısı’ uygulandığını sonradan öğrendiğini ileri süren Erdal Kopuz, Prof. Dr. Ovalı’yı dekanlığa şikayet etti. Kopuz, “Aşının yapıldığı kimyasalların deneysel amaçlı olduklarını öğrenince kobay olarak kullanıldığımı anladım. Ovalı, bu ilaçların deneysel amaçlı kullanıldığını söylememişti. Kendisini dekanlığa şikayet ettim, ayrıca savcılığa da şikayet edeceğim” dedi. Kopuz’un şikayeti üzerine Ovalı hakkında, ‘standart dışı, kanıtlanmamış ve ruhsatlandırılmamış deneysel bir tedaviyi izinsiz olarak hastasına uyguladığı’ gerekçesiyle idari soruşturma başlatıldı.
PROF OVALI:YAZILI BELGE İMZALADILAR
Suçlamanın asılsız olduğunu öne süren Prof. Dr. Ercüment Ovalı ise, Erdal Kopuz'a ‘tümör aşısı’ uyguladığını belirterek şunları söyledi: “Kanser tedavisindeki başarı oranı yüzde 25 civarındadır. Dünyadaki çeşitli merkezlerde, ‘tümör aşısı’ tedavisi uygulanmaktadır. Pek çok hastanın tedavisindeki başarı oranı böylece yüzde 75’e çıkmıştır. Erdal Kopuz’un tedavisi de böyle oldu. Onkoloji servisi, hastaya yapılacak başka bir tedavi kalmadığını belirterek bizden destek istedi. Kopuz ve yakınlarına ‘tümör aşısı’ tedavisinden bahsettim. Bu aşının şimdilik deneysel amaçlı yapıldığını, ancak ABD ve Almanya gibi ülkelerde çeşitli hastalarda kullanıldığını, başarılı sonuçlar alındığını anlattım.
Kabul etmeleri halinde bu tedaviyi uygulayabileceğimizi söyledim. ‘Hemen başlayın’ dediler. Kendilerine 3 gün süre verdim ve düşünmelerini istedim. Sonra gelip kabul ettiler. Yazılı belge imzaladılar. İstenilen kimyasalları Erdal Kopuz’un hücresiyle birleştirip aşı ürettik ve daha sonra kimyasallardan arındırdığımız bu aşıyı hastaya uyguladık. Zaten bu maddeler, direkt olarak hastaya uygulanamaz. Yaklaşık 2.5 ay sonra tedavinin etkili olmadığını gördüm ve devam etmeme kararı aldım. Kanser tedavisinde yüzde yüz başarı yoktur. Bu tür tedavilerin amacı hastanın yaşam süresini uzatmaktır. Bütün bunları Kopuz’a anlattım. Hukuken suç sayılabilecek hiçbir işlem yapmadım.”
“BAZI HASTALARDA BAŞARI SAĞLANDI”
Aynı aşıyı bugüne kadar 18 hastaya daha uyguladığını ve bazı hastaların tedavisinde büyük başarı sağladıklarını anlatan Prof. Dr. Ovalı, “Bu aşıyı ülkemizde ilk kez biz ürettik. Bunu çekemeyen bazı çevreler var, meslektaşlarımız var. Hasta insan zaten duygusaldır. Erdal Kopuz u yanlış bilgilendirip yönlendiren ve şikayetçi olmasını sağlayanlar var. Ama benim veremeyecek hesabım yok. Bilime uygun şekilde, hastalarıma hizmet için çalışıyorum. Yaptığımız işin, dünyanın en gelişmiş ülkelerinde kullanıldığı gerçeği ortadayken, suçlanmamız çok garip. Bazıları iş yapar ve eleştirilir. Bazıları ise hiçbir şey üretmeden sürekli sataşır. Benim yaşadığım en büyük sıkıntı bu” diye konuştu.
SÖZKONUSU KİMYASALLAR
Erdal Kopuz’un tedavisinde kullanılan ‘tümör aşısı’nın içerdiği kimyasal maddeler şunlar: DC Growth media (CellGro) 500 cc, GM-CSF (CellGro) 50 ug, TNF (CellGro) 50 ug, H-4 (CellGro) 50 ug, İL-1B (CellGro) 50 ug, PG-E2 (Sigına P5640) 5 mg, DNAse 1 (Pulmozyıne Hoffmann-la rocbe 1000Ü mg) (Eczanelerde bulunabilen bu ilaç Sağlık Bakanlığı’nca da onaylanmış)
HASTANIN İZNİ VARSA, CEZA YOK
Türk Ceza Kanunu’ nun, ‘insan üzerinde deney’ suçunu düzenleyen 90'ıncı maddesinin 4'üncü fıkrasında, hasta olan insan üzerinde rıza olmaksızın tedavi amaçlı denemede bulunanlara 1 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor. Ancak, bilinen tıbbi müdahale yöntemlerinin sonuç vermeyeceği anlaşıldığında, hastanın rızasıyla yapılan bilimsel yöntemlere uygun tedavi amaçlı denemenin, ceza sorumluluğu gerektirmediği belirtiliyor. Bu fıkrada ayrıca, açıklanan rızanın, denemenin mahiyet ve sonuçları hakkında yeterli bilgilendirmeye dayalı olarak yazılı olması ve tedavinin uzman hekim tarafından bir hastane ortamında yapılması gerektiği vurgulanıyor.