Koş Robert koş

Güncelleme Tarihi:

Koş Robert koş
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 15, 2009 17:09

Melekler ve Şeytanlar’da Dan Brown’un simgebilimcisi Robert Langdon’u ikinci kez oynayan Tom Hanks, belli ki Forrest Gump yıllarına özenmiş. Bu sefer alakasız partneriyle oradan oraya koşup dururken bize de büyük bir oyuncunun fazlasıyla sıradanlaşmasına hayıflanmak kalıyor.

Haberin Devamı

İsmail Türkmen / citizenoff@gmail.com

Özellikle Vatikan’la yaşanan gerilimin ardından iyice ünlenen The Da Vinci Coe (Da Vinci Şifresi), işin içinde yine macera olmasına karşın, daha çok bir sırrın çözülmesi üzerine kuruluydu. Hz. İsa’nın torunu Sophie Neveu’yu oynayan Audrey Tautou’nun geri viteste Paris trafiğiyle alay etmesi gibi sinema tarihinin en gülünç sahnelerinden birine sahip olsa da Da Vinci Şifresi, belki katlanılır cinsten bir filmdi. (Tabii oradaki bir başka tuhaflığı da es geçmemek gerekiyor. Filmin sonlarına doğru sırrı iyice çözen Robert Langdon’un, Neveu’nun gözlerinin içine baka baka aynı anlama gelen cümleleri – Sophie sır sensin, Sophie sen osun, Sophie sen onun soyundansın, vb. – peş peşe sıralayarak bende ayrı bir kahkaha krizine sebep olduğunu hatırlıyorum.)

Haberin Devamı

Yine Ron Howard tarafından sinemalaştırılan Angels and Demons (Melekler ve Şeytanlar) ise baştan sona bir koşuşturma ve saniyelerle yarışma üzerine oturtulmuş. Robert Langdon bu sefer İsviçre’deki Avrupa Nükleer Araştırma Örgütü’ndeki (CERN) bilim kadınlarından Vittoria Vetra (Ayelet Zurer) ile kafa kafaya ve omuz omuza vererek bir suikast zincirini kırmaya ve Vatikan’ı ortadan kaldıracak bir felaketi önlemeye çalışıyor. Tesadüfen karşılaştıkları andan itibaren kanka moduna geçen kahramanlarımız yeni bir “dünyayı kurtaran adam” macerasına imza atıyorlar. Bu filmde beni en çok etkileyen şey ise bir CERN araştırmacısının, simgebilim ve tarihin derinlikleri konusunda neredeyse Langdon’u bile yaya bırakacak kadar aşmış olduğuna tanık olmamdı. Vetra’ya bakıp insanlığımla gurur duydum.

Bir de tabii Vatikan arşivinden sorumlu arkadaşların kriz yönetme konusundaki uzmanlıklarına şapka çıkardım. Bu arkadaşlar, bilmem kaç yıldır tek başına girmesine bile en ufak bir olur vermedikleri Langdon’u günü geldiğinde Vetra’yla birlikte buyur ediyorlar nadide eserler okyanusuna. Hatta o sahneyi görünce benim de çocukluk arkadaşlarımı toplayıp cümbür cemaat o arşivlerin içine dalasım ya da papaya beş çayına gidesim geldi. Ve artık bunu yapabileceğime inanıyorum. Bana bu inancı aşıladığın(ız) için teşekkürler Melekler ve Şeytanlar.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!