Korkutan tablo

Güncelleme Tarihi:

Korkutan tablo
Oluşturulma Tarihi: Kasım 26, 2012 13:46

Türkiye Obezite ve Diyabet Koordinatörü Prof. Dr. Serdar Güler, “ Diyabet hastalığı, 10 yıl öncesine göre iki kat arttı.

Haberin Devamı

Son verilere göre, Türkiye'de yaklaşık 6,5 milyon diyabet hastası var, bunun yarısı yani yaklaşık 3,5 milyonu diyabet hastası olduğunun farkında değil” dedi.


Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Klinik Şefi de olan Güler, diyabetin çok sık rastlanan bir hastalık olduğunu, dünyada 300 milyonun üzerinde diyabet hastasının bulunduğunu söyledi.


Güler, diyabet hastalığının dünyada ve Türkiye'de giderek arttığını vurgulayarak, “Diyabet hastalığı, 10 yıl öncesine göre iki kat arttı. Son verilere göre, Türkiye'de yaklaşık 6,5 milyon diyabet hastası var, bunun yarısı yani yaklaşık 3,5 milyonu diyabet hastası olduğunun farkında değil” dedi.
Güler, şöyle devam etti:
“20 yaş üzeri nüfusumuzun da yaklaşık yüzde 30'unda diyabet hastalığı için çok ciddi risk olan 'prediyabet' durumu mevcut. Bu iki rakamı birbiriyle topladığınız zaman 20 yaş üzeri nüfusun yaklaşık yarısı ya şeker hastası ya da şeker hastalığı riski taşımakta.”

Haberin Devamı


Türkiye'de şeker hastalığının, 10 yıl önceye göre iki kat yükselmesinin en büyük sebebinin, kilo fazlalığı ve obezitenin artmasına olduğunu kaydeden Serdar Güler, giderek çoğalan bir problem olması nedeniyle diyabet için ciddi önlemler almak, hastaların sayısını azaltmak ve hastaların yaklaşımını düzeltmek gerektiğini ifade etti.

SAĞLIKLI BESLENME VE FİZİKSEL AKTİVİTE



Diyabeti önlemede okul çağı çocuklarına ve ev kadınlarına büyük iş düştüğünü dile getiren Güler, “Çünkü obezite artık çocuklarda da artmaya başladı. Bu dönemde dengeli ve sağlıklı beslenme eğitimleri verilirse çocuklar hayatları boyunca beslenmelerine ve fiziksel aktivitelerine dikkat ederlerse, şeker hastalığının gelişme riski azalacaktır. Şeker hastalığını engellemenin en temel iki yolundan birisi dengeli-sağlıklı beslenmek, diğeri fiziksel aktivite artışı. Bunların sonucunda obezite, şişmanlık ve aşırı kilo engellenebilir” dedi.


Diyabetin tip 1 ve tip 2 diye ikiye ayrıldığını anlatan Gürel, tip 1 diyabetin, daha çok çocuklarda, gençlerde başladığını ve vücutta insülin üreten hücrelerin tahrip olmasıyla ortaya çıktığını söyledi.

Haberin Devamı


Gürel, diyabet tipleri hakkında şu bilgileri verdi:
“Burada önleyici olarak yapabileceğiniz tek şey, hastaya dışarıdan insülin vermektir. İnsülin, hayat kurtarıcı bir tedavidir. İnsülin bulunmadan önce tip 1 diyabete yakalanan çocuklar maalesef birkaç ay içinde vefat ediyordu. Tip 2 diyabetin ise çok farklı bir gelişme mekanizması var. İnsülin üreten hücrelerde tahribat yok ama çalışmaları bozuktur, yeterince çalışamazlar. Bir de vücutta bunların salgıladıkları insüline karşı direnç vardır, dolayısıyla yeterli etkiyi gösteremez salgılanan insülin.”


Tip 2 diyabetin, genetik geçişi yüksek olan bir hastalık olduğuna dikkati çeken Gürel, anne ve babada diyabet olmasının, hastalığa yakalanma riskini artırdığını belirterek, “Eğer anne ve babada da diyabet hastalığı varsa risk yüzde 50'ye kadar çıkıyor” dedi.

Haberin Devamı


Bunun çok ciddi risk olduğunu ama tek nedenin genetik geçiş olmadığına işaret eden Gürel, beslenme şekli ve hareket gibi çevresel faktörlerin de sonucu değiştirebileceğini söyledi.


Dengesiz-sağlıksız beslenme, hareketsizlik ve bunun sonucunda da obeziteyle karşılaşıldığının altını çizen Gürel, şöyle konuştu:
“Obeziteyi bir şekilde engelleyebilirseniz, genetik olarak yatkınlığı olan kişilerde dahi diyabet başlangıcını geciktirebilirsiniz. Son zamanlarda fazla kilonun artışındaki yükselişle beraber çocukluk çağında da tip 2 diyabet görmeye başladık. Tip 2 diyabet aslında erişkinlerin hastalığı olarak bilinirdi, tanınırdı. Şimdi ise 15-16 yaşındaki çocuklarda tip 2 diyabet görmeye başladık. O nedenle bizim asıl hedefimiz çocuklar, özellikle okul çağındakiler.”

Haberin Devamı

"UZUV KESİLMELERİNİN EN FAZLA NEDENİ ŞEKER HASTALIĞI"



Tip 2 diyabeti önlemenin en iyi yolunun hayat stilini değiştirmekten geçtiğine dikkati çeken Gürel, bunun da hareketli yaşam ve sağlıklı beslenerek mümkün olabileceğini söyledi.


Diyabet hastalığının tedavisi olduğunu ancak tedavinin ömür boyu devam ettiğine işaret eden Gürel, diyabetin düzgün tedavi edilmediği takdirde de şeker hastalığına bağlı olarak çeşitli problemlerin ortaya çıktığını anlattı.


Türkiye Obezite ve Diyabet Koordinatörü Güler, şöyle devam etti:
“Mesela Amerika'da, çeşitli kazalar sonucu yaralanmalar dışında el, ayak, parmak gibi uzuv kesilmeleri, yeni gelişen körlüklerin büyük bir kısmı, böbrek yetmezliği sonucu diyalize maruz kalan hastaların yarıya yakını şeker hastalığına bağlıdır. Bütün bu saydığımız komplikasyonlar, kan şekerinin ve bununla beraber sık görülen kan yağlarındaki kolesterol yüksekliğinin ve yüksek tansiyonun düzenli ve iyi tedavisiyle önlenebilen problemlerdir.”

 

 

 

 

 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!