Kızımın adını verdim Reina’da yanlış yapamam

Güncelleme Tarihi:

Kızımın adını verdim Reina’da yanlış yapamam
OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 15, 2004 00:00

Hem Ä°stanbul’un en popüler gece kulüplerinden birinin sahibi olacaksın, hem de kızlarını Ä°stanbul’daki hızlı yaÅŸamdan uzak tutmaya çalışacaksın. Mehmet Koçarslan tek kelimeyle nev-i ÅŸahsına münhasır bir adam. Bir yanı çılgın, diÄŸer yanı maço. Kendi halinde bir madenciyken, üç buçuk yıl önce eÄŸlence dünyasına girdi. Laila’nın yanı başına Reina’yı açtı. Ä°ki isim arasındaki kafiye yüzünden ilk günlerde herkes Reina’nın Laila’yı taklit ettiÄŸini düşündü. Oysaki Reina, Mehmet Koçarslan’ın en küçük kızının adıydı. Mehmet Koçarslan 12 yıllık evli. Karısı Müge Hanım üç kızıyla birlikte Los Angeles’ta yaşıyor. Çift 6 ay birlikte, 6 ay ayrı! Çiftin, Hollywood filmlerini aratmayacak bir evlilik hikayeleri var. Sabahın beÅŸinde Amerika’ya kalkan uçaklar, havaalanındaki anonslar, dinlenen telefonlar... Koçarslan çifti özel yaÅŸamlarını Kelebek’le paylaÅŸtılar. Altı ay birlikte, altı ay ayrı yaÅŸama durumu için ideal evliliÄŸin formülü derler. DoÄŸru mu? MÃœGE: Çok mutluyuz. Åžahane! Daha az tartışıyoruz. Çok özlüyoruz. Her gün telefonda konuÅŸuyoruz. Halimizden memnunuz. Herkese tavsiye ederiz. MEHMET: Klasik anlamda aile hayatı yaÅŸayamıyorum. Her daim bekar gibiyim. Evlenmeden önce uzun süre tek yaÅŸadığım için zorluk çekmiyorum. - Kaç yıldır evlisiniz? MEHMET: 12 sene oldu. - Nasıl tanıştınız? MEHMET: Ortak bir arkadaşımız vasıtasıyla bir yemekte tanıştık. O zamanlar Reina falan yok tabii. Ben madenciydim, kömür üretiyordum. MÃœGE: Ben de Ä°ngiltere’den yeni dönmüştüm. Orada hosteslik yapıyordum. - Evlenmeye nasıl karar verdiniz? MEHMET: Bir buçuk sene flört ettik. Bir gün tatsız bir olay oldu, tartıştık. Günlerden Cumartesiydi. Telefon açtım ‘Yarın sabah bana kahvaltıya gel, konuÅŸalım’ dedim. Gelirken gazeteleri almasını istedim. Sabah oldu, ben evde bekliyorum. Hanımefendi New York’a uçmuÅŸ. MÃœGE: Sabah beÅŸte uçağım vardı, söylemedim.MEHMET: Sonra kayıp. Aylarca izini bulamadım. Kaçacağını hissetmiÅŸtim ama... - Peki neden Avrupa’da bir yerlere deÄŸil de Amerika’ya gittiniz. UzaÄŸa kaçmak için mi? MÃœGE: ArkadaÅŸlarım orada yaşıyordu. ABD vizem de vardı. Birkaç ay hiç görüşmedik. MEHMET: Görüşmedik deÄŸil, görüşemedik. MÃœGE: Bulamadı beni. MEHMET: Ä°ki ay sonra bir yerden bir yere giderken havaalanında buldum. - Nasıl? MEHMET: Müge’nin arkadaÅŸlarından birinin evini biliyordum. O eve bir kız arkadaşımı gönderdim. Evde bir tek Müge’nin arkadaşının anneannesi varmış. Onunla sohbet etmiÅŸ. Kadın ‘Müge ÅŸu anda Houston’a gidiyor. Havaalanında olmalı’ demiÅŸ. Ben hemen Türkiye’den havaalanını aradım. Anons ettirdim. Yarım saat telefonda bekledim, geldi. MÃœGE: Ä°smimin anons edildiÄŸini duyunca nasıl korktum anlatamam. Biri öldü sandım. Annem bile hangi uçakla gittiÄŸimi bilmiyordu. - Bu telefon sizi barıştırdı mı? MÃœGE: Hayır. Asla ikna olmadım. Ä°zimi yine kaybettirdim. MEHMET: Hem de ne kaybettirmek. ArkadaÅŸlarına soruyorum, herkes Kanada’da diyor. Nerede olduÄŸunu bir tek annesi biliyor. Ben de suç iÅŸlemeye karar verdim. Zaman aşımına uÄŸradığı için söyleyebilirim. Annesinin telefonlarını dinlettirdim. Arayan telefon numarasını buldum. Numaradan da adresi. MeÄŸer New York’ta oturuyormuÅŸ. Atladım uçaÄŸa, gittim. - Çok mu suçluydunuz, çok mu aşık? MEHMET: Çok suçluydum. Ama çok da aşıktım. Yoksa niye gideceÄŸim oralara. - Kapıyı açtığınızda Mehmet Bey’i karşınızda mı buldunuz? MÃœGE: Hayır, eve geldiÄŸimde kapının önünde beni beklerken buldum. MEHMET: Öğleden önce adresi buldum. MeÄŸer restoranda garson olarak çalışıyormuÅŸ. AkÅŸama kadar bekledim. MÃœGE: Anahtarlarımı çıkardım, kapıyı açarken yanıma geldi. Panikle avazım çıktığı kadar ‘Giiit, giiit, giiit’ diye bağırmaya baÅŸladım. Çok sinirlendim. ‘KonuÅŸalım’ dedi. - Müge Hanım neden bu kadar tepkiliydiniz? MÃœGE: AÅŸk eziyete dönüşmüştü. Çok çok çok çok kötü kavga etmiÅŸtik. MEHMET: Ä°ÅŸin enteresanı bir gün sonra gelmiÅŸ olsaydım o evde bulamayacakmışım. BaÅŸka bir yere taşınıyormuÅŸ. MÃœGE: Sen yine bulurdun.- Nasıl ikna oldunuz? MÃœGE: Evlenme teklif etti. ArkadaÅŸlarım, ‘Seni bu kadar sevecek baÅŸka bir adam bulamazsın’ diyordu. Ben de seviyordum. 1992 yılında evlendik.Reina zeytinyağı ve ÅŸarap markası olacak- Kızlarınızı büyükten küçüğe sıralar mısınız? MEHMET: Önce Yasemin (11) doÄŸdu. DoÄŸum için hanım 7,5 aylıkken Los Angeles’a gitti. Yalnız başına gitti, ev tuttu, doÄŸurdu. Talihsiz bir ÅŸekilde ben yanında yoktum. Sonra Melissa (10) doÄŸdu. Onun doÄŸumu için birlikte Los Angeles’a gittik. 5,5 sene önce de Reina doÄŸdu. O doÄŸduktan sonra tamamen Los Angeles’a yerleÅŸtiler. - Bu ayrılığın bir nedeni olmalı... MÃœGE: Neden eÄŸitim ve saÄŸlık. Üç kızım da alerjik astım hastası. Los Angeles’ın havası onlara çok iyi geliyor. Türkiye’de çok hasta oluyorlardı. 15 günde bir doktora gidiyorduk. Antibiyotik içiyorlardı. MEHMET: Ama eÄŸitim de çok önemli. Yanlış anlaşılmasın benim çocuklarım devlet okuluna gidiyor. Boya kalemlerine kadar okul veriyor. Bale, jimnastik, piyano gibi aktiviteler yapabiliyorlar. Büyük kızımın sınıfına NASA’dan bir görevli gelip ders anlatıyor mesela. Kızım bana ‘Baba biz Ä°stanbul’a bilmem kaç sene sonra 45 dakikada uçacağız. Biletler 25 bin dolar olacak’ diyebiliyor.- Reina’ya kızınızın ismini verirken biraz olsun tereddüt etmediniz mi? MEHMET: Etmez olur muyum? Markanın kalitesini korumak için ne terler döktüğümü bilemezsiniz. Ben hayatım boyunca bu ismi temiz tutmak zorundayım. Reina’yı riske atamam. ‘Tutmazsa batar’ gibi bir lüksüm yok benim. Ä°nsanlar bana ‘Sen bu mekanda yanlış yapamazsın arkadaÅŸ, kızının ismini vermiÅŸsin’ diyorlar. Haklılar! Gece gündüz Reina markası için çalışıyorum. Önümüzdeki yıl Reina zeytinyağı, Reina ÅŸarapları piyasaya çıkacak. Belki ileride Reina Otel’i açacağım. - Bu isim kimin fikriydi?MEHMET: Ofiste toplantıdayız, önümüzde 20 isimlik bir liste var. Her ÅŸey hazır, isim belli deÄŸil. Müge’den telefon geldi. ‘Neden Reina koymuyorsunuz’ dedi. Yani eÅŸim her iki Reina’nın da annesi sayılır. MÃœGE: Ben Reina’nın uÄŸuruna inanıyorum. Onun adını Amerikalı bir arkadaşım koydu. Anlamı çok hoÅŸumuza gitti (Reina Ä°spanyolcada kraliçe demek). Reina doÄŸduÄŸunda bizim hayatımızda birçok ÅŸey yoluna girmiÅŸti. Reina’ya, Reina Kulübesi diyor Mehmet Koçarslan kızlarını öğleden sonra güneÅŸ batmadan Reina’ya yemek yemeye götürüyor. Reina, adını taşıyan gece kulübüne Reina Kulübesi diyor. Reina Kulüp demek istiyor. Ä°smine karşı oldukça duyarlı. Mesela kendi aralarında konuÅŸan iki müşteriden biri Reina derse, yanlarına gidip ‘O benim’ diyor. EÄŸer bu bir kez daha tekrarlanırsa ‘O benim dedim ya’ diye sinirleniyor. Ortaokul partisinde ÅŸiÅŸe ÅŸiÅŸe votka tüketiliyorMehmet Koçarslan: GeçtiÄŸimiz yıl büyük kızımız ortaokula baÅŸlarken bir an aklımdan acaba artık temelli Türkiye’ye dönseler mi diye geçirdim. Sonra hemen vazgeçtim. Korktum açıkçası. Çünkü Türkiye büyük bir dejenerasyon problemi yaşıyor. Çocuklar 12 yaşında cep telefonu sahibi oluyor. YeÄŸenim Ä°stek Vakfı’na baÄŸlı bir okula gidiyor. Nike ayakkabısı yok diye aÅŸağılıyorlarmış. Amerika’da böyle ÅŸey olmaz. Bir kot, bir tişört, bir lastik ayakkabı giyer giderler. Markasına kimse bakmaz. Bunlar ufak sorunlar. Asıl büyük bela sigara, alkol ve uyuÅŸturucu. Los Angeles’ta okulun yakınlarında sigara bile içemezsiniz. Burada ortaokul partilerinde ÅŸiÅŸe ÅŸiÅŸe votka tüketiliyor. İçki dağıtımcıları ile iÅŸ yapıyorum. Utanarak anlatıyorlar. Bu konularda konuÅŸmam bazen tepki çekiyor. Ben çıkıp ‘Sentetik Türkiye’nin başının belası’ deyince beni arayıp, ‘Sen ne iÅŸ yapıyorsun? Polis misin?’ diyorlar. 50 yerden tepki alıyorum. Ama söylemekten vazgeçmeyeceÄŸim. Söylemezsem kendimle ters düşerim. Kızlarım için söylemeliyim. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!