Kişisel gelişimini tamamladı önündeki maçlara bakıyor

Porselen bebeklere benziyorsunuz. Çocukken de böyle miydiniz?
- Siyah gözlü, kalkık burunlu, sevimli ve maskot gibi bir çocuktum. Sık sık taklitler yapardım. Halıların üzerinde burnuna mandal takıp su balesi yaptığımı hatırlıyorum. Ailem spora, folklora yazdırdı ama hepsinden sıkıldım. Çareyi babam buldu.
Ne yaptı?
- 14 yaşımda enerjimi bir yerlere aktarmam için tiyatro kursuna yazdırdı. İlk sahneye çıkışımı unutamam. Nefesim kesilmişti. Bütün enerji patlamam o an durdu. O gün bugündür sahne tozunu yutmuş bir dünyalıyım. Sonrasında da tiyatro kurslarını bırakmadım. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı ortaokuldan sonra çocuk oyuncu alımını kaldırınca ben de düz liseye kaydolmadığım için ortada kaldım. Bir yıl Kadıköy’de arkadaşlarımla takıldım. Kursta bir İngilizce hocam vardı, ona platonik âşık oldum. Her gün giyinip kursa gidiyor, deli gibi İngilizce öğrenip arkadaşlarımla geziyordum. O senenin beni daha özgürleştirdiğini hatırlıyorum. Sonra liseyi bitirdim, konservatuvar sınavlarını kazandım.

HALDUN DORMEN BANA ‘ÖZGÜR ABİ’ DERDİ
 İlk aşkınızı hatırlıyor musunuz?
- Valla hatırlamıyorum!
İnsan hiç ilk aşkını hatırlamaz mı?
- Ben o işlere biraz geç bulaştım. Çocuk ruhlu, aşkla meşkle işi olmayan bir kızdım. İlk aşkımı herhalde konservatuvar yıllarında yaşamışımdır.
Bir röportajınızda “Hayatta her şeyi geç yaşadım” demişsiniz. Geç yaşadıklarınız bunlar mıydı?
- Çocuk ruhuma bağlıyorum. İlk aşk durumları, okula başlamam, gelişimim geç oldu. Boyum, saçım geç uzadı. Çocukluğum uzun sürdü.
Hayatın nasıl bir dönemindesiniz?
- Kendimi daha iyi hissettiğim, kişisel gelişimimi tamamladığım bir dönemdeyim. Kendimi sıfırlama cesareti gösterdim. Dinlendiğim durulduğum, kendimi geri çektiğim, tekrar başlamak için enerji kazandığım ama bunları hiç bir zorlama olmadan doğallıkla yaptığım bir dönem.
Ses tonunuz hep böyle miydi?
- Evet, hep çok kalındı ve altoydum. Haldun Dormen’in müzikal dersi vardı. Ben de uyumayı çok severim, derse biraz geç kalınca Haldun Hoca “Özgür Abicim hoş geldin” derdi.
Ses tonunuzdan rahatsız mısınız?
- Hayır değilim. Allah’tan biraz kalın sesim var da ciddiye alınıyorum. Yoksa “Sesin de küçük. Sen bi sus!” derlerdi.

TUBA’YI TANIMAM BEREN’İ ÇOK SEVERİM
Sevimli kız olarak tanınmışken verdiğiniz seksi pozlar zamanında çok konuşulmuştu. Bir insan hem sevimli hem seksi olamaz mı?
-  Eğlenceli ve sempatik olarak anılmak bence kötü bir şey değil. İstediğim zaman seksi, istediğim zaman bambaşka bir şey olabiliyorum. Tiyatro oyunumuz da bunu anlatıyor. İki kadın oyun süresince değişiyor, içlerinden bukalemun gibi farklı kadınlar çıkıyor.
Tiyatro oyununuz ‘Kuçu Kuçu’ bir çocuk oyununu andırıyor sanki...
- Fransız bir oyundan uyarlandı. Afişi görenler çocuk oyunu olmadığını anlar. Rekabeti ve kadınlar arasında güç savaşını anlatıyoruz.�
Ocak ayında da diziniz ‘Kahperengi’ başlıyor...
- Evet. Avukat, daha sert ve dişli bir karakter. Hayatın draması ve yokluğunda sertleşmiş ‘Narin’ isimli bir kız. Ona aşk iyi gelecek. Eşzamanlı akan bir senaryo, bir tarafı 90’ları, bir tarafı günümüzü anlatıyor. Ben hem lise, hem üniversite, hem günümüzdeki halimi oynayacağım.
Sizi yeni yılda dizileriniz başlayacağı için Tuba Büyüküstün ve Beren Saat’le kıyaslıyorlar. Aranızda nasıl bir rekabet var?
- Benim tarafımdan bir rekabet yok. Tuba’yı şahsen tanımıyorum, Beren’i çok seviyorum. Başarılı ve iyi oynayan oyuncuya da bayılıyorum. Şimdilerde Kayıp Şehir’de Gökçe Bahadır’ı çok beğeniyorum.

Gündemimizde evlilik de yok çocuk da

Çocukken “Büyüyünce gelin olacağım” demişsiniz ya peki şimdi?
- Başar’la (Savur) gündemimizde evlilik planı yok. Böyle iyiyiz, her şey yolunda ve çok eğleniyoruz.�
2.5 yıldır birliktesiniz. Çocuk istiyor musunuz?
- Bu aralar iyiyim böyle. Şöyle bir durum var: Spontan seyahat etmeyi seviyorum. Beni arayıp “Bir yerlere gidelim” desen hazır olurum. Çocuğu da bir seyahat çılgını yapacağım için onu kaldırabileceğim zaman isterim.
Hep bir “Yakalandılar, kaçtılar” haberleri var. Neden kaçıyorsunuz?
- Orada kaçmak yok. Bazen fotoğrafların çekildiğinden bile haberim olmuyor. Yoksa biz niye kaçalım? Evliyiz barklıyız da saman altından su mu yürütüyoruz? Gayet ortadayız. Bu konularda gayet dürüst, net ve mertim.

Kuçu Kuçu oyununu bugün 16.00’da Trump Towers Tiyatro, 18 Aralık 20.30’da Kozzy, 19 Aralık 20.30’da Ataköy Yunus Emre Kültür Merkezi’nde izleyebilirsiniz.