Atatürk’ün ekmeğini yiyen insanlarla dolu ülke

Güncelleme Tarihi:

Atatürk’ün ekmeğini yiyen insanlarla dolu ülke
Oluşturulma Tarihi: Ocak 25, 2015 20:13

‘Atatürk’ü Ben Öldürdüm’, gazeteci İsmet Orhan’ın kaleme aldığı biyografik romanın adı. Atatürk’ün doğumundan Türkiye Cumhuriyeti’ni kurduğu 1923’e kadarki hayatını anlatıyor Orhan. Ancak asıl söyleyeceğini kitabın adında ve önsözünde söylüyor! Atatürk’ü neden öldürdüğünü de romanında açıklıyor. İsmet Orhan’la buluştuk, reklamları engellenen ve adıyla tartışma yaratan kitabını konuştuk.

Haberin Devamı

Biyografinizde “Atatürk devrimcisi” ve “Atatürk milliyetçisi” ifadelerini kullanıyorsunuz. Ne demek bunlar? Nedir farkları?
- Bugün Türkiye’de “milliyetçiyim” diyen kafatasçı, “devrimciyim” diyeni de komünist gibi nitelemelerle adlandırılıyor. Halbuki ben insana, günümüze en uygun devrimleri Atatürk’ün yaptığını görüyorum. Haliyle kendimi Atatürk devrimcisi olarak, Atatürk’ün şekillendirdiği milliyetçilikle birlikte adlandırıyorum. Atatürk insanlara Türksün, Kürtsün, Çerkezsin, Arapsın demedi. Ülkenin sınırlarını belirledikten sonra herkesi aynı gördü. Ben de kendi ülkemden ve kendi ülkemin insanından tarafım. Ancak evrensel değerlere de saygılıyım. Benim milliyetçiliğim bugünkü ‘ulusalcılar’la, Atatürkçülüğüm kendini ‘Atatürkçü’ olarak adlandıran diğerleriyle aynı değildir...

Haberin Devamı

Hakkında onca araştırma yapılmış, kitap yazılmış, romanı yazılıp, sineması çekilmiş bir isim Atatürk. Bu yeni kitabı yazma ihtiyacı nereden doğdu?
- Öncelikle, bugünün siyaseti buna sebep oldu. Son on, on beş yıldır Ortadoğu’nun zorla, savaşla, terörle değiştirilmeye çalışılan yüzü var. BOP projeleri gibi Amerikan projeleriyle, Türkiye’yi, Atatürk’ün kurduğu cumhuriyeti kırmak, yok etmek için ılımlı İslam’ı kullandılar. Bir on yıl daha kullanacaklar. Ki bunu dile getiriyorlar hiç çekinmeden. “Reklam arası” diyorlar Cumhuriyet için. Bu sözü bundan birkaç yıl önce de söylemişlerdi, hatırlayın lütfen! Çünkü gizlemediler hiç... Bugün ne yazık ki insanlar kendi dininin kitabını, onun emirlerini bile bilmiyorlar ve kulaktan dolma bilgilerle yaşıyorlar. Bunları görmemek imkânsız. Cehalet ve korkutucu bir biat kültürü hâkim olmuş durumda. Ancak bu biat Atatürk konusunda da var ülkemizde. Bu da ikinci sebebi. Onu putlaştıranlar yüzünden yazdım bu kitabı. İnsan Atatürk’ü yazdım.

Atatürk’ün ekmeğini yiyen insanlarla dolu ülke

Kimler peki bu putlaştıranlar?
- Maalesef bizim yaşadığımız coğrafyanın, ülkemizin en kötü kaderi, eyyamcı aydınlardır. Meşhur karga hikâyesini hatırlayalım. Neymiş efendim, Atatürk kargaları kovarken aslında gelecekte ülkeyi düşmandan arındıracağının da işaretini veriyormuş, dediler. Kimisi bu karga hikâyesine uydurma dedi, kimisi lüzumsuz anlamlar yükledi. İnsan olarak onu anlamanın, tanımanın peşine düşmediler. Dünyanın en zor şeyidir cehalet. Bugünün cahillerinin başında bu eyyamcı aydınlar gelir. Atatürk muskalarla büyümüş bir çocuktu. Annesiyle iki kere küsmüştür, bunlardan birinin sebebi Zübeyde Hanım’ın onun müftü olmasını istemesidir. Ancak böyle bir anneye 1990’lı yıllarda Refah Partisi vekilleri, belediye başkanları “genelev kadını” dediler! “Benim için dünyanın en büyük devrimcisi Hz. Muhammed’dir” diyen Atatürk’e “dinsiz” dediler. Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kurmuş bir liderden söz ediyoruz...

Haberin Devamı

Ordumuzun generalleri amerikan sisteminin yetiştirdiği generallerdir

Sadece eyyamcı aydınlar mı putlaştıranlar peki? Örneğin 1980 darbesinden sonra Atatürk üzerinden yürütülen bir siyaset var...
- Dünyada tek bir devlet var, halkının bilinçli olarak cahilleştirilmesi için uğraşan. O da Türkiye’dir. Bu cahilleştirmede en büyük rol sahibi kurum ise ne yazık ki Türk Silahlı Kuvvetleri’dir. TSK’yı ben üç döneme ayırıyorum. Birincisi Mustafa Kemal’le beraber ülkeyi kurtaran ve kuran Millî Ordu. İkincisi 1946’da Menderes-Bayar ikilisinin oluşturduğu, Marshall Yardımı uğruna ve NATO’yla yapılan anlaşma sonrası ortaya çıkan NATO ordusu. Üçüncüsü ise 1980’den sonra ülkeyi yozlaştıran ve 2000’lerde karşımıza çıkan, küresel oyunun bir parçası haline gelmiş ve getirilmiş ordu. Ordumuzun generalleri Amerikan sisteminin yetiştirdiği generallerdir ve ülke değil, kendi bekâları için her türlü ayak oyununa göz yuman personellerdir. Darbelerle, tehditlerle, bölgesel savaşla vurdular ve Atatürk’ün arkasına sığındılar. Hepsi el birliğiyle Atatürk’ü putlaştırdılar ve ben de artık onu öldürmek istedim...

Haberin Devamı

Atatürk’ü öldürmek ne demek peki?
- İnsan olan Atatürk’ü anlayıp onun yaptıklarının farkına varmak demek. Putlaştırdığımız Atatürk’ü öldürmekten söz ediyorum. Ama biz insan Atatürk’ü öldürdük. Şöyle bir bakalım yakın tarihimize. Adını anmayacağım isimlerin birçoğu yaşıyorlar, tanıyoruz onları. Kenan Evren darbe yaptıktan sonra kimlerin gidip el öptüğünü herkes biliyor. Şimdi aynı isimler Kenan Evren aleyhine yazıp konuşuyorlar. Demirel geldiğinde Demirelci olanlar o gittikten sonra aleyhine konuştular. Bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için övgü dolu sözler söyleyenler, yarın ilk eleştirenler olacaklar... Bunlar kimler, işte sözünü ettiğimiz eyyamcı aydınlar. Bunlar ‘esir’ zihniyetli insanlar. Eyyamcı aydınlarımız, gazetelerde baş köşelerde yazı yazan, kitapları yüz binler satan, ayda en az iki kere Atatürk’le ilgili yazı yazan isimlerden söz ediyorum!

Haberin Devamı

Ne zamandan beri böyle bu?
- 10 Kasım 1938, saat 9’u 6 geçe itibariyle bu ülkede önemli yerlerde görev almış, siyasetçi, asker, bürokrat herkes şüpheliler listesinde benim için.

Kitaba reklam yasağı

Kitabı yazarken son on, on beş yılda kaleme alınmış araştırmaları kaynak olarak kullandım. Nutuk zaten ilk kaynaktı. Birkaç klasik çalışmaya da müracaat ettim. Bu bir biyografik roman. Kitabın tanıtımı için hazırlanan reklam afişleri İstanbul, Ankara ve Bursa’da metrolar, toplu taşıma araçları ve billboard’larda yer alacaktı. Ancak “isminin uygunsuz olduğu” gerekçesiyle İBB, Ankara ve Bursa belediyeleri tarafından yasaklandı. İstanbul Ulaşım A.Ş., “kitabın isminin uygunsuz olduğu ve tepkilere yol açabileceği gerekçesiyle” reklamların yayımlanamayacağını söyledi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!