Kerhaneye giden neye layigtir?

Güncelleme Tarihi:

Kerhaneye giden neye layigtir
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 07, 2003 19:11

Musa Ağacık, yıllardır mikrofon uzatıp yaptığı röportajlardan bir bölümünü “Musa’dan beri” adlı bir kitapta toplamış. Şenay’ın bir arkadaşı aşağıdaki güzel anekdotu geçmiş bize. İşte Ağrılı Sıddık Baba’nın laiklik tarifi... Sonra bir anekdot da benden.

Haberin Devamı

Laikliğin resmî tarifi nedir? Din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılması, değil mi?

Peki, köy kahvesindeki adam için “laiklik” ne ifade eder?

İşte Musa’nın kitabından bir anı:

Ağrı’da sohbet ettiği 75 yaşındaki Hacı Sıddık Bilgin diyor ki:

- Musa Bey, biz Atatürk’ü çok seviyoruz!
- Zorunuz nedir? Neden Atatürk’ü seviyorsunuz baba?
- Çünkü Atatürk layigligi getirmiştir!
- Layiglik nedir Sıddık Baba?
- Camiye giden camiye layigtir, kerhaneye giden kerhaneye layigtir!

İstanbul’dan gazeteci gelmiş ya, Atatürk hakkında iki olumlu şey söylemesi gerektiğini iyi bilir.. Ne uyanıktır bizim köylü! Ama lafı oturtmayı da ihmal etmez!

*

KONDA’da, seçim araştırmaları yaptığımız günlerdi. Güneydoğu Anadolu’da bir köye gittik, anket yapmaya. Küçük bir Kürt köyü.

“Mıhtar emmi” karşıladı tabii bizi.

Çaylar içildi, sohbet edildi, sıra geldi ankete.“Mıhtar” işin kolayını bulmuş (O tarihte ANAP iktidarda), önerdi:

- Köylüye sormanıza hiç gerek yohtur, köyümüz silme ANAP’lıdır!
- Olur mu Muhtar Emmi, köylüye soracağız, oy kullandıracağız...
- Heç gereği yohtur, hepimiz ANAP’a oy veririz Allah şaşırtmasın!..
- Yok yok! Hele sen dur, bizim çocuklar yapsınlar işlerini...

Tam hatırlamıyorum, ama galiba 32 kişiye anket niyetine oy attırdık, 30 tane HADEP çıktı, bir tane de ANAP ya vardı, ya yoktu torbada. (O tarihte HADEP idi galiba partinin adı, tam da hatırlamıyorum.)

Muhtar (sonuçları söylemedik ama) biliyor “sandıktan” kimin çıkacağını... rengi biraz atmış vaziyette, tutturdu, “Karnınızı doyurmadan sizi salıvermeyiz köyümüzden...”

- Sağolasın Muhtar Emmi, karnımız tok, daha yolumuz uzun, biz kaçalım.
- İmkanı yohtur bırakmam, yiyeceginiz, öyle gideceginiz!
- Israr etme Emmi, mümkün değil, yolumuz uzun...
Ama “Mıhtar” neredeyse ağlayacak, ihtiyar adam... Sonunda baklayı çıkardı ağzından:

- Şimdi Ankara’dan duyarlar, koskoca bir misafir gelmiştir köye, önüne yemek koymamıştır derler. Vallah anamızı bellerler beyim! Mümkünü yohtur yiyeceksiniz!

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!