Kanser'in sebebi ne?

Güncelleme Tarihi:

Kanserin sebebi ne
Oluşturulma Tarihi: Mart 14, 2010 15:17

Kanser patlaması diyebileceğimiz gidişin birinci sorumlusu arazi kirlenmesi. Arazi kirlenmesi deyince aklınıza yalnız nehirler, hava, toprak gelmesin. İnsan bedeni de doğanın parçası ve kirlenmeden o da payını alıyor.

Haberin Devamı

Sorunu yalnızca “bedensel kirlenme” olarak da görmemek lazım. Beden ve ruh birlikte kirleniyor. Kirlenmiş, savunma sistemleri zayıflamış birinde kanser daha kolay kök salıyor, çok daha hızlı yayılıyor.
Şu bilgi de sizi şaşırtmasın: Vücudumuzda her gün zaten yüzlerce kanser hücresi meydana geliyor ama  savunma sistemimiz bunları hemen öldürüyor. Yok, eğer bunu başaramazsa o zaman hiçbir kısıtlama tanımayan, etrafındaki dokuları tahrip yeteneğine sahip kanser hücreleri çoğalmaya devam ediyor.
Son 20-30 yılda şu noktayı çok iyi öğrendik: Pek çok hastalık gibi kanser de yaşam tarzımızla yakından ilişkili. Yani siz bazı doktorların “yapılabilecekler kemoterapi, radyoterapi ve cerrahi girişimlerle sınırlı” demelerine bakmayın. Eğer beslenmenize dikkat eder, kötü alışkanlıklardan uzak kalıp, kendinize iyi bakarsanız kanserden korunabilirsiniz.  Birçok kanserde genetiğin rolü yüzde 15-20’yi geçmiyor.
Yetmedi! Kansere yakalandığın  istifade etmeniz şart ama tedavi sürecinde doğru şeyler yiyip içebilir, yaşamınızda etkili bazı değişiklikler yapabilirseniz tedaviye tıbbi yardımcı olabilirsiniz. Tabii ki bu işi, ticaretini yapan şarlatanlara paçayı kaptırmadan başarmalısınız.
Anlatmak istediğim şey şu: Kanser patlamasının en önemli nedeni çevre ve bedenin kirlenmesi, kanser gelişiminin hızlandıran kanserojen maddelerin vücudumuza eskisinden daha çok girmesi. Eğer bedenimizi bu kanserojen çöplerden uzak tutar ve doğal savunma sistemlerimizi güçlendirebilirsek kendimizin de, tıbbın da işini kolaylaştırabiliriz. Çünkü yaşam tarzının değişmesiyle kanserin gelişmesi ya da gelişiminin yavaşlatılması, hatta durdurulması arasında güçlü bağlantılar var.

Haberin Devamı

Nar kansere faydalı mı?
Yalnız nar değil, ahududu, çilek, yaban mersini, yaban üzümü gibi kırmızı meyvelerin tümü kanserden korunmada işe yarıyor. Bunun iki nedeni var: Birincisi bu yiyeceklerde bol miktarda bulunan ellajik asit. Ellajik asit kanserle ilgili doğal savunma mekanizmalarını güçlendiren bir madde, düzenli kazanıldığında bedenin kansere direnci artıyor, oluşan kanser hücreleri daha kolay yok ediliyor. İkincisi de bu yiyeceklerin çoğunun antosiyanidinler ve proantosiyanidinler bakımından zengin olması. Bu maddeler de kanserli hücrelerin yayılmasını önleyen, ayrıca kanserojen maddelerin verebileceği oksidan zararları azaltan güçlü antioksidan moleküller. Beslenmenizde bu yiyeceklere daha fazla yer vermenizde fayda var. Bu listeye kirazı ve vişneyi de eklemeyi unutmayın. Özellikle kirazın altını çizin! Kirazda bol miktarda glukarik asit var ve bu molekül özellikle kimyasal östrojenlerin bertaraf edilmesini kolaylaştırıyor.

Haberin Devamı

Teknolojik donanım kanser tedavisinde ne kadar önemli?
Kanser tanı ve tedavisi konusunda mükemmel gelişmeler olsa da bitirici darbenin atılabilmesi muhtemelen oldukça uzun bir zaman alacak. Gelişmeler ne kadar önemli olursa olsun elde edilen başarılar ne yazık ki bugün de yüz güldürücü değil. Bunun birçok nedeni var ama son yıllarda artan kanser hastası sayısı da endişe verici boyutlarda. Böyle giderse yakın bir gelecekte daha çok sayıda kanser olgusuyla karşılaşacağımızı üzülerek belirtelim: Yiyip içtiklerimiz, soluduğumuz hava, temas ettiğimiz eşyalar, hatta giysilerimizin çoğu bizim ürettiğimiz kanserojen moleküllerle yüklü. Böyle bir ortamda sorunun patlama boyutlarına ulaşması şaşırtıcı olmamalı. Kanser tedavisi bir bütün ve bu bütün deneyimli tıbbi kadrolar geliştirilmiş ilaçlar ve teknolojik yapılanmalardan oluşur. Bu nedenle kansere karşı son teknolojilerle donatılmış merkezlerde tedavi şansı daha yüksek, tedaviye bağlı yan etki ve zararlar daha azdır. Ülkemizde kanserle ilişkili bu tür yüksek teknolojilere sahip çok sayıda mükemmellik merkezleri var. Bu merkezlerde
gerçekten deneyimli, eğitimli doktorlar, hemşireler, fizik mühendisleri, psikoloji uzmanları, diyetisyenler görev yapıyor.

Haberin Devamı

Bağırsak bakteri yükü kilo almayı etkiliyor
Sindirim sistemi bakterilerinin sayısı ne kadar artarsa kilo almak o ölçüde kolaylaşıyor. Bu görüş Emory Üniversitesi’ndeki yeni bir çalışmayla da doğrulandı. Sindirime yardım eden bakteriler artarsa az kalori tüketseniz bile kilo almanız kolaylaşıyor. Daha da önemlisi ne kadar diyet yaparsanız yapın çabalarınız boşa gidebiliyor.
Bağırsağında aşırı bakteri kolonizasyonu gelişenlerde kilo problemiyle mücadele ciddi bir problem. Bakteri artışının muhtelif nedenleri var: Kirli su içmek, kötü beslenmek, katkı maddeleri açısından zengin yiyecekler... Bakteri dengesini olumlu etkileyen ve
probiyotik gücü artıran yiyeceklerin (yoğurt, kefir) kilo kontrolünü kolaylaştırması belki de bu yüzden.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!