Kadınların cinsel özgürlüğüne bakışınız

Güncelleme Tarihi:

Kadınların cinsel özgürlüğüne bakışınız
Oluşturulma Tarihi: Mart 17, 2005 00:00

‘Eşim olacak insanın daha önceki hayatı, eğer çok abartmamışsa, önemli olmayabilir.Ancak günümüzde kızlar cinselliği erkeklerden çok yaşamakta, hatta skor yarışı haline getirmekteler. Erkekler bir gecelik ilişkilerine kahramanlık öyküsü gözüyle bakıyor, kadınları genelde rakı masasına meze yapıyorlar...’ diyordu ‘Gerçek yanılgı’ rumuzlu bir okuyucum mektubunda. İşte sizin, bu yazıya yönelik cevaplarınız... İşte klasik ve tipik Türk erkeği İşte size çifte standartlı klasik, tipik bir Türk erkeği. Kendisi yaptı mı çapkın, ama kadın yaptı mı kötüdür diyen bir erkek. Baştan, kadının cinsel özgürlüğünden bahsederler, kendileriyle ilişki kurduğunuz zaman utangaçlık istemezler ama iş evliliğe gelince eli eline değmemiş kız ararlar. Namustan sorumlu devlet bakanı edası ile 180 derece dönerler, kadını da suçlarlar. Bence ilk önce erkekler ne istediklerini bilsinler, kendilerinden emin olsunlar. Cinsel serbestlik elbette herkesin her önüne gelenle birlikte olması demek değil ama cinselliğini yaşamadan da bu dünyadan göçmek değil, kendini yaşamaktır. Bu skor olayı erkeklerde de mevcut. Dürüst bir erkek bulmak kolay mı sanıyorsunuz? RUMUZ: B.GKendisi cinselliği yaşarken ileriyi düşünüyor muAcaba okurunun ‘Çok abartmak’ ile söylemek istediği ne? ‘Günün birinde eşimin daha önceki ilişkilerinden birisiyle karşılaştığımızda, ‘Ben daha önce bu kadınla yatmıştım’ bakışı atmayacağından nasıl emin olabilirim?’ demiş. Diyelim ki böyle bir bakışı insanüstü yeteneği sayesinde anlayabiliyor. Peki hiç düşünmüş mü, ya eşi ile birlikteyken eski bir ilişkisine rastlar ve bu kadın da ‘Ben daha önce bu adamla yatmıştım’ bakışı atarsa? Okurunun ‘Erkeklik gururu’ dediği şey, eğer öldürmek için iyi bir neden olabiliyorsa, bu gurur yalnızca yapılanı haklı çıkartmak için sığınılan bir bahane olmalı. Oysa gurur, erkek- kadın her insanda var olan bir duygudur. Düşünceleri çelişkili. Hem kadının cinselliği yaşaması gerektiğini, erkek gibi seçim hakki olduğunu, hem de kadının cinselliği yaşarken ileriyi düşünmesi gerektiğini söylüyor. Peki ya kendisi cinsel özgürlüğünü yaşarken ileriyi düşünüyor mu? RUMUZ: MYRAAnlık zevklere kapılmak insanı yozlaştırırBen 33 yaşında, iyi bir kariyere sahip, yalnız yaşayan bekar bir genç kadınım. Bu yaşımda benden bekaret bekleyen bir erkekle değil evlenmek, arkadaş dahi olamayacak kadar farklı dünyaların insanları olduğumuzu düşünürüm. Yine de bir kadının anlık zevkler uğruna, gecelik ilişkiler yaşamasına da karşıyım. Bana göre insanın duygusal birliktelik yaşadığı, değer verdiği, değer gördüğü karşı cinsle ‘cinselliği paylaşması’ çok doğaldır. Ancak, karşı tarafı tanımadan, birkaç günde unutulacağını bilerek anlık zevklere kapılmanın insanı yozlaştıracağını, en önemlisi kendine olan saygısını kaybettireceğini düşünüyorum. İlk gençlik yıllarımda, bir erkek arkadaşımızın değil bizi öpmesi, elimizi tutması bile haftalar alır, cinsellik ise, gerçekten sevdiğin kişiyle, ancak aylar süren flört sonunda yaşanırdı. Böyle düşünmenin adı dinozorluksa, ben de bu sıfata razıyım! RUMUZ: AVUKATBen, 49 yaşında, emekli öğretmenim. Yaşamımda her zaman doğallığın doğruluğuna inandım. Örneğin çocuğumu yemesi için zorlamam. Bünyesinin, neye ihtiyacı olduğunu,iştah diye adlandırdığımız sinyaller belirler. Cinselliğe de aynı düşünceyle yaklaşıp, ilk insanların yaşamına baktığımda, erkeklerin genç ve sağlıklı,doğurgan cinse yöneldiğini, kadınların ise hamile kalarak nesli devam ettirdiğini görüyorum. Demem şu ki, erkek bir çok kadınla olabilir, kadın için aynı şey olamaz. Yapısal olarak kadının cinsel dürtüleri erkek kadar aşırı değildir. Olsa da bu duyguyu bastırabilir. Cinsellik serbest olsa, inanıyorum ki, ne erkek ne de kadın, çok fazla ilişki yaşardı. Bütün bu çıkmazlar, çıkarlar doğrultusunda özgür davranamamaktan kaynaklanıyor. Toplum özgür değilse, ama ben özgürsem, duygularımı bastırmak zorundayım. Kızıma da ister istemez bu doğrultuda, cinsel özgürlüğünü yaşamaması yönünde telkinde bulunuyorum. Bu toplum şartlarında kızıma sabırlı olup, gerçekten anlaşabileceği kişiyle evlenmesini, öneriyorum. Sevgiye inansınlar. Sevmeden birliktelik yaşayan her kim olursa olsun, hatalıdır. Kadınlar eşitlik adına, erkeklerin maske olarak kullandıkları ‘Siz de özgür olmalısınız’’ yalanına kanarak yanılgıya düşüyor, bunalıma giriyorlar. ‘Özgürce cinselliğimi yaşıyorum’, diye mutlu olmuş bir kadın düşünemiyorum. Doğru insanı seçmek için, insanların önce kendilerini tanımaları gerektiğine inanıyorum. Her zaman ‘Sevgi evliliklerinin’ yaşanması dileğimle. RUMUZ: ROOSA
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!