Kadınları tavlamak artık metroseksüel olmaktan geçiyor

EÄŸlence sektörü deyince Çapa soyadı gelir insanın aklına. Onlar öyle bir aile. Bu konuda doÄŸuÅŸtan yetenekli. Yıllarca insanların müdavim olduÄŸu Ä°stanbul'daki pek çok kulübü onlar yarattı ve iÅŸletti. Ailenin son numarası Ä°zzet Çapa, 8 kulüp birden iÅŸletiyor ve bir dergi çıkarıyor. SorduÄŸum her soruya da samimi bir ÅŸekilde cevap vermekten geri kalmıyor...Nereden bulaÅŸtınız bu iÅŸlere? Gece kulüpçü olarak mı doÄŸdunuz!- Celal'in dükkanlarına gittiÄŸim zaman hep kapıda kalıyordum. Bir ÅŸey de söyleyemiyordum. Bir gün hiç unutmuyorum, bir arkadaşım beni gördü ve kapıdakilere dedi ki: ‘‘Ya kesmeyin bilet! Bu, Celal Çapa'nın kardeÅŸi!’’Aranızda kaç yaÅŸ fark var?- 10. Baba bir, anneler ayrı. Baba da sıkı hani! Hep aynı tip kadınlarla evlenmiÅŸ: Kısa boylu, ÅŸarışın, kültürlü ve cadaloz! 7'nci evliliÄŸiydi, hastanede dedi ki: ‘‘Sakın aÄŸlamayın. Bu daha 7. evliliÄŸim. 12'ye tamamlamadan ölmeyeceÄŸim!’’ Celal'in annesi dışında, bir eÅŸi de vefat etmiÅŸti, diÄŸer 5'i cenazesine geldi...Celal Çapa'nın annesi niye gelmedi?- Cenazeleri sevmediÄŸinden!Nasıl bir çocukluk sizinki? KardeÅŸler birbirini görüyor mu?- Hiç. Celal'i ilk 10 yaşında gördüm. Bizim eve hacze geldi.O ne demek?- Annesinin nafakasını almak için babasını hacze geldi demek! MeÄŸer, babam boÅŸandığı Fikret Hanım'a nafaka ödemiyormuÅŸ. O gün de eve yeni eÅŸyalar alınmış, annem bağırıyor: ‘‘Kaldırın bunları. Kaçırın!’’ Ondan sonra babam nafakaları ödedi, barış ilan edildi. Ama Celal her zaman snob! Ben de kıskanıyordum onu tabii. En büyük abim Ahmet'e gelince, babavariydi, giderken cebime para filan sıkıştırırdı...Babanızın sizden sonra çocuÄŸu oldu mu?- Yok, ben son numarayım. Babamın annemden iki önceki evliliÄŸi Gönül Yazar'la. Bir çocukları oluyor ama ölü doÄŸuyor...ABÄ°MÄ° KISKANDIMPeki tekrar ilk soruya dönelim. Nereden bulaÅŸtınız bu iÅŸlere?- Celal'in çok popüler bir dönemiydi. Onu kıskandım. Benimle de röportaj yapılsın, resimlerim orada burada çıksın. Anneme ‘‘Yeter! Bir yer de ben açacağım!’’ dedim. Açtım. Ä°stediklerim oldu ama sonra iÅŸin bokunu çıkardım. Aynı zamanda tekstil iÅŸi de yapıyordum, battım. Elimde bir tek o mekan kaldı. Sonra Dedikodulu Meyhane. Derken yavaÅŸ yavaÅŸ bugünlere geldim...Bir tekstilci neden gece külübü açmak ve iÅŸletmek ister?- Hava atmak için! Zengin insanlarla tanışacağım ya. HoÅŸgeldiniz, beÅŸ gittiniz, diyeceÄŸim ya. Bu tür salak ÅŸeyler egomu okÅŸuyordu. Ãœstelik iyi de para kazanıyordum ama o lanet olası ego o kadar üste çıktı ki, daha da tanınmak ve meÅŸhur olmak için acayip para harcamaya baÅŸladım. Sonra da kredi kartlarım ret vermeye baÅŸladı. Faizle borç aldım. Derken dibe vurdum. Tekstil iÅŸi tamamen elimden gidince, kendimi bir kulüpçü olarak buldum, öyle de kaldım...Bu iÅŸe girerken umduÄŸunuz neydi? BulduÄŸunuz ne oldu?- UmduÄŸumu buldum. UmduÄŸum para deÄŸil, popüler olmaktı. Hakikaten oldum. Ama hálá parayı bulamadım. Bulacağım inÅŸallah!HÄ°PERAKTÄ°FÄ°MPeki bu kadar mekan parasız nasıl açılıyor?- Borç, harç. Bir de benim aldığım bütün dükkanların altyapısı var. Bir ÅŸekilde önemini yitirmiÅŸ, pasifize olmuÅŸ yerleri alıyorum. EÅŸeÄŸi boyayıp satıyorum. Benim iÅŸim bu.Normal insanlar bu iÅŸi yapabilir mi?- Yapamazlar. Benim bir psikoloÄŸum var, HaÅŸmet. Bana koyduÄŸu teÅŸhis ÅŸu: Her insan ölümden korkarmış. Ama tepkileri farklı olurmuÅŸ. Ben ölümden korktuÄŸum için sürekli yeni mekanlar açıp kendimi dinç tutmaya çalışıyormuÅŸum. Bir de hiperliÄŸimden ve obsessifliÄŸimden dolayı korkunç bir karmaÅŸa duygusu yaşıyormuÅŸum. Ama diyor ki: ‘‘KarmaÅŸa denilen ÅŸey, eÄŸer onunla yüzleÅŸebilirsen, büyüleyicidir!’’ Yani bu iÅŸi yapabilmek için tam da benim gibi üç tahtası eksik bir adam olmak gerekiyor. Onun için normal insanlar yapamaz.Sizin eÄŸitiminiz nedir?- BoÄŸaziçi iÅŸletme terk! Dört kere girdim. Dört kere de kovuldum. Ama BoÄŸaziçi Ä°ÅŸletme'yi Türkiye 13'üncüsü olarak kazandım. Ä°yiydim yani. Bir taneyle baÅŸlayıp 8 tane mekan açmanın altında yatan gerçek nedir? A) Hırs B) Gece hayatının tek adamı olmak C) Yok be çaresizlikten! BoÅŸ duramıyorum.- Hepsi. Bir de ölüm korkusuymuÅŸ baksana! HaÅŸmet öyle söylüyor. Ä°ktidar insanlara düşler sunabilme sanatıymış. Ben de eÄŸlence sektöründe insanlara düşler sunmaya çalışıyorum. Ama bir tek düş vermek yeterli deÄŸil. ÇeÅŸitlilik sunacaksın!Durduk yerde dergi çıkarmak ne oluyor?- Hırs, heyecan, boÅŸ duramama, obsessiflik, açgözlülük... Mekanlarımda duracak, satılmayacak. Son derece yaratıcı iÅŸler çıkarıyoruz. Gazeteci bile oluyorum, düşün. Tasarımını da Ergün Gündüz yapıyor.GARSON EKOLÃœ DEĞİLÄ°MSiz kendinizde baÅŸkalarını eÄŸlendirme yeteneÄŸini nereden buluyorsunuz? Çocukken de mi böyleydiniz?- Muzipim ben, hep öyleydim. Laf sokmayı da severim. Ama önce ben, sonra müşterim. Herkese canım, cicim demeyi sevmeyen bir adamım. Kostüm-kravat ekolünden deÄŸilim. Celal çok sever mesela onu. ‘‘Aman efendim, hoÅŸ geldiniz, nerelerdeydiniz?’’ Zengin biri geldiÄŸi zaman ‘‘Nasılsınız beyefendi?’’ Ben hiç merhaba demem. Bunun nedeni snobluk mudur, utangaçlık mıdır bilemem. Sonuçta garson ekolü deÄŸilim. Yani ben eÄŸlendiren adam olmaktan çıktım. EÄŸlenceyi yaratmayı seviyorum. DeÄŸiÅŸik alternatifler sunmayı...Sizin bir de Akademi 14 diye bir gay barınız var. 14 ya da Prive'ye gidenler çok eÄŸleniyor. Neden? Sosyolojik, psikolojik bir açıklaması var mı?- Var. Her erkeÄŸin içinde bir kadın, her kadının içinde de bir erkek var. Belki bunun bilinç üstüne çıkması. Kim bilir, belki her ÅŸeyin hayatta seks olması. O mekanlarda insanlar içindeki hayvanı salıverebiliyor. Ve çizgi dışılığı Türk insanı yeni yeni keÅŸfediyor. Ben artık gay kulüp olarak görmüyorum oraları. Çizgi dışı kulüpler onlar. Ağırlıklı olarak gay'ler var ama herkes eÄŸlenebiliyor.Bu alemde kendinize rakip gördüğünüz, geçmeye çalıştığınız biri var mı?- Hayır. EÄŸlence hayatında benim ‘‘vasatizm’’ dediÄŸim bir ÅŸey var. Vasat patronlar ve vasat iÅŸletmeciler yanlarında hep vasat adamları çalıştırdıkları için vasat girdiler, vasat çıktılar elde ediyorlar. Bu durumda benim bir rakibim nasıl olabilir ki? Vasat bir adama benziyor muyum? Ãœstelik bir artım daha var: Türkiye'deki eÄŸlence sektöründeki adamlar bir beyinden oluÅŸuyor, biz bir ekibiz, 12 beyiniz. Ve ben tek tek hepsini ön plana çıkarabiliyorum. Mutfak ÅŸefim Gazi'dir diyorum, bu ÅŸahane yemekleri o yapıyor. Türkiye'de insanlar yıllarca aşçılarının bile isimlerini gizlediler, kıçı kalkmasın diye. Her gittiÄŸim yerde, patron benden rahatsız oldu. Para kazandırmama raÄŸmen. Neden benden daha hiper? Neden benden daha yaratıcı? Ondan sonra da kendimin patronu oldum. Ve ÅŸunu felsefe edindim: Patron olduÄŸum zaman beyinleri kaybetmeyeceÄŸim. Onlarla birlikte yükseleceÄŸim...ŞÜKRAN DUYUYORUMÄ°nsanların beyninde, eÄŸlence iÅŸine mayfanın bulaÅŸtığına dair yaygın bir kanaat var. DoÄŸru mu? Siz, iÅŸinizi yapabilmek için mafyanın korumasında olmak zorunda mısınız?- Yok, hayır. Celal benim için bir hayat okuludur. ÖğrettiÄŸi en önemli ÅŸey de ÅŸu: Bataklık olursan, çok pislik ve sinek gelir. Mafya olarak anılan insanlarla merhabam var ama ben yürüyüp giderim. Onlarla iÅŸim olmaz. Bu kadar paramı yemesine raÄŸmen Celal'e hakikaten bunu öğrettiÄŸi için şükran duyuyorum.Travestiye yaklaÅŸmış gay'ler gece hayatından silindiTürkiye'de gece kulübü iÅŸlettiÄŸiniz için rahat gözlemleyebiliyorsunuzdur. Gece hayatında heteroseksüellerin, gay'lerin, biseksüellerin ve metroseksüellerin oranı nedir?- Gay olmayan ama gay görüntü veren insanlara metroseksüel deniyorsa, yeni trend bu. Kadınları tavlamak artık metroseksüel olmaktan geçiyor. Görüntü, aksesuvarlar, hava ve yaÅŸam stili bir gay gibi. Hatta bir gay'den öte! Ama yüzde 100 heteroseksüeller. Bu adamlar son zamanların en büyük trendi. Şıklık, hafif bir incelik, estetik, hatta yeri geldiÄŸinde göz altında kalemi bile görebiliyorsun. Ãœstelik gay olarak algılanmaktan bile rahatsız olmuyorlar. Yüzde olarak henüz bir azınlık henüz ama hızlı geliyorlar. Peki gay'ler?- Hálá bir kimlik arayışında oldukları için kendi kapalı kulüplerinde eÄŸleniyorlar. Ama çok kısa zamanda onlar da kabuklarını kırıp gece hayatında yön belirleyen, söz sahibi olan müşteri portföyüne girecekler. Heteroseksüellere gelince, iÅŸleri zor, her ÅŸey o kadar birbirine karıştı ki, ben onların bir kısmına maço demeyi tercih ediyorum. Ne var ki bu ‘‘ağır abiler’’ bile deÄŸiÅŸen dünyaya adapte olmaya baÅŸladılar. Bunun en güzel örneÄŸini Taksim'deki çizgi dışı kulüplerde görebilirsiniz. ‘‘Ağır abiler’’ barın üstünde oynuyorlar. Bu önce beni rahatsız ediyordu ÅŸimdi hoÅŸuma gidiyor. ‘‘Ağır abiler’’in bazılarının latan homoseksüel durumu yok mu?- Yüzde yüz!Peki siz metroseksüellik denilen ÅŸeyi nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz?- Estetik olarak güzel olan her ÅŸey bana iyi geliyor. Sahte bile olsa!Bir dönem de ‘‘ağır gay’’ ÅŸarkıcılar vardı...- Onlar da bitti! Travestiye yaklaÅŸmış gay'ler eÄŸlence hayatından silindi. Åžarkıcıların da metroseksüel olanları revaçta. Yani sende soru iÅŸareti olarak kalacak: Nedir bu? Gay midir, deÄŸil midir diyeceksin! EÄŸer bunu sana dedirtebiliyorsa ÅŸahane. Çünkü kadınların içinde ÅŸu var: ‘‘Gay bile olsa onu kendi yatağıma atabilirim!’’ Beynine soru iÅŸaretleri yollayan erkek kazanıyor!MANKEN, PLAYBOY DÖNEMÄ° BÄ°TTÄ° ARTIK NO NAME'LER TRENDÄ° BELÄ°RLÄ°YORBir mekanın parlamasının esas olarak araçları nelerdir? Mankenler, playboy’lar, sosyete olarak anılan insanlar, ağır iÅŸadamları? Hangi müdavimler orayı flaÅŸ mekan yapar?- Her ÅŸey dönem meselesi. Geçen sene iÅŸadamları belirliyordu. Son iki seneye kadar da mankenler önemliydi. Yani mankenlerin, playboy’ların gittiÄŸi yer ‘‘in’’di. O dönemin artıları bugün için eksi oldu. Deniz Akkaya dışındaki mankenlerin gittiÄŸi yerler artık ‘‘out.’’ Deniz'i soyutluyorum çünkü ben onu manken olarak görmüyorum, o benim için starlar kategorisinde. Artık daha entelektüel, eÄŸlenmesini bilen, ismi olmayan, bizim tabirimizle no-name insanların gittiÄŸi yerler trendi belirliyor.SEVGÄ°LÄ°M BANA SÄ°NCABIM DÄ°YORBir sevgilim var, 20 yaşında. Ben ona bebek diyorum. Bebek, gece hayatını bilmiyor. Bebek, bu çevreden deÄŸil. Kendi hayatından biriyle beraber olduÄŸun zaman bir sahtelik sezebilirsin ama bebeklerde sahtelik yoktur. Her akÅŸam eve giderken heyecanlanıyorum. Çünkü beni bekleyen bir bebek var. Çok yakın arkadaÅŸlarım dışında onu kimse tanımıyor. Tanıtıp bebekliÄŸini bozmak istemiyorum. Aynı masaya oturduÄŸumuz zaman, diyelim 15 kiÅŸilik masadayız, 10 kiÅŸi dönüp bakıyor ve ona asılıyor. 20 yaşında biriyle beraber olduÄŸun zaman onun annesisin, babasısın, sevgilisisin, öğretmenisin. Her ÅŸeyisin. Hakikaten gözünü seninle açıyor. Bana sincabım diyor. Ä°nanamazsın o kadar güzel ÅŸeyler yaşıyorum ki...Â