Aile içi şiddet engellenebildiği an, daha mutlu çocuklar, daha iyi bir evlilik ve sağlam bir çevre beraberinde geliyor. Eğitim gören kadın, önce eşiyle ufak tartışmalar yaşasa da sonuçta evliliği öyle bir hale geliyor ki, ‘Neden daha önce bu eğitimi almadın’ sorusuyla karşılaşıyor.Elif Aldoğan: Bizler, Gazi Mahallesi’nde sadece çocuk yetiştiriyorduk. Eşimize hizmetin, vatan için görev olduğu bilinciyle yetiştirildik. Çocuğumuza istediğimiz baskıyı yapabiliriz sanıyorduk. Bu eğitimlerden sonra çocuğumuza nasıl davranmamız gerektiğini, eşimize nasıl davranmamız gerektiğini öğrendik. Her şeyden önce bir grup halinde bu eğitimi alıyorsunuz. O insanların da değişik sorunları olduğunu görüyorsunuz. Ben yüksekokul okumamıştım. Açıköğretime devam ediyorum. 40’ından sonra bir şeyleri yakalamaya çalışıyorum. Hülya Avşar: Bu eğitim programının size kazandırdıkları neler oldu?EA: Çocuklarımı anneliğe hazır bir halde dünyaya getirmek isterdim. Annemin bana öğrettikleriyle değil de, eğitim sırasında öğrendiklerimle onu hayata hazırlamak isterdim. Benim eşimle birlikte kaynım da üzerimde otoriterdi. Babam da öyle. Elbette akrabalık ilişkileri olur ama bir kadının üzerinde bu kadar baskı olmaz, olmamalı. Eğitim sırasında ve sonrasında önceden kabullendiğin bu baskıyı, nasıl dağıtabileceğinin arayışları içine giriyorsun. Arkadaşlarımızın yardımlarını da alarak Kibele Kadın Kooperatifi adlı bir kooperatif kurduk. Bu eğitimi veren arkadaşlar da bizleri halen bilgilendiriyorlar, eksiklerimizde yardımcı oluyorlar. Hülya Avşar: Eşinize eğitim aldığınızı ve bu tür çalışmalara başladığınızı nasıl anlattınız? Onun tavrı ne oldu?EA: Önce çatışmalarımız oldu. Ben ona, ağabeyinin bizim hayatımıza müdahale etmesini doğru buluyor musun diye soruyordum. Peki benim ağabeyim, senin üzerinde otoriter olabilir mi? Erkek egemen bir toplum olduğumuz için, erkeğe otoriterlik olmaz diye büyüdük. Hatta doğaldır erkeğin otorite kurması ve yasaldır. Hülya Avşar: Peki eşiniz, bu problemi bu şekilde anlattığınızda, anlayış gösterdi mi?EA: Önce küçük çatışmalarla başladı. Sonra gerçekten eşim şunu söyledi; ‘Keşke yıllar önce bu eğitimleri alsaydın.’ Eğer ben bu eğitimi almasaydım, hiçbir şansım yoktu, olayları düzeltebilmek için. Eğer bu eğitim olmasaydı, eşimle de çocuğumla da iyi bir irtibat kuramazdım. Aynaya bakmasını bile beceremezdim. Çünkü ailemiz bize ‘aynaya bakma’ diye öğretmişti. Yani kötü anlamda kullanırdık bu kelimeyi.Hülya Avşar: İlk defa duyuyorum bu deyimi...EA: Kesinlikle öyle, o bile hata oluyor toplumda. Ama ben, belirli eğitimler edindikten sonra çocuğuma da daha doğal bakabildim. Gezmek senin hakkındır, bir insanın elini tutmak senin hakkındır, sevmek hakkındır, diyebildim. Gazi Mahallesi’ni görün, çok farklıdır. Hala bu düşünce sürmektedir, bize yabancı değil bu yaşam. Hülya Avşar: Aile içi şiddet var mıydı sizde?EA: Elbette... Ama bitti artık. Problemlerimizi konuşarak hallediyoruz. Hatta çocuklarımızla oturup karar alıyoruz, ne yapalım bu hafta sonu diye...Hülya Avşar: Ne kadar süreyle eğitim aldınız?EA: 1995’ten beri eğitim almaya devam ediyorum. Gazi Mahallesi’nde 20 tane kadınız, bize Yunanistan aracılığıyla bir finans sağlandı, para sağlandı fakat biz bundan yararlanamadık. Amacımız şuydu; bir yuva kuralım, kadınları iş alanına yönlendirelim. Ancak belediyeler bize destek vermedi. Bu finansı da kullanamadık. Bu durum çok üzdü bizi. Olayı sadece gönüllü kadınlarımız döndürecekti, kadınlar dışarıda en azından ekmek parası kazanacaktı. Hülya Avşar: Bu kadar kadın vakfı ve dernek var ancak bir türlü birleşemiyorlar. Gerçekten bu kadın kuruluşları birleşip bakanlıklar oluştursa bir başkanın altında, daha çok seslerini çıkartsa ve insanlar bu derneklere daha kolay ulaşılabilse... Çünkü çabalar ayrı ayrı yapıldığı için sonuca ulaşmıyor. Türkiye’de kadınların oy potansiyeli yüzde 51. Birleşebilsek, yine aynı çalışmalar yapılsa, daha çok duyulursunuz. Müjde Bilgütay: Bazı kampanyalarda çalışmalarımıza yer veriliyor. Mesela Medeni Kanun’un reformu sırasında 126 tane kadın örgütü bir araya geldi ve yeni bir Medeni Kanun yapıldı ve bu kesinlikle eşit bir Medeni Kanun oldu. Burada basının da çok büyük desteği oldu ve 126 örgüt, dünya tarihinde çok azdır, bir araya gelip bir amaç için çalıştı. Anadolu’da farklı farklı yerel örgütler oluşsa, bunlar kendi aralarında ilişkiye geçseler mükemmel olur.Eğitim alın gülmeyi öğreninHülya Avşar: Kendiniz mi karar verdiniz bu eğitimi almaya? Menekşe Genç: Ben diyaliz hastasıyım, bu programa katılmasaydım eğer hayatla mücadele edemezdim. Şimdi eşimi, işimi, hastaneye gidiş gelişlerimi birarada yürütüyorum. Tek başımayım, kimseden bir destek görmüyorum. Atölye Mor Kağıtta çalışıyorum. Benim eşim derdi, gezmeye git, bir yerlere git yeter ki evde durma. Çünkü evde durduğumda daha çok rahatsız oluyordum, falan komşum şunu demiş, arkadaşım bunu demiş olacağına, böyle bir yere git, derdi. Ben de toplum merkezine gittim. Hem hastalığımla, hem atölyeyle, hem de eşimle igileniyorum. Bu eğitimi aldıktan sonra, ufkum çok genişledi. Bu tür dernekler ve vakıflar varmış ama benim haberim yokmuş. Çevre edindim, çünkü köyden gelmiştim, beş senedir buradaydım. İlkokul mezunuyum.HA: Bir kere o kadar güzel, o kadar güler yüzlü anlatıyorsun ki, herhalde insanlar bu vakıfta ilk önce gülmeyi öğreniyor. Aile içi şiddet var mıydı?MG: Şiddet yoktu ailemde ama kaynana baskısı, görümce baskısı, yani çevre şiddeti vardı, onu da aştım sonunda.HA: Nasıl aştınız?MG: Yani onlarla nasıl konuşacağımı, nasıl tartışılacağını öğrenerek aştım. Şu anda çok mutluyum o konularda...HA: Bir de bu vakıfta o kadar farklı insanlar bir araya gelmiş ki, zaten bu şekilde kendiliğinden bir eğitim oluşuyor. Aklınıza gelir miydi Tokat’tan gelip de İstanbul’da birkaç bayanla birlikle aynı ortamda çalışıp dost olacaksınız? MG:
Rüya görsem, inanmazdımAyÅŸe Akbal (The Body Shop Marka Müdürü): The Body Shop 1976’da kurulurken, insanlar, hayvanlar, çevre ve duyarlılıkla ilgili sosyal sorumlu bir marka olması öngörülmüş. Aile içi ÅŸiddete karşı olmak, global bir kampanyaydı. Bu kampanyaya katılmak isteyen ülkelere de açıktı. Bu konu Türkiye için çok hassas olduÄŸundan biz de varız dedik. Hatta çok ÅŸaşırdılar. Bizden böyle pozitif bir hareket beklemiyorlardı herhalde. Biz de gönüllüyüz ve bu kampanyayı Türkiye’de yapacağız ve duyuracağız dedik. Çalışmalara baÅŸlayınca bu konuda emek harcayan ve kadınları örgütlemekle ilgili ciddi çalışmaları olan bir partner seçmek zorundaydık. O sırada da Kadın Ä°nsan Hakları Yeni Çözümler Vakfı’yla karşılaÅŸtık ve iÅŸbirliÄŸi yaptık. Sonra Mor Kağıt’la birlikte çalışmaya baÅŸladık. Ä°yi ki varsın Kaya!Ä°nsanları diÄŸer canlılardan ayıran nedir, oku bakiiiim: KONUÅžMAKonuÅŸmak, Dokunmak, Öpüşmek, SeviÅŸmek kulaÄŸa ne hoÅŸ geliyor. Ä°ÅŸte bunun için sadece konuÅŸ, anlat, izah et, güzel sözler söyle, iÅŸte ÅŸiddetin tek silahı, günümüzde en düzgün giden evliliklerin çoÄŸu aralarında konuÅŸacakları konuları olmadığı için bitiyor. Bazen aÄŸzı olan da konuÅŸamıyor! Ä°ÅŸte, böyle olanları da muhakkak konuÅŸturacak bir ÅŸey bulunur. Bugünkü sohbetimizde olduÄŸu gibi... Ama tabii konuÅŸurken de, düzelteceÄŸine bozabilirsin de... Ä°ÅŸte bunun için de böyle duyarlı derneklere ihtiyaç vardı. Bazen de konuÅŸsan da faydası olmayanlar vardır. Artık onlar insan sınıfından direkt ayrılıp, diÄŸer canlı grubuna girer. Onlarla zaten uÄŸraÅŸmaya gerek yok, hemen yeni bir hayat, yeni insan gibi baÅŸvurulacak yollar vardır. Her ne kadar zor da olsa, açıkcası dünkü ve bugünkü sohbetimizin hakkında yazı yazarken çok sıkıldım, belki en az yedi-sekiz sayfa attım. Åžimdi çığlık atmak istiyorum ya da hemen yüzmeliyim, tenis de olabilir ya da en kolayı ben gidip bir Kaya’ya çakayım! Sonra, o bana çaksın, araya Zehra girsin ve komÅŸular, evdeki diÄŸerleri.. Aslında yine en güzeli benimki galiba, tenis topuna vururken aldığım zevki size anlatamam. Özellikle turnuva maçlarında o topu iki göz bir burun, bir dudak yaptım bir de isim koydum. Ä°ÅŸte gerçek ÅŸiddet buna derler! Siz gelin de görün, iyi ki varsın raket ve top, iyi ki varsın tenis ve iyi ki varsın Kaya, senin sayende kazandığım maçları saymakla bitiremem! Ä°NANDIKLARIMMutluluk, arada bir geldiÄŸi için mutluluktur. Ya yakalar biriktirirsin, ya da kaçırırsın!Hülya AVÅžARÂ
button