İznik'ten aşk masalı

Yapımcılığını BKM'nin üstlendiği "Bir Varmış Bir Yokmuş"ta, İznik'te geçen bu masalsı bir aşkın öyküsü anlatılıyor. Dizide başrolü Onur Ünsal ve Şahima Koldemir ile 15 aradan sonra setlere dönen usta oyuncu Ahmet Mekin paylaşıyor.

15 senedir setlerden uzaktım. Halit Ağa rolüne beni uygun görmüşler, teklif ettiler, oturup konuştuk ve kabul ettim.

Özellikle fikrimi değiştiren biri olmadı. Hiç kimseye bir kırgınlığım yoktu. Problemlerim vardı, çok çalışmış, çok yorulmuştum ve "Bir süre çalışmayacağım" dedim. Ama sonra çok uzadı bu iş ve tekrar çalışmaya başladım.

Benim hiçbir zaman 'keşke'lerim olmadı. Ben sadece sinema oyuncusuyum, o kadar... Benim işim bu! Başka şeyler beni hiç ilgilendirmedi. Yine de ilgilendirmiyor. "Şunu yapsaydım, bunu da yapsaydım" demedim hiç.

Erdek'in Ocaklar köyünde yaşıyorum. Dizinin çekimleri İznik'te yapılıyor, çekimler olmadığı zaman evime dönüyorum.

Torununu çok seven, ailesini koruyan, her şeye pozitif bakan bir adam. İyi bir karakter...

- Peki o bildiğimiz köy ağalarından mı?

Hayır, bildiğimiz ağalardan değil Halit Ağa. Hali vakti yerinde, zengin bir adam. İznik'te zeytin ağaçları, arazisi var. Ama torunu istanbul'dan İznik'e geldiği zaman tüm varlığını onunla paylaşıyor.

Dizide aşk olacak ama Halit Ağa'nın bu aşka engel olacağını zannetmiyorum.

Tabii ki enerjilerinden etkileniyorum. Hepsi çok yetenekliler, çok da iyi ve sevimliler. Hepsini çok seviyorum.

Birincisi diziyi BKM şirketinin yapıyor olması, ikincisi dizinin sesli çekilmesi, son olarak da oynayacağım Sinan karakterinin çok keyifli bir rol olmasıydı...

Sinan istanbul'da yaşarken, birtakım ailevi problemlerinden dolayı eğitimini, çocukluğunun geçtiği kasabada tamamlamaya karar veriyor. Büyük şehirden kasabaya yerleşmek zor bir durumdur aslında. Orada hayatını devam ettirmesi için birtakım nedenleri olmalı insanın. Biz bir dizi çekmenin dışında gençlere dair birtakım şeyleri de anlatacağız.

Tabi ki başlarda bocalıyor ama Sinan'ın kasabaya gelmesi, istanbul'daki üvey babasının yanında olmasından çok daha iyi.

Sinan İznik'te de eniştesiyle ilgili birtakım problemler yaşıyor. Bu problemler istanbul'a dönmesine neden olacak mı, bilmiyorum. Ama şimdilik görünen, Sinan'ın üvey babasından uzakta yeni bir hayat kurmak istediği...

Evet, öyle. istanbul'da büyümüş, varlıklı bir ailenin çocuğu ama babasını kaybetmiş. Çok da şımarık bir karakter olarak düşünmeyelim Sinan'ı, çünkü yavaş yavaş karakteri değişecek.

Var tabii ki... Sinan bütün ilişkilerinde çok duygusal. Bu da benim hakkını vereceğim çok önemli noktalardan biri.

Daha önce "Ezo Gelin" dizisinde oynamıştım, o tabi bambaşka bir roldü. Antepli bir çocuğu oynuyordum orada. Tiyatro ve sinemada oynadığım roller de çok daha farklıydı. "Pandoranın Kutusu" adlı bir oyunda çalışmıştım, bana en yakın olan rol oradakiydi.

Oyunculuktan başka hiçbir şey yapmıyorum. Oyun Atölyesi Tiyatrosu'nda Haluk Bilginer'le birlikteyim. İki sene önce konservatuvarım bitti. Dört tane çok güzel sinema filmim oldu. Bunların devamı da gelecek.

Ben oyunculuk dışında hiçbir şey yapamam! Başka hiçbir şey düşünmedim, düşünmeyeceğim... Oyunculuğumu ilerletebildiğim sürece ilerleteceğim. Çok zor bir iş. İşimi çok severek yapıyorum ve her zaman daha iyisini yapmak istiyorum. Kısmetse ölene kadar, varsa ölümden sonra da tiyatro yapmak istiyorum

 ŞAHİKA KOLDEMİR (ZEYNEP)

DİBİNE KADAR DRAMAs OYNAMAK İSTİYORUM

- "Bir Varmış Bir Yokmuş" dizisinin içeriğinden biraz bahseder misiniz?

Dizide olaylar İznik kasabasında geçiyor. Dizi, Zeynep ve Sinan karakterleri ve onların aileleri üzerine kurgulandı. Ben Zeynep'i canlandırıyorum. Zeynep, babasını küçükken kaybetmiş, annesi ve abisiyle birlikte Sinan'ın dedesinin konağında yaşıyor. Sinan ve Zeynep çocukluklarından beri birbirlerine aşıklar. Ama yaşları ilerledikçe bazı tereddütler yaşamaya başlıyorlar. Sinan'ın en deli çağları, bu yüzden bazen Zeynep'ten sıkılıyor...

Tam olarak öyle değil aslında. Ama Zeynep'in aşkını daha çok görüyoruz. Sinan'ın ise kararsızlığını... Sinan'ın kafasının karışık olmasının nedenleri var. Bir kere istanbul'da büyümüş, orada kız arkadaşları olmuş. Ama Zeynep kasabadan hiç çıkmamış. Sinan, yaz aylarını hep İznik'te geçirmiş, ilk duyguları da Zeynep'le yaşamış. Belki de bu yüzden ondan vazgeçemiyor.

- Daha önce hangi dizilerde rol aldınız?

"Gözyaşı Çetesi", "İyi ki Varsın", "Hırçın Kız", "Yasak Elma" ve "Pars Narkoterör" dizilerinde rol aldım. "Yasak Elma" ilk başrolümdü, "Bir Varmış Bir Yokmuş" ikinci oldu.

- Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz?

Çocukluğumdan beri bu mesleği yapmak istiyordum. Kafamda üç şey vardı; ya dansçı, ya müzisyen ya da oyuncu olacaktım. Aslında müzik eğitimi aldım. Güzel Sanatlar'da müzik bölümünde okudum ve flüt çalıyordum. Ama daha sonra müzikten soğudum ve oyuncu olmaya karar verdim.

Almadım ama çok fazla oyuncu koçuyla çalıştım. Kendimi geliştirmek için çok fırsatım oldu, dizilerim ardı ardına geldi. Hayatım boyunca da oyunculuk yapmak istiyorum.

- Peki zorlandığınız oluyor mu hiç?

Senaryoyu okuduğumda zorlanacağımı düşündüğüm zaman, arayıp oyuncu arkadaşlarıma danışıyorum. Bir sürü iyi oyuncuyla çalıştım, birçok yapımcı tanıdım. Bu yüzden kendimi çok şanslı hissediyorum. Setim olmadığı zaman bile kendimi geliştirmek için rejide oturup kamera arkasını izliyorum.

Dramayı çok seviyorum, bu yüzden hiç komedi denemedim. Dibine kadar drama oynamak istiyorum şu anda.