İstanbul’u gezmeye geldiler baklava açmak için mutfağa girdiler

Güncelleme Tarihi:

İstanbul’u gezmeye geldiler baklava açmak için mutfağa girdiler
Oluşturulma Tarihi: Nisan 14, 2011 20:20

Gezmeye gittiğiniz bir şehirde, zamanınızı otelin mutfağında geçirmeyi düşünür müsünüz? İlk bakışta bu fikir kulağa hiç hoş gelmeyebilir. Ancak Türk yemeklerine hayran kalan turistler, İstanbul gezilerinin bir kısmını aynen böyle geçiriyor! Üç saatte, Şef Murat Özdemir’den ezogelin çorba yapmayı, yaprak dolması sarmanın inceliklerini ve baklavanın püf noktalarını öğreniyor.

Bert Lauwers ve ailesi, Belçika’nın Antwerp kentinde yaşıyor. Üç günlük kısa bir tatil için istanbul’dalar. İki gün Ayasofya, Topkapı Sarayı gibi tarihi mekanları gezdikten sonra son günlerini sokaklarda değil, kaldıkları otelin mutfağında geçiriyorlar. Neden mi? Hayran kaldıkları Türk yemeklerini öğrenmek için. Şef Murat Özdemir, haftanın üç günü Sultanahmet’te Arena Hotel’de turistlere İngilizce, Fransızca ve Almanca olarak Türk mutfağının inceliklerini öğretiyor. Özdemir, “Türk yemeklerine çok meraklılar. Sürekli tarif soruyorlar. Dolayısıyla kursa büyük ilgi var. Ayda yaklaşık 100-150 öğrencimiz oluyor” diye anlatıyor. Her derste, beş çeşitten oluşan bir mönü hazırlanıyor. Katılımcılar, mutfakta iki saat geçiriyor. Yemekler piştikten sonra afiyetle yeniyor. Turistler, ülkelerine dönerken sırf kültürel değil, Türk mutfağının inceliklerini de götürüyor. ÇALIŞAN KADINA YAPRAK SARMAK ZOR   Geçen hafta yapılan dersteki mönüde ezogelin çorbası, deniz mahsülleri krebi, zeytinyağlı yaprak dolma, Topkapı piliç ve tatlı olarak baklava vardı. Bert Lauwers (50), bir yandan ezogelin çorbasını karıştırırken anlatıyor: “Eşim yemek yapmaya çok meraklı. Burada yediğimiz güzel yemeklerden öğrenmek istedi, biz de ailece son günümüzü mutfakta geçirmeye karar verdik. Döndüğümüzde evde hazırlayacağını ümit ediyorum. Şimdiden iş bölümü yaptık. Ben ağır iş olan çorbayı hallediyorum. Tüm malzemeleri tencereye attıktan sonra hiç durmadan karıştırmak zormuş!” Bu arada eşi Ann (50), yaprak dolma için asma yapraklarını temizliyor: “Belçika’da hiç bu tarz yemekler yemiyoruz. Hele, yaprak yendiğini hiç görmemiştim! Ezogelin çorbasını kesinlikle yeniden deneyeceğim” diyor. Çocuklar, Stün (22) ve Joost (19) ise başka bir köşede baklava için ellerinde oklavalarla ceviz eziyor. Şef Murat Özdemir, büyük dikkatle inceliyor yapılanları, öğrencileri yönlendiriyor: “Önce tatlıdan başlıyoruz çünkü baklavanın pişmesi iki saat sürüyor.” Baklava hazırlanıp fırına verilince, sıra yaprak dolması sarmaya geliyor. “Yemekler arasında en büyük ilgiyi yaprak dolması görüyor. Yiyip beğendikten sonra nasıl yapıldığını merak ediyorlar. Bu nedenle, yapımı zor olmasına rağmen mönüye koyuyoruz. Çok hoşlarına gidiyor, hiç zorlanmadan yapıyorlar” diyor Özdemir. Lauwersler, büyük bir dikkatle yaprakları sararken “O kadar da zor değilmiş!” diyor. Eşi Ann ekliyor: “Ancak çalışan insanlar nasıl hazırlıyor bunu? Tek tek tüm yaprakları sarmak çok uzun sürüyor. Ben Belçika’da işten çıkıp ancak bir makarna yapabiliyorum. Türkler bu işi nasıl beceriyor?” YENİ TARİFLER İÇİN YENİ GEZİLERÖğrenciler, ders sonunda hazırladıkları yemekleri afiyetle yiyor. Ders başında kendilerine verilen yazılı tariflerin yanında derste çğrendikleri püf noktaları ekleyip, ülkelerine dönüyorlar. “Döndükten sonra evlerine çağırdıkları misafirlere burada öğrendikleri Türk yemeklerini pişirip, büyük sükse yapıyorlarmış. Herkes çok beğeniyormuş. Sonra bizi arayıp, teşekkür ediyorlar, yeni yemekler öğrenmek için yeniden geleceklerini söylüyorlar.” Bu arada Şef Murat Özdemir bir sırrını da itiraf ediyor: “Öğrencilerin hazırladıkları yemekleri kimi zaman diğer otel misafirlerine de sunuyoruz. Tek başıma otursam üç saatte saracağım dolmaları, hep birlikte eğlenerek çok daha kısa sürede sarıyoruz.” Yemek kursları, her salı, perşembe ve cumartesileri yapılıyor. Derse katılım ücreti kişi başı 65 Euro.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!